Zıplamak traduction Espagnol
163 traduction parallèle
Bir aşkı unutmak için başka birinin sevgisine zıplamak.
Tratar de olvidar a un amor arrojándose a los brazos de otro.
Ama bu gece zıplamak istiyorum Trompet ve saksafonlarla
Esta noche quiero saltar al son de trompetas y saxofones
Bak, bu hoplayıp zıplamak değil.
Esto no es tu especialidad. Esto no es tu especialidad.
Sonra, sandalyeye bağlı olduğu halde hücrede zıplamak suretiyle bana ve diğer üç memura saldırdı.
Entonces, atado como estaba, agredió a cuatro agentes... yendo de un lado a otro de la celda.
Bu kemiklerin üstünde zıplamak istiyorum.
Caramba, cómo me gustaría echarme sobre estos huesos.
- Hayır. Zıplamak için fazla uzak. Autobotlardan biri bizi kurtarmadıkça buradayız.
No, ladistancia es demasiado grande, a menos que algún autobot nos rescate, será nuestro fin.
Yankesicilik yok... sadece koşmak ve hoplamak zıplamak var artık hayatının geri kalanında. Teşekkürler. Önemli değil, Fred.
Todo bien, Fred.
Connie veya Tony parmağını her şıklattığında zıplamak zorunda değilim.
No pienso bailar al son de Connie ni de Tony.
# Zıplamak #
Es en alto
İyi de bu bir rock konseri..... sağımızı solumuzu kanatmak yok, atlamak zıplamak olayı bu.
Sí, bueno, esto es un concierto de rock, no un condenado show de salpicadas.
Gerçekten de bunun üstünde zıplamak istemiyorsun.
No quieres lanzarte en esto.
Biliyorsun zıplamak yasak.
Se prohíbe saltar.
Kalbinizin hızlı atması veya yüksek sesli zıplamak değildir. Doğruca gelmek ve yalnız ayrılmaktır.
No en tener taquicardias, ni en sobresaltaros cada vez que oigáis un ruido... el derecho a que se os deje en paz...
Geceleri zıplamak istemiyorum.
vomitare toda la noche.
Ve ederse... Şöyle düşünmemelisiniz, koşmak ya da fırlatmak ya da zıplamak boş iştir.
Y si lo hace... ustedes no deben pensar que correr... ó lanzar... ó saltar... sea frívolo.
" Çiçek yollamak isterdim ama zıplamak kadar eğlenceli değiller.
"Te habría mandado flores, pero no es tan divertido saltar sobre ellas".
Şimdi her biri dişinin yanına nasıl konabileceğini düşünüyor. Kaya horuzunun taktiği rekabetçi bir şekilde zıplamak.
Cada uno ahora tiene el problema de cómo persuadirla a aterrizar a su lado, y la idea de un gallito de roca para lograrlo es rebotar competitivamente.
Burada sek martini alabilmek için kimin bacaklarında zıplamak gerekiyor?
¿ En la pierna de quién debo montarme para un martini seco?
Oraya çıkmak ve bir astronot gibi zıplamak istiyorum.
Quiero saltar ahí afuera como un astronauta.
Atlayıp zıplamak, bağırıp çağırmak bana göre değil.
Veme, solo soy una gimnasta de verdad. No me satisface estar saltando y gritando "Adelante, equipo, adelante!"
Benimle zıplamayı istiyorsun, Şunu bil zıplamak Tiggerların işidir
Oye, ¿ quieres venir a saltar conmigo? , ya que saltar es lo que los tiggers
Z-Z-Zıplamak mı?
¿ S-S-saltar?
Sorduğum için özür dilerim, ama benimle birlikte zıplamak ister misiniz?
Perdóneme por preguntar, pero ¿ usted no se interesaría... en hacerse un tiempo para saltar conmigo?
neden kimse benimle zıplamak istemiyor?
Yo me pregunto por qué nadie quiere saltar conmigo.
- Biraz zıplamak isteyen var mı? - Hayır!
¡ Alguno de ustedes quiere saltar conmigo?
Zıplamak Yok! Bak!
¡ No queremos!
Tek yapmanız gereken biraz zıplamak.
Solo necesitan saltar amiguitos.
Z-zıplamak kayayı na-nasıl oynatacak T-Tigger?
¿ Como con un s-s-salto moverás la piedra, T-Tigger?
"Zıplamak bu kayayı yerinden oynatır." Ha, ha! Bu çok komik
Saltando moverás la piedra, ¡ qué buena broma!
Kimin biraz zıplamak için zamanı var?
¿ Quién quiere saltar un poco?
Sadece biraz hoplayıp zıplamak istemiştim.
Yo sólo quería pegar saltos.
Dans mı zıplamak mı?
¿ Bailamos o saltamos?
Zıplamak mı?
Saltamos.
Eğer o atmosferde geri zıplamak yerine çarpsaydı...
Si hubiese colisionado en vez de rebotar contra la atmósfera...
Maymunlar gibi sağa sola zıplamak saha kullanışlı olur muydu?
¿ No sería más funcional saltando por todas partes como monos arborícolas?
Zıplamak... fayda etmez.
Es inútil saltar.
Anne hala zıplamak zorunda mıyım?
Mami, ¿ tengo que seguir saltando?
Zıplamak ister misin?
¿ Quieres saltar?
Yatakta zıplamak yok.
No salten en las camas, ¿ sí?
Hadi Spence dostum, zıplamak yok.
Vamos, Spence, amiguito, no saltes.
Yatakta zıplamak yok.
No saltes más.
Zıplamak isteyen sensin gibi görünüyor.
Parece que el que quiere saltar eres tú.
Çılgınlar gibi zıplamak istiyorum.
Quiero saltar como una liebre.
Mobilyaların üzerinde zıplamak yok.
No se salta sobre los muebles.
Aşağı yukarı zıplamak isterdim, sevincimi gösterirdim Fakat ben dona kaldım bir aptal gibi.
Quisiera empezar a saltar para demostrar mi alegría pero me quedo quieta, como una idiota.
Yukarıya zıplamak gibi.
Me gusta saltar.
Daha çok koşup, zıplamak gibi.
Es más como un salto en carrera.
Davranışımızı ayıplamak faydalı olmasa bile daha kolay olurdu.
Hubiera sido más fácil condenar nuestra actitud si no hubiera dado resultado.
"Zıplamak"?
"Desgastar el petate"...
- Eee. - Şey, Seninle zıplamak istiyorum, Tigger,
Bueno... me encantaría saltar contigo, Tigger, sólo que tengo que contar estos tarros de miel... para estar seguro que ya tengo bastante para el invierno.
Davranışımızı ayıplamak faydalı olmasa bile daha kolay olurdu.
¡ Hijos de puta!