Utangac traduction Espagnol
1,895 traduction parallèle
zeki, iyi ve utangac birisi.
Es un tipo inteligente, buena persona, algo tímido.
- Seni utangac..
- Oh, es tímida..
Utangaç rolünü bırak, seni aptal gösteriyor.
Usted acaba de parecer estúpido.
Biraz utangaç değil miydim?
No crees que he estado un poco tímida?
- Pek de utangaç birine benzemiyorsun.
- No pareces tímida.
Utangaç değilsin diyorum.
Que no pareces tímida.
- Utangaç mısın?
- ¿ Un poco tímida?
Utangaç olmak için çok büyük.
Es demasiado mayor para ser tímida.
- Bu biraz utangaç, öyle mi?
- ¿ Éste es tímido, no?
Çok utangaç olmayan bir kız.
Ella es la clase de chica que no es demasiado tímida.
Sen utangaç mısın, okunamayan mısralar?
¿ Eres vergonzosa, garabateada línea?
Morgan sessiz bir adamdı utangaç bir adamdı.
Morgan era un hombre tranquilo un hombre tímido.
Bilirsin, erkek ve kadın odaları utangaç gecenin bir yarısı kapıyı çalar.
Ya sabes, con cuartos diferentes. y un tímido golpe en la puerta a media noche para compartir el tocador del amante.
Şiddete itilen utangaç insanlar için ne derler bilirsiniz.
Gracias. ¿ Hay algún mensaje para mí?
Denerim. OğIan biraz utangaç.
Lo intentaré, él esta siendo un poco tímido.
Hadi, utangaç olma.
Vamos, hijo.
Demek istediğim, bu şey büyük ve korkutucu ama biraz utangaç.
Quiero decir, esta cosa es bastante grande y horrenda, pero más bien tímida.
Sana sarılması hiç de utangaç bir sarılma değildi.
Era bastante tímido por entonces.
Galiba eskisi kadar utangaç değil artık.
El abrazo que te dio no era nada tímido.
Utangaç davranma.
No seas timido
Pek utangaç sayılmaz.
No es muy tímida.
RF59 bildirisini yazdığında böyle utangaç değildin.
No eras tan tímido cuando escribiste tu manifiesto RF59.
Utangaç ve gergin başladın. Ama kısa sürede aç gözlü bir canavar olacaksın.
Empiezas avergonzado y nervioso,... y al final serás un monstruo avaricioso.
Daha genç olan öyle utangaç ki, neredeyse sevimli.
El más joven es tan terriblemente tímido que hasta resulta dulce.
- Evet, utangaç olma, Shylock.
- Si, no seas tímido, Shylock. ( n.t. Personaje usurero judío de Shakespear )
Burada utangaç biri var, Donna!
¡ Tenemos aquí a uno tímido, Donna!
Hayır, utangaç değil, boynu, koca kafasını taşıyamayacak kadar ince.
No, no está siendo modesta, su cuello es sólo muy delgado para sostener su enorme cabeza.
Utangaç biriyimdir de.
No lo sé.
Oğlan biraz utangaç, ama arkadaşlar.
Está en su clase. Él es un poco tímido, pero son amigos.
Fena değildi, içine kapanık, utangaç bir ingiliz.
Estuvo bien, tu sabes. El es reservado, tímido, Británico, no dice mucho.
- Utangaç işerim ben.
Tenemos a un orinador vergonzoso aquí.
Bak, sadece biraz utangaç.
Mira, él sólo es tímido, eso es todo.
Ben cana yakın, iyimser sevimli fazla utangaç ve bazen aptal âşık aldırışsız biriyim.
Soy encantador, optimista, simpático, muy tímido, y, a veces muy tonto... en el amor... y temerario.
Curtis, o garip değil, sadece utangaç.
Curtis, no es rara. Es tímida.
Utangaç biri misin?
¿ Eres tímido?
O çok utangaç görünüyor.
Parece tan reservada.
Görüyorsun, Rosemary yabancıların yanında oldukça utangaç.
Sé que Rosemary es muy tímida con los extraños.
Bilirsin, erkek ve kadın odaları utangaç gecenin bir yarısı kapıyı çalar. Sevgilisinin odasını paylaşmak için.
Ya sabes, casas separadas... y suaves golpecitos en la puerta a medianoche... para compartir la alcoba de los amantes.
Ama ben utangaç birisiyim.
Pero soy tímido.
O iyidir ama biraz utangaç...
Es un chico muy guay, aunque un poco tímido.
Sidik torban utangaç galiba?
¿ Tienes vejiga tímida?
Utangaç ve başkalarıyla çok az şey paylaşıyor.
Es tímida y no comparte mucho con los demás.
Doug çok utangaç bir çocuktur.
Doug es muy tímido, ¿ entienden?
Utangaç olma.
- No seas tímido.
Burada beni buradan yalnız bırakmayı nasıl istedin, ve nasıl bu kadar utangaç oldun.
Que querías traerme aquí para estar solos, pero que eras demasiado tímido para pedírmelo.
Ve etrafta yaşlı hanımlar ve insanlar var, bilirsiniz utangaç şekilde dergilere bakan tipler, çok sessiz ve bir anda kalakalıyorum.
Y hay ancianitas y gente que hojean revistas calladamente.
20 yaşımdaydım. Ve aşırı derecede utangaç bir genç kızdım.
Yo tenía 20 años y era una jovencita dolorosamente tímida.
Aşırı kilolu ve utangaç bir çocuk olduğumu söyleyebilirim ama büyüdüğümde bunları aştım ve iyiyim.
Diría que era gorda y tímida pero lo superé y estoy bien.
Utangaç olma
No seas tímido.
Utangaç mı?
¿ Tímida?
O utangaç biri.
Es del tipo vergonzoso.