Uzak traduction Espagnol
42,017 traduction parallèle
Ne kadar uzak dostum?
¿ Cuánto más, amigo?
Beni ameliyathanelerden uzak tutabileceğinizi biliyorum.
Mira, sé que puedes mantenerme fuera del quirófano.
Bir kez daha duymamın yardımı olmayacak. Bir şeyleri düzeltmeyecek ya da zamanı geri almayacak. O yüzden çeneni kapatıp benden uzak dur lütfen.
Y oírlo otra vez no va a ayudar en nada o cambiar nada o arreglarme o echar el tiempo atrás, así que cállate y mantente al margen, por favor.
Benden uzak dur.
Mantente lejos de mí.
Felaketlerden uzak dururum.
Me mantengo alejado de los desastres.
Bir şeye bağımlıysa ve deli gibi istiyorsa bir kağıt parçası uzak durmasını sağlamayacaktır.
Cuando eres adicto a algo y lo quieres desesperadamente, un trozo de papel es...
"KAPPA ALPHA OMEGA'DAN UZAK DUR"
ALEJAOS DE KAPPA ALPHA OMEGA. NO SIGNIFICA NO. NO BEBÁIS EL ZUMO DE LA SELVA
Söylentilere göre, Spring, Lydia'ya uzak bir babaymış.
De todas formas, Spring fue un padre distante para Lydia, e incluso más solitario.
Siz bazı ilginç fenomenler keşfederken araştırmanız tanımlanabilir sonuçlardan uzak kifayetsiz bir hal aldı.
Aunque descubrió algún fenómeno interesante, su búsqueda fue inconclusa y sin resultados definidos.
Daha da kötüsü özneleri güvenlik hilallerinden uzak tutup onları koruyamadınız.
Y lo peor es que fracasó en mantener a los sujetos contenidos y recuperarlos de la brecha inicial.
Uzak durun demiştim.
¡ Te dije que te sentaras!
Sallarda üç uzak kameramız var sonra tekneler var.
Tenemos tres cámaras remotas en las balsas, además las cámaras de los botes.
# Bak, uzak değil #
* Mira, no está lejos *
Köpeği ölüm sığınaklarından uzak tutmakla görevli pireleriz.
Pulgas con la tarea de mantener al perro fuera de la perrera.
İki haftadan daha uzun süre evden uzak kalmamaya çalışıyorum.
Intento no pasar más de dos semanas fuera de casa.
Hey, Emma'dan uzak dur sadece.
- Oye, aléjate de Emma.
Deli misin, başım beladan uzak durmalı.
Chester no quiere saber nada, ¿ Estás loco? ¿ Qué parte de aléjate de los problemas no entiendes?
Uzak dur, uzak dur. Bebek salıncağındaki koca bebekten
Aléjate, aléjate del niño grande en el columpio de bebes.
- Uzak kalmak için uzun bir zaman.
- Mucho tiempo lejos.
Benden uzak tutamazsınız.
No pueden alejarla de mí.
- Burası eve çok uzak.
- Esto está muy lejos de la casa.
Hem hedefi hem ateş edeni vurarak bedeni parçalıyor evrenin uzak köşelerine dağıtıp Gölge Soyu'nu yanında götürüyor.
Afecta tanto al blanco como al tirador, destrozando el cuerpo, dispersándolo a los lejanos confines del universo, llevándose al Shadow Kin con él.
Bilmiyorum Murphy'den uzak olsun da.
No sé. Lejos de Murphy.
Ondan uzak dur, Roman.
Mantente lejos de ella, Roman.
Ama uzak şansı denemek hiç olmamasından iyidir.
Pero es mejor coger una posibilidad remota a una inexistente.
- Benden uzak dur, bende senden uzak dururum.
Se mantenga alejado de mí, y yo me quedo lejos de usted.
- Uzak dur be, ben enfekte olmadım.
Mantenerse lo más lejos posible, y no infectarse.
- Uzak dur ondan.
- ¡ Aléjate de él!
Niyetleri kötülükten uzak olsa da, yöntemleri acımasızdı.
Sus intenciones eran puras, pero sus métodos eran crueles.
Bu yüzden ondan uzak dur, duydun mu?
Así que no te fijes en él, ¿ queda claro?
Derhâl... uzak... dur!
Mantente... alejada... de él.
Benden uzak dur.
No te acerques a mí.
- Karımdan uzak dur.
No te acerques a mi mujer.
- Benden uzak dur!
- Apartense de mí.
Yani bu uzaktan kontrol edebildiği anlamına gelir. Yani buradan çok uzak olamayacağı anlamına gelir.
Lo que significa que puede hacerlo a distancia, lo que significa que no puede estar lejos de aquí.
Onları babandan uzak tutun.
Mantenlos lejos de tu padre.
Kızdan uzak dur, Feverhead.
Apártate de la niña, "cabeza caliente".
Yani balkon alanından uzak durmak isteyeceksin.
Así que evita el balcón.
- Paul'den uzak olduğum tek gün bu. - Hayır!
- Es mi único día sin Paul.
Tamam be, evden uzak olacaksam ben de varım.
Vale. Si me mantiene fuera de casa... me apunto.
Afedersiniz, içime sinmese de bir süreliğine uzak durmanızı rica edeceğim.
¡ Discúlpame! Es con gran angustia que debo pedir un momento de privacidad.
Akıllarınızı beladan uzak tutmak için tatlı çocuklarımız arasında bir ölüm kalım savaşı düzenleyeceğim.
Para quitaros los problemas de encima, voy a patrocinar una batalla hasta la muerte sin restricciones entre nuestros niños más monos.
O İtalyanlara de ki..... kuzey yakasından uzak dursunlar.
Diles a esos italianos que se mantengan alejados de una puta vez de la parte norte.
Hayvanat bahçemden uzak kalmak için olabilecek en kötü gün, bugün.
Es el peor día para estar ausente del zoo.
Pencelerelerden uzak duruyorum çünkü yansımamı görürsem, benim gözlerimde de olacağından korkuyorum
Me mantengo alejada de las ventanas porque me temo que si veo mi reflejo, también habrá duda en los míos.
Sabrımızın ve irademizin sınanacağı bu aylar boyunca, birçok gözdağı ve ihbar tehlikeleri bizden uzak tutacaktır.
Muchos meses en los que tanto nuestra paciencia como nuestra voluntad serán probadas, meses en los que muchas amenazas y denuncias nos mantendrán atentos de nuestros peligros.
Oakland'ın uzak bir mahallesinde yaşıyorlar.
Están en Oakland, en las colinas.
Sen nasıl uzak duruyorsun?
No le va a hacer dejarlo.
Çok uzak olmayan bir motelde birçok kurban bulundu.
Hubo un homicidio en progreso casi al mismo tiempo. Múltiples victimas en el motel no muy lejos de ahí.
- Biliyorum, biliyorum ama artık kendi babamın katil olmasından daha uzak bir ihtimal değil. - Onun...
- ¿ Crees que él...?
Video programından uzak tutulacak mı?
¿ Qué va a requerir que quites ese video de tu programa?
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
uzak durun 130
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzak durun benden 23
uzaktan 27
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
uzak durun 130
uzaklaşma 31
uzaklarda 21
uzak durun benden 23
uzaktan 27
uzakta 58
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzaklaş oradan 25
uzak değil 34
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş ondan 16
uzak mı 36
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzaklaş oradan 25
uzak değil 34
uzaklaş buradan 43
uzaklaşıyorlar 24
uzaklaş ondan 16
uzak mı 36