Şenden traduction Espagnol
72,068 traduction parallèle
Böyle davranmayı senden öğrenmiş.
Ha aprendido este comportamiento de ti.
- Özür dilerim. Mührü senden sakladığım için berbat hissediyorum.
Me siento fatal por haberte ocultado lo de la runa.
Berbat bir geceydi ve ben de hıncımı senden aldım.
Fue una noche terrible y la tomé contigo.
Senden o kadar da nefret etmiyorum.
Vamos, no te odio tanto.
Senden de Rip'in durumunu tersine çevirmenin bir yolunu bulmanı istiyor. - Şeyle temasa geçtiğinden işte...
Y... también quiere que trabajes en descubrir... una forma de revertir los efectos... sobre Rip de entrar en contacto con el...
Senden korkmam mı gerekiyor?
¿ Se supone que debo tenerte miedo?
Ondan emir almaktan daha az hoşuma giden tek şey senden tehdit yemektir.
Algo que odio más que recibir órdenes de él... es ser amenazado por ti.
Savitar'ın senden aldıkları, H.R.'dan aldıkları yüzünden.
Por lo que Savitar te quitó, por lo que Savitar le quitó a H. R.... por todo.
Ama biz senden vazgeçmeyeceğiz.
Pero no nos daremos por vencidos contigo, ¿ está bien?
Bunu senden bir şey istediği için diyebiliyorsun.
Solo lo dices porque necesita algo de ti.
Bu şehrin senden kurtarılmaya ihtiyacı var.
Esta ciudad necesita ser salvada de ti.
Laurel, senden sonra...
Laurel, después de que...
Ne zamandır senden emir alıyorlar?
¿ Desde cuándo reciben órdenes de ti?
Ya senden istediğimi alacağım ya da belki de şu azıdişlerinden birinden.
Voy a sacarte lo que necesito de ti, o quizá una de esas muelas de allá atrás.
Babanın senden istediği şeyi neden görmezden geliyorsun?
¿ Por qué niegas el deseo de tu padre?
Ona senden daha çok güveniyorum.
Confío en él más que en ti.
Senden bunu istemedim.
No te lo pedí.
- Senden utanırdı.
Estaría avergonzado de ti.
Senden onu öldürmeni istiyor ki hepimizi öldürebilsin.
Quiere que lo mates para así matarnos a todos nosotros.
Senden hiçbir şey saklayamıyorum, bence güvendesin!
Pero no puedo ocultarte nada : estás a salvo.
Bak, senden ilişki tavsiyesi almayacağım.
¿ Sabes qué? No voy a tomar consejos de pareja que vengan de ti.
- Senden hoşlanıyor.
- Le caes bien. Ella lo dice.
Selam. Düşündüm de çeki senden aldığıma üzüldüm.
Hola, estuve pensando, y me siento mal por haber aceptado tu cheque.
- Senden hoşlandım.
- Oye, viejo, me caes bien.
Senden hoşlanmıyor.
No le gustas.
Senden nefret ediyorum!
¡ Te odio!
Anlayabilirsen Tanrı senden razı olsun.
Dios te bendiga si lo logras.
Senden kurtulmak istemiyorum.
No quiero descansar de ti.
Evet, sigaralarını alıp senden sakladım.
Sí, tomé tus cigarrillos y los escondí.
Senden beklenir.
Eres muy capaz de hacerlo.
Biz de senden söz ediyorduk.
Justo hablábamos de ti.
Senden bunu istemedim.
Yo no te lo pedí.
Hayır, fedakarlık olarak gördüğün ve senden asla talep etmediğim bir şey için
No, no sacas ventaja por hacer algo que tú decidiste que es un sacrificio,
Senden ayrılıyorum.
Voy a dejarte.
Bertie, nihayet seninle tanışmamız çok harika çünkü seni anlatıp duruyor ve annem bütün arkadaşlarına senden söz etmiş bile.
Bertie, qué gusto conocerte por fin, porque él no deja de hablar de ti, y mi madre ya les habló a todas sus amigas de ti.
Senden borç aldığım için mi?
¿ Es porque te pedí dinero prestado?
Senden bana çok bahsetti.
Me ha hablado mucho de ti.
- Senden hiçbir zaman böyle bir şey istemedim.
- Nunca te pedí que lo hicieras.
Sorun değil ama senden sorgulama esnasında telefonunu kapatmanı rica edeceğim, departman politikası böyle.
Está bien, pero debo pedirte que apagues tu teléfono durante el interrogatorio, es política del departamento.
Başını öne ey ve senden ne isteniyorsa yap ve gelip seni oradan elimden geldiği kadar çabuk çıkartacağım,...
Mantén la cabeza abajo, haz lo que te digan y yo iré por ti y te sacaré lo más pronto posible,
A.J, oyun arkadaşını senden almak istemezdim ama okula geç kalacaksın.
A.J., odio interrumpir tu momento pero vas a llegar tarde a la escuela.
Senden nefret ediyorum.
Te odio.
-... bunu senden almak istemiyorum.
- y no quiero quitarte eso.
- Senden ne haber?
- ¿ Qué tal tú?
Daha en başından senden projeni kaldırmanı istememeliydim.
Nunca debí haberte pedido que quitaras tu proyecto, para empezar.
Baban senden başka bir yemin etmeni istemişti, değil mi?
Tu padre te pidió que hicieras un juramento distinto, ¿ verdad?
Senden, onun yanlışlarını düzeltmeni istediğini söylemiştin.
Me dijiste que quería que corrigieras sus errores.
Dostum, senden özür dilememi bekliyorsan beni pek de iyi tanımıyorsun demektir.
Mira, tío. Si esperas que me disculpe, no me conoces muy bien.
Felicity ve ben, senden iyi değiliz. Sen, ben, Felicity...
Felicity y yo no somos mejores que tú.
Senden pek politikacı olmaz.
No tienes mucho de un político.
Suçla Savaş ile savaşa girmek için senden daha deli olmamız lazım.
Tendríamos que estar muy locos para ir a la guerra con los de anticrímenes.
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
senden mi 32
senden başka 23
senden n 19
senden değil 18
senden bıktım 26
senden de 20
senden korkuyorum 17
senden korkmuyorum 105
senden bir iyilik istiyorum 18
senden mi 32
senden başka 23
senden n 19
senden değil 18
senden bıktım 26
senden de 20
senden korkuyorum 17
senden korkmuyorum 105
senden bir iyilik istiyorum 18