Yemek hazır mı traduction Espagnol
291 traduction parallèle
- Yemek hazır mı kadın?
- ¿ Está lista la cena, mujer? - Sí.
Matthews, yemek hazır mı?
Matthews, ¿ está lista la cena?
- Yemek hazır mı?
- ¿ Está lista la cena?
Yemek hazır mı?
- ¿ La cena está lista?
- Yemek hazır mı?
- ¿ El almuerzo está listo?
Karnım zil çalıyor. Yemek hazır mı? Henüz hazır değil.
Estoy cansado, ¿ está la cena lista?
- Yemek hazır mı?
¿ Está lista la cena?
İchi, yemek hazır mı?
Ichi, ¿ Está lista la cena?
- Tabi. Yemek hazır mı?
- Sí. ¿ Y la cena?
- Yemek hazır mı? - Elbette.
- ¿ Hay algo de comer?
- Yemek hazır mı, Bn. Pugh?
- ¿ Está la cena preparada?
Yentl, yemek hazır mı?
Yentl, ¿ está lista la cena?
- Yemek hazır mı?
- ¿ La cena está lista?
- Yemek hazır mı?
- ¿ Ya está lista la cena?
- Marianna, yemek hazır mı?
- Mariana, ¿ está lista la cena?
Yemek hazır mı?
¿ ya está lista la cena?
Selam baba. Yemek hazır mı?
Hola, papá. ¿ Ya está la comida?
Yemek hazır olduğunda çağıracağım.
Los llamaré cuando este listo.
Tüm hazırlıkları yaptım, hazır yemek firmasıyla anlaştım.
Tengo todo preparado, encargué el banquete.
- Yemek hazır canım.
- El almuerzo está listo, querido.
Yemek hazır olunca çağırırım.
Vamos, os llamaré para cenar.
- Yemek için hazır mısın, Jedediah?
¿ Listo para la cena, Jedediah?
Yemek için hazır mıyız?
Y la pregunta es : ¿ Podemos comer ya?
- Yemek için hazır mıyız?
- ¿ Podemos comer ya?
- Yemek yarım saate hazır olur.
- La cena estará en media hora.
- Elinizi çabuk tutun, yemek yarım saat sonra hazır olur.
Bueno, siéntese. Gracias.
- Yemek yarım saat içinde hazır olacak!
Dentro de una hora, el cocinero nos agasajará con un magnífico rancho.
Ekselans yemek yemeğe hazır mı?
¿ Si el Gobernador está listo para la cena...?
Sanırım yemek hazır.
La cena está lista.
Yemek hazır mı?
¿ Está lista la cena?
Tamam, yukarı çıkıp yemek için hazırlansan iyi olur sanırım.
Querida, será mejor que subas y te arregles para cenar.
Yemek için hazır olalım.
Preparémonos para el gong.
Haydi gel canım, yemek hazır!
Vamos, cariño, la cena está lista.
- Yemek yarım saate hazır olacak.
- Estará en media hora.
Yarım saatte yemek hazır olur.
Comemos en media hora.
Sandığı içeri alır almaz yemek hazırlayacağım.
Haré la comida en cuanto metamos este baúl.
Sanırım, bana yemek hazırlamanın zamanı geldi.
Creo que ya es hora de que me prepares el almuerzo.
Bu, termonükleer saldırı sonrası olacakların canlandırıldığı... bir tatbikat sırasında Sivil Savunma birliğinin... sosyal yardım birimi tarafından hazırlanan bir yemek menüsüdür.
Este es el menú de una comida... preparada por la sección de bienestar del Cuerpo de Defensa Civil durante... un ejercicio que se supone tiene lugar tras un ataque termonuclear.
Sanırım yemek odasına hazırlamış olmalı.
Oh, supongo que lo habrá dejado en el comedor.
- Yemek hazır babacığım. Biliyorum.
- El almuerzo está listo, papá.
- Güzel. - Yemek hazır olunca çağırırım.
- Los llamaré cuando la cena está lista.
Umarım yemek hazır olur, çünkü kente gitmeliyim.
Espero que pronto esté la cena por que tengo que ir a la ciudad
Hayatım, yemek yarım saat içinde hazır olur.
Cariño, la cena estará lista en unos 30 minutos.
Hafta sonları, hazır yemek şirketinde çalışırım ya da partilerde kutlamalarda, ya da düğünlerde garsonluk yaparım.
Los fines de semana, voy a un proveedor o ayudo como camarera en recepciones, fiestas o bodas.
Siz bilirsiniz, Hazır olur olmaz Lordu yemek odasına getir banyonuzu hazırlayayım lordum
Como usted guste Trae al lord cuando termine para desayunar Le prepararé el baño su señoria
Kulüpte de yiyebilirsiniz. Hazır yemek takıldığınızı biliyorum. Ama Ermeni ortağımda sana yer ayarladım.
También podéis comer en el club, pero si queréis ir allí, o quizá al Market Diner, pero en el garito armenio, firma el recibo y lo anotaré en tu cuenta.
Hayatım, yemek hazır, ellerini yıka da gel.
La cena esta lista, por favor lávense las manos.
Benim büyük Nubi savaşçım, yemek hazır.
¡ Mi gran guerrero nubio! La cena está lista.
Eğer zamanda yolculuk yapıyorsanız birdenbire zamanın ötesine geçmeye hazır olmalısınız yoldaşınıza yardım etmek yeni arkadaşlıklara açık olmak yemek yiyip başka bir zamana geçmek.
Para hacer saltos cuánticos en el tiempo hay que estar listo para saltar sin previo aviso para ayudar al amigo viajero para estar abierto a amistades nuevas para comer y saltar.
Hazır alabalık sıcakken, yemek lazım.
Hay que comer la trucha cuando echa chispas.
Hey Ruth! Yemek vaktinde hazır olacak mı?
Ruth, ¿ tendrás la cena preparada a tiempo?
yemek hazır 217
hazır mısın 1689
hazır mıyız 179
hazır mısınız 587
hazır mı 131
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
hazır mısın 1689
hazır mıyız 179
hazır mısınız 587
hazır mı 131
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004