Yanımda traduction Espagnol
16,050 traduction parallèle
Bakın, kanal 3, 4'üncü toplantıda bana röportaj yapıyor. Ve seni burada yanımda görmek isterim Koltuğum için koşuşturduğunuzu duyurmak için.
Mira, el Canal 3 me entrevistará el 4... y quiero que estés conmigo... para anunciar que postulas a mi cargo.
Nasıl yanımda değilsin?
¿ Cómo no estás de mi lado?
Sen de yanımda yat.
Duerme aquí.
Sen yanımda olduktan sonra burada gayet mutlu olabilirim.
Me quedaría aquí a gusto, si estuvieras conmigo.
Yanımda sadece avro var.
Tengo solo Euros.
Onları bu tür işler için yanımda getirmem.
No los traigo a este tipo de cosas. - ¿ No?
Benim yanımda saklanan masum kadına ve korkmuş küçük çocuğa etmediğin kesin.
Desde luego, no a la mujer inocente y al niño asustado que escondo conmigo.
Um, yanımda beklediklerine emin olacağım ve zaman geldiğinde fiziksel olarak iyi olacağım.
Voy a asegurarme de que estén esperándome y de estar bien físicamente cuando llegue el momento.
Yanımda olması onun için güvenli değil.
No es seguro llevarla conmigo.
Jason, benim yanımda duracaksın ve bu dünyanın temizlenmesine ve onu mükemmelleştirmeme yardım edeceksin.
Jason, estarás al lado mío y me ayudarás a limpiar este mundo, y lo regresarás a la perfección.
Birkaç arkadaş da getirdim yanımda.
Y traje unos amigos.
25 yıI geçti, yanımda sevgili kocamla.
25 años después, con mi amado esposo a mi lado.
Hiç yanımda olmadı.
Él nunca me apoyó.
Puffy yanımda hafif kalır.
Puffy ni se compara conmigo, nena.
Squabbles her adımda yanımda olmalı.
Squabbles tiene que estar a mi lado siempre.
Benim yanımda güvende.
Está a salvo conmigo.
Yanımda John Wayne var gibi.
Es como tener mi propio John Wayne.
Seni yanımda götürürsem nasıl bir amca olurum?
¿ Qué clase de tío sería si te llevara conmigo?
Rica etsem sadece sınıfta yanımda oturur musun?
Si solo pudieras... sentarte a mi lado otra vez en clase.
Üzgünüm, yanımda yok.
Lo siento. No la tengo conmigo.
Benimki yanımda.
Yo tengo la mía.
Ve sen de orada olabilirdin, tam benim yanımda.
Y podrías estar allí, justo a mi lado.
Fakat ben yanımda olmasını istiyorum.
Pero me gusta tenerlo cerca.
Tanrı'nın yanımda olduğunun.
De que Jesús está conmigo.
Benim de yanımda olduğunu düşünüyor musun?
¿ Crees que también esté conmigo?
Tommy de yanımda olsaydı keşke.
Desearía que Tommy estuviera aquí.
- Yanımda bir erkek getirmem yasak mı diyorsun yani?
Lo que dices es que no se permite un hombre. Es por tu elección del hombre.
Yedi Krallık'ı geri aldığımda yanımda olmanı istiyorum.
Cuando conquiste los Siete Reinos... te necesito a mi lado.
Kralın Şehri'ne saldırdı ve şu an yanımda duran adam tarafından mağlup edildi.
Atacó Desembarco del Rey y lo derrotó rotundamente... el hombre parado a mi lado.
Yanımda şehrin en ünlü cücesi varken gizli bir göreve çıkamam.
No puedo partir en una misión secreta en compañía del enano más famoso de la ciudad.
O sahnede ben Demir Taht'ta yanımda seninle.
Una imagen mía sobre el Trono de Hierro y tú a mi lado.
Her zamankinden çok yanımda olmana ihtiyacım var.
Te necesito a mi lado, ahora más que nunca.
Eğer yaşamak istiyorsak sizin yanımda olmanıza ihtiyacım var.
Si queremos sobrevivir, la necesito a mi lado.
- Seni hep yanımda tutacağım Maymun Bey.
Te tendré conmigo todo el tiempo, Sr. Mono.
- Dean yanımda da ben yapmıyorum değil...
- No estamos Dean y yo juntos para...
Bu yüzden ya seni öldüreceğim, ya da yanımda tutacağım.
Entonces, te mato o te asocio.
Yaptığın her şey benimle bu odada,... bu koltukta, benim yanımda.
Todo lo que has hecho te ha traído hasta aquí. A este sillón, a esta sala, junto a mí.
Yanımda ol anne.
Acompáñame, madre.
Teftişe çıkıyorum ve oğlum Anatole da orduya katılmaya giderken yolda yanımda olacak
Voy a hacer una inspección y mi hijo Anatoly va a acompañarme en su camino al ejército.
Yanımda.
A mi lado.
Yanımda olması hakkım.
¡ Tengo derecho a que esté aquí!
Tam yanımda oturuyorsun.
Estás sentada a mi lado.
Yanımda toplanın.
Únanse a mí. Únanse a mí.
Yanımda biri olması güzel olur.
Me vendría bien la compañía.
Yaşadığım onca şeyden sonra, yanımda güvenebileceğim insanların olması rahatlık veriyor.
Con todo lo que estoy pasando me reconforta saber que puedo confiar en los dos.
Russell da yoktu yanımda. Tek başıma gittim.
Y no estaba Russell, fui solo.
Bu ufaklık yanımda.
Tengo a este pequeño tipo,
Sonra onun yanında gittim... ve baktığımda ölmüş olduğunu gördüm.
Me acerqué a ella y vi que estaba muerta.
Yanlış adalet anlayışın suçlarımdan dolayı asılmamı gerektiriyorsa senin de yanı başımda asılman gerektiğini herhalde kabul ediyorsundur.
Si su desacertada visión de justicia requiere que sea colgado por mis crímenes, supongo que comprende que usted debe colgar a mi lado... por los suyos.
İkincisi yanıtlamış, "Hayır ama 19 dilde yardım çağırmayı biliyorum." Hayatımda duyduğum en kötü fıkra bu.
El segundo dice, "No, pero puedo gritar por ayuda en 19 idiomas".
Ruslara benim hakkımda yanıldığınızı söyleyeceksiniz ve onların önünde benden özür dileyeceksiniz.
Le explicará a los rusos que cometió un error con respecto a mí y se disculpará conmigo delante de ellos.