Alışkanlık işte traduction Français
88 traduction parallèle
Çocukken dişlerime taktığım tel yüzünden olan bir alışkanlık işte.
Je portais un appareil quand j'étais gosse...
- Oh, tabi ki, alışkanlık işte.
- Ca va. Je suis habitué.
Alışkanlık işte, günde iki defa banyo yaparım.
J'y suis allée deux fois aujourd'hui. Je pense que ça ira.
Alışkanlık işte.
Je ne peux m'en empêcher.
- Alışkanlık işte.
- C'est l'habitude.
Alışkanlık işte.
L'habitude!
- Alışkanlık işte.
- On s'habitue.
Affedersiniz, efendim. Alışkanlık işte.
Désolé Monsieur, une habitude.
Gidişat cehenneme doğru, alışkanlık işte.
L'enfer, j'en ai l'habitude.
Şimdi ise onları yetiştirmek için çok para harcıyorum. Pahalı bir alışkanlık işte, dostum.
Aujourd'hui, je paie cher pour les élever.
Alışkanlık işte.
C'est une habitude.
Alışkanlık işte.
C'est l'habitude.
Alışkanlık işte.
- Par simple habitude.
Alışkanlık işte. Acil durum numarası olduğunu biliyorum.
Je sais que c'est un numéro d'urgence.
Pardon, alışkanlık işte.
Désolé, c'est une vieille habitude.
Mesleki alışkanlık işte.
Déformation professionnelle.
Alışkanlık işte.
La force de l'habitude.
Alışkanlık işte.
C'est une vieille habitude.
Ondan değil, sadece küçük bir alışkanlık işte, hepsi o.
Tant de vie.
- Tuhaf bir alışkanlık işte.
C'est un de mes travers.
- Alışkanlık işte. Olay yerinde bulunan kemer köprüsü hazır m? Söylediğimin farkında bile değilim.
Je le fais sans m'en rendre compte.
Erken kalkarım.. .. ama alışkanlık işte.. Saatine ihtiyacım var.
Je me lève tôt mais d'habitude, j'ai besoin de ton réveil... pour me réveiller.
Alışkanlık işte.
Déformation professionnelle!
Alışkanlık işte.
Vieilles habitudes.
Alışkanlık işte.
L'habitude.
Şu kravat işinden nefret ediyorum ama ne yapayım, alışkanlık işte.
Je déteste porter une cravate mais c'est l'habitude.
Affedersin, alışkanlık işte.
Désolée. J'ai l'habitude de le mettre dans mes rapports.
- Alışkanlık işte.
- L'habitude.
Eski alışkanlık işte. Yeni Christine. Mesele şu :
Nouvelle Christine, voilà le truc.
Alışkanlık işte.
J'ai pris le pli.
Alışkanlık işte.
J'ai du mal à perdre l'habitude.
Alışkanlık işte.
Question d'habitude.
Alışkanlık işte.
L'habitude...
Eski alışkanlık işte.
Non.
Meslekî bir alışkanlık işte.
Déformation professionnelle, je présume.
- Haklısın, kusura bakma, alışkanlık işte.
Vrai. Désolée, vieilles habitudes.
- Alışkanlık işte...
- C'est l'habitude... Oui.
Affedersin, alışkanlık işte.
Pardon, l'habitude. Je m'appelle Graham.
Pardon, alışkanlık işte.
Désolé, l'habitude.
Alışkanlık işte.
- C'est une habitude.
Affedersiniz, alışkanlık işte.
Pardon, l'habitude.
Teşkilat günlerinden kalma bir alışkanlık işte.
Vieille habitude.
- Mesleki alışkanlık işte.
C'est mon métier.
Hâlâ bende olmasının uygun olmadığı söylerlerdi. Ama alışkanlık yapıyor işte.
Ils m'ont dit que c'étaient des simagrées... d'être toujours armé, mais on s'y habitue.
Morty. Afedersin. Alışkanlık olmuş işte.
Désolé, l'habitude.
Alışkanlık, işte...
Ca doit être l'habitude, j'imagine...
Alışkanlıkı işte.
C'est une habitude.
Evet, alışkanlık işte.
C'est l'habitude.
Alışkanlık işte.
Lucas.
Kötü bir alışkanlık işte.
Sale habitude.
Kötü bir alışkanlık işte.
C'est bon.
işte 8558
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste 115
ister 23
istediğim 46
istemiyorum 1125
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360
istersen 241
istedi 31
istedim 74
isterim 243
istemem 270
istemiyor 51
ister misin 572
isterdim 117
işte böyle 2360