Yapmadın mı traduction Espagnol
2,969 traduction parallèle
Pişman olduğun şeyler yapmadın mı?
¿ Hecho cosas de las que te arrepientes?
Daha hastahaneye geçiş yapmadın mı?
¿ Te has hecho ya la tarjeta del hospital?
- Hiçbir şey yapmadın mı?
¿ - Usted no hizo nada? ¿
Esir alınmış bir kadın gördün ve hiçbir şey yapmadın mı?
¿ Viste a una mujer cautiva y no hiciste nada al respecto?
- Yeterince şey yapmadın mı?
- ¡ Ya hiciste suficiente!
Bir şey yapmadın mı?
¿ No preparaste?
Gerçekten hiç pilav yapmadın mı? Sizinle konuşmuyorum. Gidin burdan.
¿ Nunca has probado el risotto? No os hablo.
Sen yapmadın mı?
Entonces, ¿ no lo hiciste?
Birisi için bir kitap kahmaranı yapmadın mı?
¿ No puedes hacer que una persona sea un héroe en un libro?
Hadi ama.Televizyon gösterini yıllarca seyirci karşısında yapmadın mı?
Vamos. ¿ No hacías tu show de televisión en frente de una audiencia, por años?
Bunu gerçekten daha yapmadın mı?
¿ Me juras que no lo has hecho nunca?
- Hiç artistlik yapmadın mı?
¿ No has estado actuando todo el tiempo?
Yapmadığım için beni Louis'e ispiyonlayacak mısın?
¿ Me vas a entregar a Louis si no?
E.J'in yapmadığını biliyordum ama Cade'i bulmam için yardımı gerekiyordu.
Si, yo sabia que EJ no lo hizo, pero necesito de su ayuda para traer a Cade.
Yanlış bir şey yapmadın, tamam mı?
No hiciste nada malo, ¿ vale?
Seks yapmadığın bir fırsat ya da resmi tatil var mı?
¿ Hay alguna ocasión o festivo en la que no acabe en sexo?
Bana gençken hiç hata yapmadığınızı mı söylüyorsunuz?
¿ Me vais a decir que cuando érais jóvenes no cometísteis ningún error?
Belki kendim yapmadığım bir operasyonda övgüleri de aldım ama Oscar'ın hayatını en az senin kadar kurtardığımı kabul etmiyorsan, sen de en az benim kadar kibirlisin demektir.
Y tal vez haya aceptado el crédito por un procedimiento que no hice del todo. Pero si no puedes admitir que yo salvé la vida de Oscar tanto como tú entonces eres tan orgullosa como yo.
Ben yapmadım rakiplerime de saygı duyulmasını istiyorum benimki iyiydi ve herkesin bamyasından biraz tattım ve jüri birinciye nasıl karar verdi bilemiyorum.
Pero yo no porque estaba muy bueno. Probé el gumbo de todo el mundo, y no sé... Dios mío.
Ama, daha açılışı yapmadığınızı biliyorum, Eğer yoğun olacaksanız, tamamen anlarım.
Pero sí, sé que todavía no habéis abierto, así que si estás demasiado ocupado, lo entiendo perfectamente.
- Neden yaptın böyle bir şeyi? - Ben yapmadım.
- ¿ Por qué lo hiciste?
- Anlamadığınız şu ki, ben yapmadım.
Tiene que entender que no lo hice.
itiraf edeceğim, bu operasyonu daha önce hiç yapmadım ama bana başka şans bırakmadın.
Admitiré que nunca he hecho esta operación antes. pero no me has dado otra opción.
Aslında hiçbir şey yapmadım. Hayır, onun için oradaydın ve önemli olan da bu.
Has estado ahí cuando te ha necesitado y eso es lo importante.
Adam-çocuğun yapmadığını mı düşünüyorsun?
¿ Crees que el niño hombre lo hizo?
Ben bir şey yapmadım. - Bırakın onu.
- ¡ Déjenlo ir!
- Yapmadığın mı?
- ¿ Que no habías hecho?
Utanmanızı gerektirecek şeyler yapmadınız mı yani?
¿ Usted no hizo nada de lo que se avergüence?
Sanırım hiçbir şey yapmadığım gerçeğini, umarsızca söyleyerek kibirli davranmış olmuyorum ama bilmelisin ki benimle beraber olmanın mümkünâtı yoktu yine de bütün umutlarını bana bağladın, değil mi?
Quiero decir, no creo que esté siendo arrogante por decir que sin tener en cuenta el hecho de que no he hecho nada para hacerte pensar que tuvieras alguna oportunidad de estar conmigo, sigues teniendo esperanza en mi, tengo razón?
Bu adamın ona vurmasını izledim, ve bir şey yapmadım..
Vi a ese hombre golpearla, y no hice nada.
Sebepsiz yere benim ve ponpon kızların üzerine atladılar. Hiçbir şey yapmadım.
Se abalanzaron sobre mi y las animadoras sin motivo alguno.
"Senin neden aynısını yapmadığını, asla anlamadım. Hank."
Nunca entendí por qué tú no hiciste lo mismo.
Ama az önce Ricky ve Steve'in bungee jumping yapmadım diye sızlanmalarını dinledim.
Pero sigo con esta pequeña queja de Ricky y Steve... quejándose de mí, porque no hice el bungee-jumping.
Bir aralar öyle düşünmedim değil. Onun için yapmadığım şey kalmadığını fark edene dek.
Hubo un tiempo en que pensaba que tal vez sí hasta que comencé a despertarme sacándome pelo de conejo de los dientes.
Ama benden hiçbir şey alamazsınız, çünkü ben yapmadım.
Pero no tienen nada contra mi porque yo no lo hice.
Sizin işinizi böldüğüm için kusura bakmayın ama cidden seks yapmadık mı şimdi?
Perdón por interrumpir esta pequeña... cosa que está ocurriendo aquí, pero ¿ estás segura que no tuvimos sexo?
Siz yapmadınız mı hâlâ?
¿ Aún no terminan?
Yapmadım ben. Toplum, diğer insanların neyin şirin olduğu fikriyle fazlasıyla alakadar.
No la hice, la sociedad está obsesionada con la idea de la belleza.
O hayatımın aşkı, asla böyle bir şey yapmadım.
Es el amor de mi vida, yo nunca...
Sana sessizlik boykotu uygulayıp kadına baktığını kabul etmeni. beklemekle çok çocukça davrandım. Ama elbetteki bunu yapmadın yoksa kabul ederdin, değil mi?
Sabes, estaba siendo muy infantil dándote el tratamiento del silencio, esperando que admitieses que miraste a esa chica, pero claro que no lo hiciste, o lo habrías admitido, ¿ correcto?
Reklam için yapıp yapmadığını mı?
¿ Si lo hizo por publicidad?
Yaptın mı, yapmadın mı?
¿ Pasó algo o no? .
Prosedüre uyarız. Yayındaki programlara gelen mesajların hepsinde niye konuyla ilgili yayın yapmadığımız soruluyor. Ne cevap vereyim?
Me están preguntando por qué no lo cubrimos. ¿ Qué les contesto?
Nasıl göründüğünü biliyorum ama Tanrı'nın ve annemin üstüne yemin ederim ben yapmadım.
Sé lo que parece. Pero le juro por Dios y por mi madre que no le maté.
Ben yapmadım, sen de yapmadın.
Yo no lo hice, tú tampoco.
Bunu daha önce yapmadım, ama... Nede olmasın? Gözlerini kapa.
En realidad, nunca he hecho esto antes, pero... por supuesto, ¿ por qué no?
Bir fahişe sadece iki kez boşalır. Biri, müşteri parayı öderken, diğeri de giderken. Sen ödeme yapmadın ve ben 3 kez boşaldım.
una puta sólo se corre dos veces cuando el cliente paga y cuando se va como tu no has pagado y yo lo he hecho 3 veces... lo vamos a volver a hacer, entonces cuando quieras
Buranın altını çizelim. Bir kere bile yapmadım.
No lo he hecho ni una vez, a pesar de tener muchas oportunidades.
Ben de : "Bunları yapmadım işte ve şu an California'dan ayrılıyorum" "Eğer arabanı istiyorsan, bıraktığım yerden almalısın." dedim.
Y yo le dije : - "Bueno, pero todavía no hice eso, y ahora me estoy yendo a California." "Así que si quieren su auto, tienen que ir a buscarlo al lugar donde está."
- Ayrıca, daha yarısını bile yapmadım.
- Y ni si quiera voy por la mitad.
İyi ya da kötü, göz önüne serilmiş, herşeyi izlerken, yaptığım her yanlışın yeniden oynamasını izlerken, korkunç şeylerin gerçekleşmesine izin verdim, Will, değiştirecek hiçbir şey yapmadım.
Mirando todo ocurrir de nuevo, para mejor o para peor. Mirando pasar de nuevo todo error que cometí. He tenido que dejar que ocurrieran cosas horribles, Will, y no hacer nada para cambiarlas.