Zoruna traduction Espagnol
103 traduction parallèle
Zoruna giderdi, değil mi?
Te importaría, ¿ no?
Zoruna gitti anlaşılan, gururuna dokundu.
- Veo que te duele. Y a tu vanidad.
Hey, baksana, Şapkanı çıkarmak zoruna mı gidiyor?
Oiga, no sea majadero, ¿ es que no se puede descubrir?
Bay Brown, gerçekten silah zoruna başvurmaya ve bu yolla Amerikan hükümetini devirmeye teşebbüs ettiniz mi?
Sr. Brown, ¿ Realmente ha predicado usted la subversión en nuestros EEUU?
Zoruna mı gitti? Zoruna gitmesin.
Bueno, no quieren, como quieran.
Acı da olsa gerçekler insanın zoruna gidemez.
¿ Qué puedo hacer yo?
Ayrıca, annem duyar ve zoruna gider.
Además, mi madre te oirá y la harás enojar.
Bir Japon kızı ile evlenmek istemem zoruna gidiyor mu?
Te repugna, ¿ verdad? , que quiera casarme con una japonesa.
Zoruna gittiğini biliyorum ama bir gün bunun için bana teşekkür edeceksin.
- pero un día me lo agradecerás.
Lisa, sorulara cevap vermek zoruna gidiyorsa..... cevabı ben söyleyeyim sana..... New Orleans savaşı.
"Libro para Maestros" Lisa, si hubieras hecho la tarea... sabrías que la respuesta es... "Respuestas" la Batalla de Nueva Orleáns.
"Bayan" gibi kolay bir kelimeye "dayan" dan başka kafiye bulamadım. "Küçümseme" gibi zoruna "gülümseme" yi buldum.
No encuentro otra rima para "dama" que "rama", una rima inocente.
Zoruna mı gitti?
¿ Tienes algún problema, Flaco?
Sana hiçbir halt göstermek zoruna değilim.
¡ No tengo por qué mostrárselas!
Acıların en zoruna katlandım. Yatağıma bağlı şekilde yabancıların kaldığı odalarda uyanıyordum. Beni makinelerle hayatta tuttular.
Enfrenté la verdadera posibilidad de despertar en un cuarto con extraños... atada a mi cama y mantenida viva por máquinas.
Zoruna gitmeye başladıysa ben de başka bir yere giderim.
Si se hace la insolente, me iré a otra parte.
Senin salak alerjin yüzünden onu yalnız bırakmak zoruna kalıyorum, canım!
Y la dejaba solita, por culpa de tus estúpidas alergias. Creyó que ya no la quería.
Yine de çok zoruna gidiyorsa iki aylık tatil yap, Okul için iyi raporu veririm... uyar mı sana?
Asi que, si todo esto te molesta, tienes 2 meses de vacaciones, y yo escribiré un informe decente a la escuela... Te conviene?
Bağırmak zoruna değilsin, seni duyabiliyoruz.
Está bien, no tienes que gritar, te oímos bien,
- Gibi misin yoksa zoruna mısın? İkinizin asker arkadaşı olmasına bayılıyorum. İçinde göğüs kafesleri geçen saçma hikayeleriniz var...
Me encanta que Uds. dos son viejos amigos del ejército... tienen historias que contar de costillas... pero ¿ podrías tener una opinión propia.
- Her şeyi tek başıma yapmak zoruna mıyım?
- Tengo que hacer todo mí yo misma.
Ne zoruna yaptın sen bunu?
¿ Por qué diablos hiciste eso?
Tahta tabii zoruna mı gitti?
sólo necesito algo de madera. ¿ No era aire?
Evet, eminim ki tecavüze uğrayıp senin durdurduğun... yerin 2 mil ilerisinde öldürülmek de o kadının zoruna gitmiştir!
¡ Estoy seguro que ella se también ofendió al ser acosada sexualmente y masacrada a 3 km de donde la detuvo!
- Bu zoruna gitmiyor mu?
- ¿ Te parece correcto?
Bu, babaannenin zoruna gidiyordu.
También fue duro para tu abuela.
- Zoruna gittiğini anlıyorum, Berta. - " Berta omurgasını doğrultmayıversin.
"Berta no necesita que le enderecen la espalda".
Zoruna mı gitti?
¿ Tienes un problema con eso?
Kaybetmiş olman zoruna gidiyor.
Bueno, mierda, no lo tienes.
Eğer bir şey son derece travmatikse, şiddetliyse veya haz doluysa bizim bütün gerçekliğimizi paramparça eder ve sonuç olarak kurgulamak zoruna kalırız.
Si algo se vuelve muy traumático, muy violento o hasta muy lleno de goce, las coordenadas de nuestra realidad se estremecen. Precisamos transformar eso en ficción.
Şu disiplin kurulu olayı hiç zoruna gitmesin.
No te preocupes por el comité disciplinario.
Böyle yürümek zoruna mıyız?
Oye, tenemos que caminar de esta forma?
Bana "baba" demek zoruna mı gidiyor?
¿ Por qué no pruebas llamarme "papá"?
Gerbino Della Ratta'nın bahiste kirli bir çorabı kaybetmesi bile zoruna gider
A Gerbino le molesta perder hasta un calcetín sucio en una apuesta.
Kesinlikle bakmama izin vermezdi. Ama annem yanımızda olursa mecbur kalırdı. Bu çok zoruna giderdi.
Nunca jamás me dejaba usarlo a menos que estuviera mamá porque entonces no tenía opción pero lo mataba.
Zoruna mı gitti?
Si no te gusta, me da igual.
Bunun, gencin zoruna gittiğini söylemek biraz hafif kalır.
Sería poco decir que el hombre lo tomó a mal.
Ne oldu? Zoruna mı gitti?
¿ Qué pasa, no puedes?
En zoruna giden ne oluyor?
¿ Qué es lo más difícil de ello?
Ama büyük annesi Başkomutandan nefret ediyor bu yüzden de benden nefret ediyor, bu yüzden o gitmek zoruna.
Pero su abuela me odia, porque odia al Generalísimo, él debe irse.
Onun önünde fikir değiştirdiklerini söylemeleri zoruna gitmiş olmalı.
Debió haber sido difícil, teniéndolos justo en frente de ella diciéndote que cambiaron de idea.
Bu onların zoruna gider.
Les va a cabrear.
Bir telefon açmak zoruna mı gitti?
¿ No podías tomar un maldito teléfono?
"Hepinizi seviyorum" demem Layla'nın zoruna gidiyordu.
Fue difícil para Layla oírme decir : "Los quiero a todos"...
Zoruna gitti.
Se sentía ofendido...
- Sana ve şövalyelerine ihtiyacım olmadığını söylemek zoruna gitmeyecektir herhalde.
Así que no te ofenderás cuando diga que no necesitaré de ti o de tus caballeros.
Yoksa senin mi zoruna gitti?
¿ Me estás retando?
Onları tehdit etmek zoruna kaldım.
Y yo tengo que tratar con ellos
Bir tane yedikten sonra dişçiye gitmek zoruna kalmıştım.
"La última vez que comí uno de ellos tuve que ir al dentista..."
Zoruna mı gitti?
¿ Te haces de rogar?
- Zoru zoruna Bay Luvin.
- No es nada, Sr. Luvin.
Şoför Kang'ın evinde yaşamak çok zoruna gitmiş olmalı.
De verdad no tengo nada que decir, nada que decir.