Şaşırtıcı traduction Espagnol
6,246 traduction parallèle
Doğanın milyarlarca yıldır bunu yaptığı, bizim ise bu işe daha yeni başladığımız düşünülürse bu pek de şaşırtıcı değil.
Y no es sorprendente considerando que la naturaleza lo ha hecho desde hace miles de millones de años y nosotros apenas acabamos de empezar.
Silisyum gibi benzer kimyasal niteliklere sahip atomlar bile karbondan oluşan şaşırtıcı çeşitlilikte molekülleri oluşturamazlar.
Aun átomos con propiedades químicas similares, como el silicio no pueden formar la increíble variedad de moléculas formadas con el carbono.
Herkes Alpleri ve Rocky Dağları'nı bilir ama dünyanın en şaşırtıcı dağ sıraları gözlerden gizlenmiştir.
Todo el mundo conoce los Alpes y las montañas Rocosas, pero algunas de las más asombrosas cordilleras del mundo están ocultas a la vista.
Kara memelileri olarak güneşli dünyada geçirdiğimiz uzun süreç bizi, evrimin okyanus derinliklerinde şekillendirdiği şaşırtıcı çeşitlilikteki yaşama hazırlamamıştır.
Nuestra larga historia como mamíferos terrestres, habitantes del mundo iluminado por el Sol, no nos ha preparado para la asombrosa variedad de vida que la evolución ha modelado en los profundos océanos.
Olaya böyle yaklaştığımızda kendi kendimiz için bir sır oluşumuz ve belirgin öngörümüze rağmen kendi minik yuvamızın efendileri olmaktan uzak oluşumuz hiç de şaşırtıcı değildir.
Con esta perspectiva, no es sorprendente que seamos un misterio para nosotros mismos y que, a pesar de nuestra manifiesta pretensión, estamos lejos de ser los dueños de nuestra pequeña casa.
Başkan Kennedy'nin 1961'deki konuşması halkı heyecanlandırdı ve şaşırtıcı şekilde isabetli tahminler içeriyordu. Ama Ay'a gidilmesindeki bilimsel hedefe yönelik tek bir söz içermiyordu.
El discurso del presidente Kennedy en 1961 electrificó a la nación y contenía mucho de lo que era notablemente profético pero ni una palabra acerca de un objetivo científico para ir a la Luna.
Ya da belki sebep, elindeki tuttuğu Kayzer'in verdiği şaşırtıcı belgedir.
Puede que sea el documento del Káiser que lleva en la mano.
Oldukça şaşırtıcı.
Es totalmente increíble.
Sahip olduğun şey elbette benim için oldukça şaşırtıcı şu anda.
Eso que tiene ahí, por supuesto, es bastante incómodo para mi, en este momento.
- Thelma... hiç şaşırtıcı değil.
Thelma... tan predecible.
Ne kadar şaşırtıcı.
Ciertamente es sorprendente.
Şaşırtıcı derecede esnek biriyimdir.
Últimamente soy bastante blando.
Hayatı da böylesine ilginç ve şaşırtıcı kılan da bu ya.
Eso es lo que hace a la vida tan interesante y confusa.
Giugliano belediye seçimlerinden ilk sonuçlar gelmeye başladı. Net bir sonuçla, seçim bölgesinden bir sonuç bu. Fabbretti'den daha fazla oy alan Casillo'nun şaşırtıcı zaferiyle sonlandı.
Y estas eran las primeras previsiones, los datos aún aproximados relativos al distrito de Giugliano, donde lo poco que falta por escrutar no puede modificar el resultado final que será una sorprendente y clamorosa victoria del candidato Casillo que se ha afianzado completamente
Şaşırtıcı.
Es sorprendente.
Çok şaşırtıcı.
ésto es una sorpresa.
O bir psikopat. Yani açıkcası bunların hiç biri şaşırtıcı değil.
Es un psicópata, lo que, francamente, no es ninguna sorpresa.
Seninle müttefikliğim sırasında kendimi şaşırtıcı bir şekilde medeni hissettim.
Es sorprendentemente civilizado ser tu aliado.
Hayır, hayır, hayır! Şaşırtıcı olsa da, Bruce haklıydı.
Parece mentira, pero Bruce tiene razón.
Bir sosyal görevli için şaşırtıcı derecede bir empati yoksunluğu.
Una sorprendente falta de empatía en un trabajador social.
Kalp, şaşırtıcı derecede zayıf bir organ... Yine de güçlü bir hayat sembolü.
Un órgano extraordinariamente magro, el corazón, y aún así un potente símbolo de vida...
Sifakalara dair en şaşırtıcı şey ise sıçrayış şekilleri.
Pero lo más asombroso de los sifakas.. Es su forma de bailar.
En azından şaşırtıcı denilebilir.
Bueno, por lo menos, sorprendente.
Şaşırtıcı derecede aptal, hiçbir şey bilmiyor.
Sorprendentemente estúpida. No sabe nada.
Şaşırtıcı bir gelişme Katherine'in kızı psikopatın teki çıktı.
En un giro sorprendente, la hija de Katherine es una psicópata.
Biraz avuntu istemiş olsaydın şaşırtıcı olmazdı.
No sería sorprendente si buscaste un consuelo.
Bu şu ana kadar çekilmiş en şaşırtıcı şey ve sen onu görmek istemiyorsun.
Esta es la cosa más asombrosa que alguien haya filmado, y tu ni siquiera quieres mirarlo ahora.
SWAT ekipleri bir metropoliten polis birimi için şaşırtıcı derecede ağır silahlarla oraya gitti.
Los SWAT están allí junto con una artillería sorprendentemente pesada... para un departamento de policía metropolitano.
- Kayıp olan miktar çok şaşırtıcı. - Dur.
- El faltante es astronómico.
" Hava yılın bu mevsimi için şaşırtıcı derecede sıcak.
" El clima es sorprendentemente caluroso para esta época del año...
Korkunç ve şaşırtıcı!
Aterrador y confuso.
Senin seks oyununda, şaşırtıcı derecede düşük puanlı, bir ödül olmak istemiyorum.
No estoy interesada en ser un premio, aunque sea terriblemente infravalorado, en su pequeño juego sexual.
Şaşırtıcı bir şekilde seksi.
Es sorprendentemente sexy.
Şansımıza Tibet çıngıraklı yılanının zehrini nakletmesi şaşırtıcı bir biçimde zor.
Por suerte para nosotros, Tibetana pit viper venom es sorprendentemente difícil de transportar.
Siz zengin hanımların güzelleşmek için harcadığınız zamanla bakınca birilerinin bundan istifade etmesi çok da şaşırtıcı değil.
Y con eI tiempo que las mujeres ricas pasan embelleciéndose, no me sorprende que quieran darle buen uso.
Kacey ve Dom, şaşırtıcı biçimde birlikte romantik bir geçmişe sahipler.
Kacey y Dom comparten una sorprendente historia romántica.
... ve bilgisayar aktivistleri matem tutmakta tanıyanların ifadesiyle "Şaşırtıcı bir deha"...
Activistas de la libertad, del libre acceso e informáticos están de luto por su pérdida. "Un intelecto asombroso", si usted habla con personas que lo conocieron.
İnternet her ikisine de sebep oldu. Her ikiside şaşırtıcı ve hayret verici. Uzun vadede hangisinin kazanacağı bize kalmış.
La internet creó ambas, y ambas son sorprendentes y extraordinarias y cuál de las dos triunfará en el largo plazo dependerá de nosotros.
Onu ve Spike'ı birlikte görmek şaşırtıcı ya, değil mi?
Es sorprendente ver cómo Pike y ella se engancharon.
Çok az şey biliyoruz, ama bu şaşırtıcı değil. Çünkü Reddington'ın kendisi bile pek bir şey bilmiyor.
Sabemos muy poco sobre él, pero eso no es ninguna sorpresa, dado que ni Reddington lo sabe.
Şaşırtıcı bir şekilde, ben ve örgütümle ilgili çok az şey var ancak davalarımız üzerine görüşler ve senin hakkında pek çok şey içeriyor.
Sorprendentemente hay muy poco sobre mí y mi organización, pero contiene especulaciones sobre nuestros casos y una gran cantidad sobre ti.
Bu gece Langley Falls'tan üzücü haberler var şaşırtıcı şekilde göz kamaştırıcı olan lise öğrencisi Steve Smith kayboldu.
Triste noticia la de esta noche en Langley Falls un estudiante de secundaria, increíblemente hermoso Steve Smith, ha desaparecido.
# Şişman Köpek adında ve şaşırtıcı
Se llama The Fat Dog Y va a sorprender
Işığın içinde daha da şaşırtıcı bir şey gizli. Bir şifre, kozmosun anahtarı.
Incluso hay algo más sorprendente que está oculto en la luz, un código, una llave hacia el cosmos.
Şaşırtıcı.
Increíble.
bir su şaşırtıcı 100 milyar galon Birleşik Devletlerde her yıl kullanılır.
378000000000 litros de agua se consumen cada año en los EE.UU..
Ama şaşırtıcı bir şey Ben geri değerlerimizi koymak düşünüyorum.
Pero una cosa que es increíble es que creo que se pone de nuevo en nuestros valores.
Şaşırtıcı.
Maravilloso.
Eminim şaşırtıcıdır.
ES INCREÍBLE, LO SÉ.
Ancak Mouchot burada, güneş enerjisi toplayıcısıyla kalabalığı şaşırtıyor.
Pero Mouchot aquí deslumbra la multitud con su concentrador de energía solar.
"Yeni şefimiz Rodrigo Desosusa'nın rehberliği altında gelecek sezonumuzda birtakım şaşırtıcı başlıklar olacaktır."
" Bajo la guía de nuestro nuevo director,
şaşırtıcı değil mi 16
şaşırdım 114
şaşırt beni 22
şaşırmadım 144
şaşırma 16
şaşırdın mı 129
şaşırdınız mı 32
şaşırmış görünüyorsun 21
şaşırdım 114
şaşırt beni 22
şaşırmadım 144
şaşırma 16
şaşırdın mı 129
şaşırdınız mı 32
şaşırmış görünüyorsun 21