Şimon traduction Espagnol
9,418 traduction parallèle
Simon burada!
¡ Simon está aquí!
- Simon, benim.
Simon, soy yo.
Simon yaralı.
Simon está herido.
Simon'ın babasının cinayetinde onun da parmağı var.
Fue cómplice en el asesinato del padre de Simon.
Simon'ın babasını kimin öldürdüğünü biliyoruz.
Sabemos quién mató al padre de Simon.
Simon'ın beş yaşındaki hâlindeydim.
Fue como si fuera Simon cuando tenía cinco años.
Simon'ın babasını öldüren üç adamı gördüm.
Vi a los tres hombres que asesinaron al padre de Simon :
Sen ve arkadaşların Declan ile Killburn Simon George'un babasını döverek öldürdünüz.
Tú y tus amigos Declan y Killburn mataron a golpes al padre de Simon George.
Olayı mahkemeye taşırsanız Simon'ın diğer iki cinayetle bağlantısını gösterebilirler.
Si lo llevas a la corte, podrían conectar a Simon con los otros dos asesinatos.
St. Simon's hastanesinde. 8. katta.
- En el Hospital Sr. Simon, 8º piso.
Her şeyini didik didik et ve St. Simon's hastanesinden güvenlik görüntülerini iste.
Haz que la vigilen y pide las grabaciones del Hospital St.
Belki Susan, Niemann'ı orada ziyaret etmiştir veya randevuya gitmiştir.
Simon. Quizás Susan la visitó allí o pidió una cita.
Hemen isterim ama St. Simon's hastanesi bu görüntüleri bize verse de bunlar haftalarca uzunluğundaki görüntülerin birleştirilmiş hali olacak.
Lo haré, pero tomará muchas horas si es que el hospital nos las entrega.
Dün St. Simon's hastanesinden ayrıldı ve onu acilen bulmamız gerek.
Salió ayer del Hospital St. Simon, y nos urge encontrarla.
Kral Simon ve Kraliçe Helena'nın ilk çocuğu olan Prens Robert, büyüleyici bir katılımla...'
"El hijo primogénito del Rey Simon y de la Reina Elena, el Príncipe Robert era una combinación fascinante..."
- Simon.
Simon.
Meğerse Andrew kısa süre önce Simon'la evlenmiş.
Resulta ser que hace poco, Andrew se casó con Simon.
- O Simon Lee ya da Claire Mahoney değil.
No es Simon Lee o Clair Mahony.
- St. Simon's var orada.
El San Simón está por allí.
- Evet, görünüşe bakılırsa Richie dün St. Simon's'daymış ve yalnız değilmiş.
Ryan, ¿ tienes algo? Sí, resulta que Richie estuvo en el San Simón ayer, y no estuvo solo.
Pekâlâ, burası St. Simon's'ın arkasındaki otopark.
Bien, este es el aparcamiento detrás del San Simón.
St. Simon's hastanesinin önünde.
Delante del Hospital San Simon.
Adı Simon Mortensen.
Se llama Simon Mortensen.
Öğleden sonra Simon'ın yanına götüreceğiz.
Se las llevaremos a Simon esta tarde.
- Simon'un kampındaki telsiz bozuk.
- La radio del campamento de Simon parpadea.
Simon'ın kampına vardığımızda onunla Daniel hakkında konuşacağım.
Cuando lleguemos al campamento de Simon, iré a hablar con él sobre Daniel.
Simon bazı sıkıntılar olduğunu söylemişti ama son birkaç gündür ona ulaşamayınca telsizin bozulduğunu düşünmüştüm.
Simon había dicho que habían tenido problemas con ella, pero asumí que había abandonado el fantasma. Pero- -
Peki ya Simon'ın kampına saldırıp onları kaçıran tek bir aslan değil de bir sürü aslansa?
Bueno, ¿ y si no era solo un león el que atacó el campamento de Simon, sino varios?
Bu Simon'ın araçlarından biri.
Es uno de los vehículos de Simon.
Bir aslandı, sonra ikincisi ve üçüncüsü geldi. Simon silahıyla ateş etmeye kalkıştı.
Era un león, y después otro león y otro Simon trató de dispararles con su arma.
Hızlı hareket edersek karanlık çökmeden Simon'ın kampına varırız.
Si vamos a un buen ritmo, podemos llegar al campamento de Simón al anochecer.
Simon topu yuvarladı.
Simon tiene el balón rodando.
- Simon.
- Simon.
Ona söylediği şarkı, Simon'un şarkılarından biriydi.
La canción que ella le cantaba, es una canción de Simon.
Çocuk Simon olmalı.
Es este niño.
Simon onun kanalıyla bizi avlıyor.
Simon nos persigue a través de él.
Bu çocuk Simon'ın varlığının devamı.
Este niño es la prolongación de la existencia de Simon.
Simon'du.
Fue Simon.
Bebeği nereye götürdüğünü biliyor musun?
- ¿ Sabes adónde Simon llevó al niño?
Bana güvenebilirsin, Simon.
Puedes confiar en mí, Simon.
Simon ile çocuğu geri getirmemi bekliyorlar.
Me están esperando para regresar con Simon y la criatura.
Simon mı?
¿ Simon?
Ne yaparsan yap.
Hagas lo que hagas, Simon.
Simon da sizinle olacak.
Simon estará con ustedes.
Sana güvenmemeliydim.
¿ Dónde vas, Simon?
Nereye gidiyorsun?
Simon...
On yıl önce, Simon Delaître ile evlenmek üzereydiniz. - Bu doğru mu? - Evet.
Hace 10 años, usted debió casarse con Simon Delaître.
Simon Delaître hayatını sonlandırmaya karar verdi.
Simón Delaître había decidido poner fin a su vida.
Altı ay önce ölümünden bir kaç gün önce, Yüzbaşı Mézache sözde Simon Delaître olarak tanımlanan bir kişiyi tutuklamış. - Bunu biliyor muydunuz?
Hace seis meses, poco antes de su muerte, el capitán Mézache aprehendió... a un individuo que ha sido identificado como Simón Delaître.
Adèle, söylesene bu fotoğraftakiler, Simon Delaître mi?
Adèle, dígame... En las imágenes, ¿ ese es Simon Delaître?
O ölü mü?
Simon Delaître... ¿ está muerto?