English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ I ] / Isterseniz

Isterseniz traduction Français

7,764 traduction parallèle
Hoş geldiniz, isterseniz mum yakabilirsiniz.
Bienvenue. Vous pouvez allumer une bougie si vous voulez.
İkiniz de ne isterseniz yapın.
Faites ce que vous voulez tous les deux.
Sakin bir yer isterseniz benim oturma odamı kullanabilirsiniz.
Utilisez mon salon si vous avez besoin de calme.
Çayınızı bitirdiğinizde, terasları da gezebiliriz isterseniz.
Après le thé, nous pourrons faire le tour des terrasses, si vous voulez.
Yeni modele bakmak isterseniz arayın.
Laisse-moi savoir si tu veux jeter un oeil au nouveau modèle.
Eğer isterseniz, size cesedi nerde bulabileceğinizi gösterebilirim.
Je peux vous montrer où trouver le corps.
Başka beden filan isterseniz söyleyin, kapının önünde bekliyorum.
J'attends à côté au cas où il vous faudrait une autre taille ou autre chose.
Bu delikanlılarla önce siz konuşun isterseniz dedim. Tamam dediler.
J'ai demandé s'ils voulaient d'abord parler à ces gars?
Eğer isterseniz, veterinerlikten tamamen vazgeçebilirim.
Si vous voulez, on peut carrément se passer de vétérinaire.
Peanut'ın bebeğini ya da doğum sancısını bilmiyorum fakat isterseniz sizin için bulabilirim efendim.
Je sais rien du bébé de Peanut ou son boulot ou quoi, mais je peux trouver pour vous. - si vous désirez, madame.
- Yarın ne isterseniz yaparsınız.
Demain, tu pourras faire ce que tu veux.
Nasıl isterseniz.
Tout ce que vous voulez.
Doğrusunu isterseniz buradaki hastaların birçoğu, onlar pek utangaç değillerdir.
En vérité, un tas de nos patients... souffrent... d'un manque d'inhibition.
Eğer doktorla konuşmak isterseniz, nerede olduğunu biliyorsunuz.
Si vous voulez parlez au médecin, vous savez où le trouver.
Papaz ile konuşmak isterseniz, onun da nerede olduğunu biliyorsunuz.
Il en est de même pour l'aumônier.
Ne isterseniz sorun.
Demandez-moi ce que vous voulez.
- Ne isterseniz yapacağım.
On va appeler la police.
Bir gün getiririm isterseniz. Çok seversiniz.
Je l'amènerai, si vous voulez.
Bizimle gelmek isterseniz öne çıkın.
Si vous voulez venir avec nous... avancez-vous maintenant.
Ah, isterseniz oraya giderim.
Je peux y aller si tu veux.
Biz çıktıktan sonra isterseniz gidip bir bakın ve güvenliğini kontrol edin.
Vous voudrez probablement y aller quand on aura fini et... Vous assurer que c'est sécurisé.
Ya da aşağı çekmecenin oradan. Nasıl isterseniz.
Ici, des tiroirs, et tout le reste.
Eğer isterseniz size gösterebilirim.
Je peux vous montrer, si vous voulez.
- Benden ne isterseniz söyleyeceğim.
- Je dirais ce que tu veux.
Selam çocuklar. Boyamaya başlamak isterseniz, çocuklar yukarıda.
Les enfants sont à l'étage, si vous voulez commencer à peindre avec eux.
Şimdi isterseniz eldivenlerine dokunun.
Saluez-vous si vous le voulez.
Evet, arkasından birkaç kelime söylemek isterseniz, üst katman o.
Oui, à la surface. Si vous voulez lui rendre hommage.
- Epcot. Ne isterseniz yapın.
Faites ce que vous voulez.
Ne isterseniz onu yapın.
Faites ce que vous voulez.
Bakmak isterseniz kamera hazır.
L'HOMME : Serpent en haut, si vous voulez jeter un oeil.
- Nasıl isterseniz, efendim.
- Si vous le dites, monsieur.
Ne isterseniz yaparım, Bay Thompson. Yemin ederim. Sizinle çalışmaya can atarım.
Je reviendrais auprès de vous immédiatement.
Ne isterseniz alın.
Achetez ce dont vont avez besoin.
Eminim ki isterseniz avukatım onları getirmekten mutluluk duyacaktır.
Je suis sûr que mon avocat sera ravi de vous fournir ce que vous voulez.
Eğer, suçlamada bulunmak... isterseniz arkanızdayız.
Ce département est avec vous si vous voulez portez plainte.
Tüm bunları kabul ediyor musun? Evet, Ba Sing Se'ye gitmek, Tapınağı yeniden inşaa etmek hava göçebesi olmak, her ne isterseniz. Ben varım.
Ça te va? ça roule.
İsterseniz biraz sevin.
Caressez-le si vous voulez.
İsterseniz onu besleyebilirsiniz.
Vous pouvez le nourrir si vous voulez.
İsterseniz uyumanız için bir şeyler verebilirim.
Je peux vous donner un somnifère, si vous voulez.
İsterseniz arabamı alabiliriz.
On pourrait, uh, prendre ma voiture si vous voulez.
- İsterseniz gelin siz de yiyin.
- Alors venez avec moi si vous voulez.
İsterseniz malikanedeki görevlerim hakkında konuşabiliriz. Geceleri neon ışıkları açmak, doldurulmuş atları fırçalamak gibi.
Et je peux vous dire tout ce que j'ai fait pour Falcon, ou nous pouvons parler de mes responsabilités au domaine, comme allumer le néon géant la nuit, brosser les chevaux empaillés...
İsterseniz biraz suyumuz ve yiyeceğimiz var.
On a de l'eau si besoin est et de la nourriture.
İsterseniz beni kınayıp bana domuz diyebilirsiniz ama önce yarını bekleyin.
Tu peux m'éconduire et me traiter de porc, mais attends demain.
İsterseniz size şunu vereyim böylece sözünü ettiğimiz şeylere bir göz atma şansınız olur.
Laissez-moi vous remettre ceci. Vous saurez ainsi de quoi il en retourne.
İsterseniz misafirlerimizie tesisi ben gezdirebilirim.
Si ça peut aider, je peux guider nos invités dans l'usine.
İsterseniz adamlarımdan birini size rehberlik yapması için verebilirim.
Je peux envoyer un de mes hommes vous guider si vous voulez.
İsterseniz sizin adınıza ben soruşturabilirim.
Je peux me renseigner en votre nom.
İsterseniz birlikte bakabiliriz.
On pourrait le faire ensemble.
İsterseniz size ezberlerinden okuyabilirler.
Rien ne m'enchanterait davantage!
İsterseniz keder danışmanına ulaşabilirsiniz.
Une cellule psychologique est disponible à votre demande.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]