Uydurdum traduction Espagnol
958 traduction parallèle
Hepsini uydurdum.
Ella se lo inventó todo.
Şimdi sizin için uydurdum hanımefendi.
Acabo de inventarla para Vd.
— Ben de. Şimdi uydurdum.
La he inventado.
Ben de sana uyan sözler uydurdum.
Y yo le añadí palabras como las que tú usas.
Hepsini uydurdum.
Me inventé todo eso.
- Ben uydurdum müfettiş.
- Ya he tramado la mía, inspector.
Dinle, bütün bunları uydurdum, çünkü bütün bu olanların bir hata olduğunu sandım.
Mira, me la he inventado, porque creí que todo esto era un error.
Onları satabilmek için uydurdum bunu.
Eso inventé para poder venderlos.
Bir şeyim yok benim. Uydurdum sadece.
No tengo ningún problema...
Sence bunları uydurdum mu?
¿ Crees que me lo he inventado?
Tanrı'nın yolundan gitmedim. Kendi çıkarlarıma uygun bir Tanrı bile uydurdum.
No buscaba a Dios, me inventé a Dios para que se adaptara a mis propósitos.
Ben uydurdum.
Me lo puse yo.
Evet. Senin için bahaneler uydurdum.
Sí, pedí disculpas en tu nombre.
Pekala, onu uydurdum ama bu, gördüğüm şeylere inanman içindi.
Bien, me inventé aquello... pero deberías creer en el resto de mis visiones.
Hayır, galiba şimdi uydurdum.
Creo que me lo acabo de inventar.
Uydurmamı söyledin, ben de uydurdum.
Usted me dijo que me lo inventara y eso hice.
Bunları tek başıma ben uydurdum.
Sólo, inventé todo lo que pasa aquí.
Michael Corleone hakkında bir sürü şey uydurdum, onları memnun etmek için.
Por lo tanto inventé mucho sobre Michael Corleone. Porque eso era lo que querían.
Seni ben uydurdum, değil mi Eddie?
Yo te inventé, ¿ verdad, Eddie?
Her şey gibi seni de ben uydurdum.
Te inventé como a todo lo demás.
Tanıdığım erkekler... çekip gidince, "Gerçek değildi, ben uydurdum" derdim.
Los hombres que he conocido, cuando se iban, yo decía : "No eran reales, me los inventé".
Onu şimdi uydurdum.
Me lo acabo de inventar.
Babamın şerefine leke süren bir teori uydurdum.
Con mis teorías deshonré a mi padre.
Her şeyi uydurdum.
Me lo he inventado.
Şimdi uydurdum.
Me lo acabo de inventar.
Ben uydurdum.
Es un hombre inventado.
Farklı bir hikâye uydurdum, bu sayede Yahudi olduğumu gizleyebildim.
Me inventé una historia para no tener que admitir que era judía.
Hayır, o hikâyeyi ben uydurdum.
No, no. Esa historia me la he inventado.
Paltolu hikâyeyi ben uydurdum.
La historia del abrigo es inventada.
Ona Stockholm'le ilgili hikayeyi uydurdum ama sanırım elime yüzüme bulaştırdım.
Le dije que me iba a Estocolmo pero no se lo creyó.
- Bilmiyorum, şimdi uydurdum.
- No sé, me lo acabo de inventar.
Portakalı soydum, başucuma koydum, ben bir yalan uydurdum, duma duma dum!
¡ Un momento! En un café se rifa un gato... al que le toque el número cuatro, ¡ uno, dos, tres, cuatro!
Belki de ben uydurdum.
Quizá lo soñé.
Ben uydurdum.
Lo inventé.
- Ben uydurdum.
- Lo inventé yo.
Sullivan'ı uydurdum.
Sullivan es inventado.
" Ben de, duymak istedikleri her şeyi uydurdum.
" Dije todo lo que querían oír.
Ben Chopin'i biraz uydurdum, sen fazla tepki gösterdin.
Yo he fingido ser Chopin y tú has fingido una reacción.
Tüm dünya değişiyor ve ben de ona ayak uydurdum.
Y bien, he cambiado, he cambiado, como el mundo entero ha cambiado...
Çünkü ben uydurdum.
- Me lo acabo de inventar.
Bir hikaye uydurdum yarın geri gelecekler.
Inventé una excusa... así que volverán mañana.
Bunu ben uydurdum.
Me lo he inventado.
Herbiriniz için 6 tane sır uydurdum.
Imaginé 6 secretos. Uno para cada uno.
Son 17 dakikadır söylediklerimi kafamdan uydurdum.
Los últimos 17 minutos he mentido como malo de la cabeza.
Bir derdim olmasını istedin, ben de bunu uydurdum.
Creo que querías que tuviera uno y pensé en ese.
Yanlış numara verdim. Uydurdum.
Te di uno falso, me lo inventé.
FBI'lı çocuklarla anlaşma yaptık. Michael Corleone hakkında bir sürü şey uydurdum, onları memnun etmek için.
Los tipos del FBI me propusieron un trato y me inventé cosas sobre Michael Corleone, que era lo que querían.
Patenle kayma düşünü ben uydurdum.
Por cierto, el sueño de los patines me lo he inventado.
Ben sadece uydurdum.
Tuve un sueño basado en la foto.
Yok bu çeşidini ben şimdi uydurdum.
- No. Lo aprendí yo solito.
Bunu ben uydurdum. Tamam mı?
Voy a hacerlo, ¿ vale?