Uydurmuyorum traduction Espagnol
290 traduction parallèle
Hiçbir şeyi uydurmuyorum. Hepsini kitaplarımdan alıyorum. Hepsi doğru.
No me invento nada, todo lo aprendo en los libros, no mienten.
Ve bunu uydurmuyorum, onları gördüm! Kellersonlar iyi insanlardır Tommy.
Son buena gente, no molestan a nadie.
Ve bunu uydurmuyorum. Sanırım oraya gidip etrafı bir kolaçan etmekten zarar gelmez.
No pasará nada por ir a echar un vistazo.
- Uydurmuyorum.
- No es ningún invento.
Uydurmuyorum. Beceremezdim.
No lo estoy inventando.
İkinci gün, tarih böyle yazıyor, ben uydurmuyorum,... ikinci gün... bir takım hayvanlar türemiş toprağın,... küllerin altından.
El segundo día, dice la historia, no me lo he inventado. desde el segundo día, especies animales precisas surgieron de las profundidades de la tierra y las cenizas.
Hiç birini uydurmuyorum bunların.
No me he inventado nada.
Uydurmuyorum. Orada durmuş onunla konuşuyordum.
No lo estoy inventando.
Uydurmuyorum ve uydurduğumu söyleyerek beni korkutamazsın.
No inventé nada y no le voy a decir que sí por más que me asuste.
- Uyduruyorsun. - Hayır, uydurmuyorum.
- Te lo estás inventando.
# Uydurmuyorum
" No estoy mintiendo
- Hayır, uydurmuyorum.
- No. Lo juro.
- Uydurmuyorum. Neden uydurayım ki?
- No. ¿ Por qué?
- Şaka yapmıyor. - Uydurmuyorum.
En serio, no lo invento.
Yoo uydurmuyorum.
¡ Claro que no me he escapado!
Bunu uydurmuyorum.
No estoy inventando esto.
Bak Lenny, bunları uydurmuyorum.
Mira, Lenny, no estoy inventando.
- Konuştukça uyduruyor! - Hayır, uydurmuyorum!
- ¡ Lo está inventando!
Uydurmuyorum ki. Gel kendi gözlerinle gör.
No estoy inventando, Vayan y mírenlos ustedes mismos.
Uydurmuyorum!
No estoy inventando nada!
Lavabodaki bu şeyden gördüm. Eminim uydurmuyorum.
Debí haber adivinado...
Uyduruyor olmalısın. Hayır! Uydurmuyorum.
No, juro que no.
Masal uydurmuyorum.
No es un cuento de hadas.
Egon, bunu ben uydurmuyorum.
- Egon, no fue mi imaginación.
- Uydurmuyorum.
- No.
- Hayır hayır, ben bunu uydurmuyorum.
- No, no, no lo estoy inventando.
Uydurmuyorum.
No estoy inventando esto.
- Bahane uydurmuyorum.
- No es otra excusa.
Hayır hayır, kafamdan uydurmuyorum.
Bueno, no me la sé de memoria.
- Hikaye bu işte. Uydurmuyorum.
La historia es así y no me la estoy inventando.
Uydurmuyorum.
No me lo estoy inventando.
- Mookie, hikaye uydurmayı bırak. - Uydurmuyorum!
- Mookie deja de inventar cosas - ¡ No lo hago!
Bunu uydurmuyorum. Uzaylılar tarafından kaçırılma profiline uyuyor.
Mira, todo esto coincide con el perfil de una abducción alienígena.
- Bahane uydurmuyorum.
- Me excuso...
Ekonomi okudum. Kafadan uydurmuyorum.
Estudié económicas, sé de qué hablo
Bunları uydurmuyorum.
No podría inventarme algo así.
Bunu uydurmuyorum.
No lo estoy inventando.
Uydurmuyorum.
No lo estoy inventando.
Bu kez ciddiyim. Uydurmuyorum.
Estoy hablando en serio.
Bunları uydurmuyorum.
No me lo estoy inventando.
Bahane uydurmuyorum.
No vengo ahora con excusas.
Dilaltında tıraş bıçakları, saçtan tasmalar. Ben bir şey uydurmuyorum.
Hojas de afeitar bajo la lengua, lazos de cabello.
Orada çalışmam konusunda bahane uydurmuyorum, sen de yapmamalısın.
No pongo excusas para trabajar allá no hay razones para que tú si.
Uydurmuyorum.
No me lo estoy inventado.
Şimdiye kadar yaptıklarımı kafamdan uydurmuyorum.
Todavía no me he hecho a la idea, no sé qué voy a hacer
Bakın, bunları uydurmuyorum.
Oigan, no me lo estoy inventando.
- Uydurmuyorum, süsleyerek anlatıyorum.
- Yo no miento. Embellezco.
Ben uydurmuyorum.
No es mi imaginación.
- Evet, uydurmuyorum.
Sí, en serio.
Gerçekten, uydurmuyorum.
De verdad.
Uydurmuyorum bunu.
No me lo imaginé.