English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Ama onlar

Ama onlar traduction Français

13,478 traduction parallèle
- Ama onların düşündüğü tek şey bu olabilir.
Ils n'ont dû réfléchir qu'à ça.
Ama onları dahi gözlerin incelemesi de lazım.
Mais les yeux de génies ont besoin de les voir.
Ama onları yakalamamıza yardım edebilirsin.
Mais vous pouvez nous aider à les arrêter.
Sonuncu sıradalar ama onların yüzünden.
Dernière place. C'est eux.
Ama onlar evimdeki tozları değil, hayatımdan iki saati süpürecekler!
Sauf que la seule chose qu'il aspire c'est 2 heures de ma vie.
Bak biliyorum şu osuruk olayındasın ama onların kocaları buranın sahipleri bu yüzden şu güzel durumumuzu batıracak bir şey yapma.
Écoute, je sais que t'es dans une spirale de pets, mais leurs maris possèdent cet endroit, donc ne fais rien pour gâcher cette super situation pour nous.
Blake bana izin verdi, ama onların benim izimi Polis merkezine kadar sürmelerini istemem, bu yüzden dışarıdan bir yerden yapmalıyım.
J'ai la permission de Blake, mais je ne peux pas risquer qu'on remonte à moi au commissariat, alors j'ai besoin de le faire ailleurs.
Ama onları kurtarmak için bir şansım var.
Mais j'ai une chance de les sauver.
Ama onları gerçekleştirmek için benim gibi insanlara ihtiyacı var.
Mais pour y arriver, il a besoin d'homme comme moi.
Evet, ama bazen söylememe gerek olmayan şeyleri söylüyorum. Onları düşünen bir tek benim diye korkuyorum.
Mais parfois, je dis des choses que je ne dois pas vraiment dire, mais j'ai peur d'être la seule à les penser.
Onlar kötü olanlar, ama ben yardım edebilirim.
Ce sont les pires mais je peux aider.
Onları çıkarabilmek için uyutmak zorunda kaldık ama bu sabah hepsi geri dönmüştü. Hiç gitmemişler gibi.
Nous avons dû les calmer juste pour les sortir de là, mais ils étaient tous de retour ce matin comme ils ne quittaient jamais.
Bir fark yaratmayı defalarca kez denedim ama gölgeler arasında saklanan bir şey var ve onlar karşısında ben bir hiçim.
Je essayer et essayer de faire une différence, mais il ya des choses se tapit dans l'ombre, et... Et en face d'eux, je ne suis rien.
Ama Ninja Kaplumbağalar orada yaşıyor. Ben onların arkadaşıyım.
Les Tortues Ninja y vivent, je suis leur ami.
Sayıyı öylesine söyledim ama bana kalırsa Sacramento'da çalışmayı hedefleyen birisi onları çürüten kurdun yerine çürük elmaların bizzat kendisini ayıklamayı tercih ederdi.
Je parle hypothétiquement, mais il me semble que quelqu'un qui lorgne sur un poste à Sacramento préfèrerait être connu comme celui qui a traqué les pommes pourries, pas comme le bouffon qui les a laissées empoisonner le département de l'intérieur.
Dünyanın geri kalanı varlığına son verdi ama Alex onların en önemli adamlarından biriydi.
Le reste du monde a cessé d'exister. Alex était un de leurs cerveaux les plus importants.
Ama eğer hainlik yaparsan, onları keserim.
Si tu me trahis, je te les couperai.
Ama Kur'an'da der ki, "Anne babanıza kibar davranın, onları hor gören sözler söylemeyin, onları uzaklaştırmayın, tam aksine onlardan hürmetle bahsedin."
Le Coran sacré dit : "Tu devras être gentil avec tes parents, ne pas les mépriser, ne pas les repousser, mais t'adresser à eux avec honneur."
Vitali Kliçko ve diğer muhalefet partisi liderleri kalabalığı yatıştırmaya çalıştı. Ama protestocular onları dinlemediler.
Klitschko et d'autres chefs de partis de l'opposition ont voulu calmer la foule, mais les manifestants n'écoutaient pas.
Arkadaşlarımız kayıp, biz de onları aramaya çıktık ama yolda...
On est donc partis à leur recherche, mais en route...
Mekanı yakmaya çalışmışlar ama polis onları yakalamış.
Ils ont tenté de cramer le lieu, mais les flics les ont attrapés.
Onların size ne söylediğini bilmiyorum ama konuşmayacağım.
Je ne sais pas ce qu'ils vous ont dit, mais je ne parlerais pas.
İHA'lar tek seferde günlerce havada oluyor ama pilotlar 12 saatlik vardiyalarla onları uçuruyor. Böylece bindirme olmuyor.
Les drônes sont dans les airs pendant des jours, mais les pilotes ne volent que par roulement de 12 heures pour ne pas avoir de chevauchement.
Ama parçaları almak için gereken paradan fazla bile kazanmıştım ve onları nasıl birleştireceğimi buldum.
Mais c'était plus qu'assez pour acheter mes pièces, et j'ai trouvé comment les assembler.
Ama hayır, onların yaşında üç erkeğin 48 saat içinde felçten ölmesinin olasılığı ne biliyor musun?
Oui, mais non, mais... connaissez-vous les chances pour que trois gars meurent d'une crise cardiaque à leur âge et le tout en 48h? C'est fou.
Çünkü onlar senin ailen onları davet eden sendin, ama sabahtan beri onlara yalnızca "merhaba" dedin.
Parce que c'est ta famille, et tu les as invités, mais tu leur as à peine dit un mot de toute la soirée.
Ancak oyle, katil onlar, Ama bunu ne soyleyebiliyoruz... ne de ispatlayabiliyoruz...
Mais est-ce que ce sont vraiment eux, nous ne pouvons pas le prouver.
Eminim en kirli seksi onlar yapıyordur ama.
Ils doivent faire des trucs cochons!
Evet ama artık onları istemiyorum.
Je n'en veux plus.
Sana bunu söylemek için bir fırsatım oldu. Onlar burada olduğunda numara yaparım ama yalnız olduğumuzda numara yapmam.
Ça me donnera l'occasion de te dire que je ferai semblant quand ils seront là, mais pas quand nous sommes seuls.
Ama bir gün benim kendi ailem olacak ve tüm bunları onların başına saramam.
Mais je vais avoir ma propre famille un jour, et je ne peux pas laisser tout ça la menacer.
Ned'in bilgisayarı. İstihbarat birimi her yerini kurcaladı ama içinde hala bir sürü fotoğraf ve yazı var. Ned onları senin almanı isterdi.
Tous les contenus secrets ont été effacés, mais il y a toujours beaucoup de photos et d'écrits dedans et nous savons que Ned aurait voulu que vous les ayez.
Ama canları cehenneme, onlar sadece seri katil.
Mais bon sang, ce ne sont que des tueurs de masse.
Ama biz onları nasıl bulacağız?
Mais comment est-ce que nous les trouvons?
Benim için geliyorlar, ama aslında ben onların peşindeyim.
Ils me traqueront. Mais je les traque aussi.
Ama zayıflıklarımızla yüzleşip onların üstesinden gelmek de insanca değil mi?
Mais n'est-ce pas humain d'affronter nos faiblesses et de les dépasser?
- Ama onlar bunu bilmiyor.
Mais ils ne le savent pas.
Ama bir grup bilim adamı onları deneysel bir terapi yöntemiyle kurtardı.
Mais des scientifiques les ont sauvés avec une thérapie expérimentale.
Ama sadece onlar ölmeyecek.
Mais ils ne sont pas les seuls morts.
Ama bak, onlar bunun için var.
Mais ils sont là pour ça.
Nedenini bilmiyorum, ama her zaman beni görmeye gelirken bir kez NZT kullandığını sanmıştım, ama o tabloları gördüm ve onlar inanılmazdı.
Je ne sais pas pourquoi, mais j'ai toujours pensé qu'il n'avait pris du NZT qu'une fois, quand il était venu me voir, mais... j'ai vu ces tableaux et... ils sont incroyables.
Ama neticede, onlar benim rakiplerim.
Maintenant, ce sont mes adversaires.
Taliplerinizle daha konuşmadan onları gönderdiğinizi duydum ama hayati derecede önemli parçaların kayıp olduğunun farkındayım.
J'ai entendu que vous aviez renvoyé des prétendants avant même qu'ils ne parlent, mais maintenant je sais qu'il manquait une partie essentielle à ces histoires.
Ama hükümetin Önsuç programı kapatıldıktan sonra, onlar da serbest kalmış oldu.
Mais après que Precrime fut fermé, ils ont été relâchés.
Ama ayrıca onları da gördüm, ve hayatının geri kalanı boyunca onlarla beraber, ne kadar mutlu olduğunu.
Mais je les ai aussi vu, et j'ai vu combien tu serais heureuse avec eux pour le restant de ta vie.
Onlar cinayetleri görmüş ama kimse durdurmaya çalışmamış.
Ils voyaient des meurtres que personne n'essayait d'arrêter.
Onları tanıdığınızı sanıyorsunuz ama tanımıyorsunuz.
Vous pensez que vous les connaissez, mais ce n'est pas le cas.
Ama bilmiyorum. Bazen düşünüyorum da belki sana onları almak istiyorum.
Mais, euh...
Oraya aile ferdi gibi gidip, onları görmek isteyip çıkaracaksan tamam. Ama içeri başka adam sokmayacaksınız.
Vous voulez y aller comme membre de la famille, demander à les voir, les faire sortir, bien, mais vous n'envoyez plus d'agents là-bas.
Ama doğrusu onları isteyebileceğinizi düşündüm.
Mais, je pense sérieusement que vous pourriez les vouloir.
Tüm bildiğim onlar devletin bir parçası,... ama o kadar gizliler ki... devletin büyük kısmı onların varlığından haberdar değil.
Tout ce que je sais c'est qu'ils font partie du gouvernement, mais une partie tellement secrète que la plupart du gouvernement ne sait même pas qu'ils existent.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]