Şeytan mı traduction Espagnol
2,273 traduction parallèle
Şeytan mı, evet.
El Demonio, sí.
Tanrı mı, şeytan mı, artık kim yaptıysa tek taşağımı bırakmış.
Funciona. Dios o el puto diablo, o quien sea me dejó con un buen testículo.
- Şeytan mı?
¿ El diablo?
Sen şeytan mısın?
¿ Eres el Diablo?
Şeytan mı?
¿ El diablo?
Ben şeytan mı oluyorum yani?
- ¿ Quiere decir que yo soy el diablo?
Şeytan mı?
¿ Demonio?
Şeytan mı?
¿ Un demonio?
Ne yani, babası yukarıda yatak odasında ona tecavüz ederken şeytan çıkarmaya devam mı edeceksin?
¿ Entonces seguirás exorcizándola mientras su papá la viola en su cuarto?
Louis, bir şeytan çıkarma daha yapmayacağım.
Louis, no practicaré otro exorcismo.
Rahip, kızımın ruhu için bir şeytan çıkarma daha yapmanı istiyorum.
Practique otro exorcismo por el alma de mi hija.
Louis, şeytan çıkarma yapmayacağım.
Louis, no haré un exorcismo.
Başka bir şeytan çıkarma daha yapacağım.
Le haré otro exorcismo.
Şeytan'ın yalanları mı?
¿ Las mentiras de los demonios?
Bööö, ben şeytanım.
¡ Soy el Diablo!
Şeytan'ın daha güçlenmesine ihtiyacım vardı, böylece ben...
Necesitaba que el Diablo se hiciera más fuerte para que...
Ama cidden... Şeytan çıkarmaya ihtiyacım var sanırım.
- Pero en serio... creo que necesito un exorcismo.
Bense şeytanım.
Yo soy un demonio.
Tamam mı? Şeytan aklını çeliyor.
El demonio se mete ahí para hacer de las suyas.
Şeytan'ın kara kanatlarını çırpışı gibi çok soğuk bir rüzgâr tarafından hırpalandım.
Estuve maltratado por un viento helado que era como el latir negro de las alas de Lucifer.
Şeytan, sevgilim ile tekrar buluşabilmek için buradan kaçmaya geldim fakat bunu dünyayı senin yozlaştırmandan kurtarmadan yapmayacağım.
Lucifer, he venido a escapar del infierno. Para así poderme reunir con mi amada. Pero no antes de liberar al mundo de tu corrupción.
Ben de o cehennemden sürünerek çıkmış şeytanım.
Y yo soy el demonio que salió de él.
Şeytan'ın tam zıttıyım.
Soy el polo opuesto de Satanás.
Tamam, patronum şeytanın teki ama şimdi tüm yapmam gereken sakin olmak ve dosyaları dağıtmak ve seni daha sonra yoklarım.
Espero que mi jefe no sea malo. Todo lo que tengo que hacer... Es recopilar y distribuir los documentos... y volveré a llamarte.
Şeytanın bir tür oyunu falan sandım.
Creí que era un truco del diablo o algo.
Toz, bize şeytanımızı gösterdi.
El polvo nos ha demostrado al demonio,
- Kaos başta oldukça Leydim Şeytan, Tanrı'nın sadık kullarını unutur ve biz de işimize kaldığımız yerden, sorunsuz bir şekilde devam edebiliriz.
Cuando el caos reina, querida Señora Satán suele olvidarse de los humildes siervos del Señor y podemos seguir con nuestra sagrada labor sin interferencia.
Ama hayır, şeytanın casusları aramızda dostlarım ve sen kadar gerçekler ya da sen, sen ya da ben kadar.
Pero no, los agentes de las tinieblas están entre nosotros, amigo y son tan reales como tú o tú, o tú, o yo.
Ben şeytan, yaratık o tarz şeyler avlarım.
Me dedico a cazar demonios, monstruos... ese tipo de cosas.
Gerçekten Dean Winchester olmak, bu her şeyi yaparım tavırlarının şeytanı alt etmeye yeteceğini düşünüyor musun?
¿ De verdad crees que tú, Dean Winchester, con secundaria, y esa pose de mierda, vas a derrotar al diablo?
Ruby'i ve şeytan kanını suçladım ama bu onların suçu değildi.
Pero no es su culpa, no de ellos.
Şeytan mı?
¿ Al diablo?
Bu olayların olması için, başka şeytan getirmem lazım.
Para que esos eventos sucedan debo tener un demonio.
Üzgünüm. Daha ilginç olanı ise, karacaotun şeytanı çağırmak için hazırlanan bir iksirin başlıca karışım maddesi olması.
Aunque incluso más interesante es la leyenda de que Helleborus es el ingrediente clave en una poción que sirve para convocar al diablo.
Senin Büyük Şeytan olduğunu düşünen biriyle çalışmak mı istiyorsun?
¿ Quieres trabajar con alguien que piensa que eres el Gran Satán?
Her gün şeytanın yüzünü gördüğümü söylediğim zaman... Irak'ta çevirmenlik yaptığımı biliyorsun, değil mi?
Cuando dije que veo al diablo a diario ¿ sabe que fui traductor en Iraq?
Bana tanrı ve şeytan hakkında da mı soru soracaksın?
¿ Me preguntarás sobre Dios y el diablo?
"Şeytanın anüsünden doğma". Tanrım, bu çok aptalca.
"Nacido el ano de Satanás" Jesús, eso es estúpido.
Yakışıklı bir şeytan olduğunun farkında mısın?
Eres un apuesto diablillo, ¿ lo sabes?
- Shane'i gördüğünde sor bakalım Şeytan kavuzu'nda ne olmuş?
La próxima vez que veas a Shane, pregúntale qué pasó - en Devil's Pool. - ¿ Te llevó allí?
Eğer şeytanı öldürmek için bir fırsatımız varsa değerlendirmeliyiz.
Si tenemos una oportunidad contra el Diablo tenemos que tomarla.
Şeytan kanı mı?
¿ Sangre de demonio?
Hadi bakalım... Şeytan!
Yo albergo al mal, al malvado... ¡ Mau!
Ayrıca, canım, daha kötüleriyle de anıldım fahişe, aylak, beyaz şeytan.
Además me dijeron cosas peores : Promiscua, fulana, demonio blanco.
Ama hatırlatayım bu sefer şeytan kanı ile güçlenmiş değilsin.
Pero simplemente recuerda, No estás todo drogado con sangre de demonio esta vez.
Savaşın çok zor olabileceğini söylediler ama karşımızdaki de şeytan, değil mi?
Dijeron que la lucha podría ponerse bastante dura, pero es el diablo, ¿ verdad?
Şeytanı öldürmenin bir yolunu bulacağız, tamam mı?
Vamos a encontrar una forma de ganarle al diablo, ¿ de acuerdo?
Şeytanı öldürmeniz için yardım edeceğim.
Voy a ayudarles a matar al diablo.
Şeytanı ucuna kadar getirip içine atlamasını mı sağlayacağız?
¿ Sólo guiamos al Diablo al borde y hacemos que salte?
Şeytanı haklamak için Hastalık'a ihtiyacımız var ve Hastalık için de Brady'e ihtiyacımız var.
Necesitamos a Pestilencia para llegar al Diablo Y necesitamos a Brady para llegar a Pestilencia
Gidip şeytan kovanına çomak sokacağım.
Voy a ir a revolver un avispero de demonios