English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ V ] / Verdin mi

Verdin mi traduction Espagnol

4,419 traduction parallèle
5 sent verdin mi, bayan?
¿ Pagó sus cinco centavos, señorita?
Müjdeyi onlara verdin mi? - Hayır, vermedim.
- ¿ Le has contado la buena noticia?
Birine ödünç verdin mi?
¿ Se la prestaste a alguien?
En azından haber verdin mi?
¿ Al menos le has avisado?
Yabancı bir hükümete rüşvet verdin mi?
¿ Sobornó a un gobierno extranjero?
- Parayı verdin mi?
¿ Realmente le pagó?
Onlara bunun için bir koz verdin mi Bill?
¿ Les has dado razones para hacerlo, Bill?
O kapıyı açarsa Cameron'un ilk sorusu tanıklara rüşvet verdin mi olacak.
Si abre esa puerta, la primera pregunta que Cameron hará será, ¿ intentó sobornar a los testigos?
- Zaman sınırı verdin mi?
- ¿ Fijaste un límite? - Sí.
Kadına bu soruşturmayla ilgili ayrıntılar verdin mi?
¿ Le diste algún detalle sobre esta investigación?
Ona bir isim verdin mi?
¿ Le diste un nombre?
Ona bir isim verdin mi?
¿ Le... diste... un... nombre?
- ölüm haberi verdin mi?
- una notificación de muerte?
- Kayıtları kimseye verdin mi?
¿ Le diste las cintas a alguien?
Ondan bahsetmişken, Root'la ilgili ne yapacağına karar verdin mi?
Hablando de lo cual, ¿ ya decidiste qué hacer con Root?
Hey Lavon, kimin hangi sırada koşacağına karar verdin mi?
Lavon, ¿ has decidido el orden de los corredores?
Sabah nasıl giyineceğine karar verdin mi?
¿ Cómo decides por la mañana qué te vas a poner?
Dışarıda da olmayacağına söz verdin mi? Bütün bu insanlardaki etki büyüsünü çekmemi mi istiyorsun?
¿ Hiciste alguna promesa sobre hacerlo fuera de casa? ¿ Quieres que le quite el hechizo a toda esta gente?
- Verdin mi?
¿ Sí o no?
Ona zarar verdin mi?
¿ La lastimó?
- Bir fotoğrafa girmedin diye hemen çizimi çıkarıp Noel'i sabote etmeye mi karar verdin?
¿ Por no salir en una foto tenías que sabotear la Navidad con ese dibujo?
Güvenliğe haber mi verdin?
¿ Llamaste a seguridad?
- Kaplumbağaya ekstazi mi verdin?
Le di éxtasis a "un" tortuga.
Bayan Langran'a benim ismimi mi verdin?
¿ Le dijiste a la señora Langran que yo hice la lista?
Mona'nın aklına girmesine izin mi verdin?
¿ Y dejaste que Mona te convenciera de esto?
Ona bu rolü sen mi verdin?
¿ Lo has metido en esto?
- Kaçmasına izin mi verdin?
¿ Lo dejaste escapar?
- Gelip onu ele verdin diye mi?
¿ Porque has tenido que venir y pillarle? Sí.
En sevdiğim kızımın bekâretini bozup namusunu kirleterek bu kibarlığıma karşılık verdin.
Y pagaste mi amabilidad quitándole a mi hija más querida su castidad y su virtud.
Bizim kontrol etme şansımız olmadan yapmasına izin mi verdin?
¿ Le dejas hacer esto sin ninguna manera de volver?
Ortağını öylece öldürmeye mi karar verdin?
Tu compañero, ¿ sólo decidiste matarlo?
Çocuğuna suçlu ismi mi verdin?
Espera, espera, ¿ le vas a llamar como un delincuente?
Bana bacak verdin ama hepsi bu kadar, öyle mi?
Me diste piernas, pero eso es todo, ¿ verdad?
- Ama ona sorun verdin değil mi?
¿ Pero le diste un problema? Sí.
- O atışın emrini sen mi verdin?
¿ Ordenó usted esto?
Bir sabah uyandın, harika hissettin ve oğlunu öldüren adamı ziyaret etmeye mi karar verdin?
¿ Te sientes tan bien que quieres ver al asesino de tu hijo?
Bir sabah uyandın, harika hissettin ve oğlunu öldüren adamı ziyaret etmeye mi karar verdin?
¿ Así que un día te sentiste tan bien que decidiste ver al asesino de tu hijo?
Sen de bizi öldürmeye mi karar verdin?
Así que decidiste matarnos?
Sen de bana söylememeye mi karar verdin?
Entonces decidiste no contármelo.
Yoksa bir kiliseyi ateşe mi verdin?
¿ Quemaste una iglesia?
Adamıma bir silah verdin. Eşinin çocuğu sınıf arkadaşlarını öldürmek için kullandı.
Le diste a mi chico un arma, y el hijo de su mujer lo usó para matar a toda su clase.
Rehabilitasyonuma mı para verdin?
¿ Tú pagaste por mi rehabilitación?
İsim mi verdin?
¿ Le pusiste nombre?
Benimle alay edebilmek için mi içeri girmeme izin verdin?
¿ Me dejaste entrar sólo para burlarte de mí?
- Ona John ismini mi verdin?
- ¿ La has llamado John?
Bize sahtesini mi verdin?
¿ Nos das una falsificación?
Çocuğun olamayacağını bildiğin için gözetimine bıraktığım anda kızıma yapışıverdin.
Te apoderaste de mi hija apenas la dejé a tu cuidado porque nunca pudiste tener una.
Yani abartısız yarım bir bok verdin öyle mi?
¿ Así que literalmente le regalaste la mitad de una mierda?
Yardım etmesine izin mi verdin?
¿ Lo deja sentarse con la servidumbre?
Zaten kararını verdin, değil mi?
Tú ya tomaste una decisión, ¿ no es cierto?
Ona isim verdin değil mi?
Le diste un nombre, ¿ verdad?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]