Ved traduction Espagnol
147 traduction parallèle
Bakın geliyor işte dertli dertli zavallı, kitaba dalmış.
Pero ved, allí llega leyendo el desdichado.
Şu alımlı, görkemli yüze bak bir.
Ved qué gracia anima este semblante.
Şimdi bir de ötekine bak.
Ved ahora quién le sucede.
Baksana, nasıl da solgun yüzü.
Ved cuán pálido es su fulgor.
Bak nasıl uzaklaşıyor!
¡ Ved cómo se aleja!
Bak, bak, şu an kapıdan çıkıyor.
Ved cómo sale ahora por la puerta.
- Şu hâle bakın, kralım.
- Ved esto, señor.
Aldırmayın beyler, olağan bir şey sayın bunu.
Ved esto, señores, como algo habitual.
İşte hakkını alanın lanetli kellesi!
¡ Ved aquí clavada la cabeza del vil usurpador!
Ama gördünüz, gün nasıl çabuk karardı.
Mas, ved qué pronto se ha nublado.
Oh, ne muhteşem!
Ved qué majestad.
Brady ved Morton mahkumları kontrol etmek için tam buraya gelecek.
Brady y Morton van a ir para controlar los prisioneros.
Bakın bizim pencerelerimiz, gelin bakın.
Mirad, nuestras ventanas. Venid y ved.
Farkında değilsiniz ama bir bakış yeter! - Neden?
Ved. no se da cuenta, pero ¡ basta con mirarlo, por Dios!
Görüyorsunuz işte, kimlerle uğraşıyorum.
Ved lo que tengo que aguantar.
Bak, nasıl da dayamış yanağını eline!
¡ Ved cómo apoya la mejilla en la mano!
Daha fazla tartışma olmayacak.
Y ved, More, que no hay discusión posible.
İşte çiftimiz.
Ved ; aquí está la pareja.
Görün ve ona göre konuşun.
Ved y, después hablad por vosotros.
Kalkın ve kıyametin görüntüsünü görün.
¡ Arriba! Ved la imagen del gran juicio.
Gördüğünüz üzere, hepsini yırtıyorum.
Ved, amigos, cómo lo rompo todo.
Kötülüğün size ne yaptığını görün.
Ved el mal que os están haciendo.
Tüyler ürperten tutku gösterilerini görün.
Ved los actos de pasión tal como ocurrieron.
Çalıştır, düşüncelerini çalıştır ve onlar içinde bir kuşatma gör.
¡ Trabajad, trabajad vuestra imaginación y ved en ella un asedio!
Balta girmemiş Kızılderili ormanlarından gelen kaplanı görün!
¡ Ved al trigre de la jungla hindú!
Zavallı bakın nasıl da ciddi ciddi okuyor.
Mas ved cuán tristemente se aproxima el desgraciado leyendo.
Bak nasıl bir incelik yerleşmiş bu yüze.
Ved cuánta nobleza residía en este semblante.
Nasıl uzaklaşıyor usul usul
Ved cómo se desliza lentamente.
karaliçeye bakın! Ho!
¡ La reina, ved qué ocurre!
Nasıl da gülmeye başladı!
¡ Ved, cuál se ríe!
Görün nasıl cezalandıracak bizi!
¡ Ved cómo nos castiga!
Sizi koruyacağız Kraliçem!
Isabel, ved si las damas están preparadas.
Dikkatle bakın Lord Burghley.
Ved, Lord Burghley.
- Tybalt burada yatıyor işte.
Ved donde yace ese Teobaldo.
Bu adam hakkında bir şey var mı diye Gölgeler kitabına bakın.
Mirad en el Libro de las Sombras y ved si podéis encontrar algo.
Kendiniz görün.
Ved por vosotros mismos.
Bu gece sen unut bizleri... Her şey yolunda, bak, her şey yolunda, bak...
Ved que aún me tenéis, pensad, mientras me tenéis, ved si aún me veis.
Niye buradayız malum... Vaktimiz az...
Ved cómo el populacho está entregado a él.
Hırsın nelere yol açtığına şahit olun.
Ved lo que les pasa a los estudiantes que lo codician
Bakın Lil'Tic Energizer Tavşanı'na nasıl basacak
Ved cómo casco al conejo de las pilas.
Bak yüzü nasıl yana yatmış elinin üstünde.
¡ Ved como su mejilla está en su mano!
Seninle aramızdaki farkı anlayabilmen için sen yalvarmadan hayatını bağışlıyorum.
Ved la diferencia que hay entre nosotros. Os perdono la vida antes de que me lo pidáis.
Operasyonda gerekli teknik malzeme için Marshall'ı görün.
Ved a Marshall para el equipo técnico.
Bakın efendimiz, geliyor.
- Ved, señor, aquí llega.
İşte bir kafatası.
Ved.
"Pişirmeden önce köpeği nasıl parçalayacağınızı size öğreteceğim." diyor.
"Hauka, ved como se descuartiza un perro antes de cocerlo".
Görüyorsun, nasıl ödeşiyorlar benimle.
¡ Y ved cómo me recompensa!
Bakın ne hâldeyim!
¡ Ved cómo estoy embrujado!
Bir de şuna bak bu da senin şimdiki kocan...
Ved ahora el que sigue.
Sadece bekleyin ve görün.
Sólo esperad y ved.
Bak, Jessica.
Ved, Jessica.