Anlıyoruz traduction Français
1,199 traduction parallèle
Endişenizi anlıyoruz, Komutan, ama, yaşam sinyallerinin, kararlı olduğunu ifade etmeliyim.
Ses signes vitaux sont stables. Elle ne court aucun danger immédiat.
Kurtulanların söylediklerinden gezegen çapında bir yıkım olduğunu anlıyoruz.
Les témoignages indiquent des destructions d'échelle planétaire.
Birbirimizi anlıyoruz, bu yüzden bir sorunumuz yok, değil mi?
Nous nous sommes compris, alors il n'y a plus de problème entre nous.
Duygularınızı anlıyoruz bay Başkan. Ancak pişmanlıklar için vaktimiz yok.
- Nous comprenons vos sentiments, mais ce n'est pas l'heure des regrets.
Artık anlıyoruz...
Nous comprenons maintenant...
Sizi anlıyoruz.
Nous comprenons.
- Anlıyoruz. - Teşekkür ederim.
Entendu.
- Sanırım birbirimizi anlıyoruz.
Je pense qu'on se comprend. Allez-vous jamais grandir, 007?
Tedbirlerinizi kesinlikle anlıyoruz, ama kendinizi korumanıza yardım edebilecek yardımda bulunarak, iyi niyetimizi göstermemize izin verin.
Je comprends votre prudence, mais laissez-nous vous aider.
- Anlıyoruz. Seninle alakalı değildi.
- Logique, vu qu'on parle pas de toi.
Nasıl hissettiğini anlıyoruz.
- Nous comprenons ce que tu ressens.
Sanırım birbirimizi anlıyoruz.
Nous sommes donc bien d'accord tous les deux.
Elbette. Sizi anlıyoruz.
Bien sûr, nous comprenons.
Duygularınızı anlıyoruz, ancak ifadesini almak üzere, -
Nous comprenons votre réaction, Mme Van Ryan... mais je vous en prie, nous devons parler à Kelly.
Khufu'nun büyük piramitini yapmak için 20 yıl gerekti ve iki milyondan fazla kaya bloğu ve 20,000 insan ve köle oldular ama şimdi senenin bazı bölümlerinde işe alınan çoğunlukla köylü çiftçiler olduklarını anlıyoruz.
Pour créer la grande pyramide de Khufu, il a fallut 20 ans, 2 millions de blocs de pierre, 20.000 personnes, peut-être des esclaves, mais sûrement des fermiers pour la plupart, recrutés pour travailler ici une partie de l'année.
Titizliğiniz anlıyoruz.
- Nous connaissons la marche à suivre.
Durumunu anlıyoruz.
Nous comprenons la situation.
Seni anlıyoruz.
Nous comprenons.
- Sizi anlıyoruz, dökün içinizi.
- Nous vous entendons. Sortez tout.
Ancak siz tatlı yemediğinize göre tatlı ile aranızın olmadığını anlıyoruz.
Pourtant, comme votre assiette reste vide, on serait tenté de croire que vous n'avez pas la bouche gourmande.
- Anlıyoruz. Orada ne yazıyor?
Qu'est-ce que ça dit?
Senin için özel bir gün olduğunu anlıyoruz Benny ama baban ve ben, her evlenmeye kalktığında şehirden ayrılamayız.
On comprend que c'est important pour toi, Benny, mais ton père et moi n'allons pas accourir chaque fois que tu te maries.
Böylece içinde bir üst yapının olduğunu anlıyoruz.
Il y a une superstructure à l'intérieur.
Bakın, baylar, birleşmeye karşı olan itirazınızı anlıyoruz.
Messieurs, nous comprenons vos objections à la fusion.
Acını anlıyoruz.
On a mal pour toi.
Işıkların kesildiğini anlıyoruz.
Nous sommes au courant.
Sıkıntılarınızı anlıyoruz.
Nous comprenons votre trouble.
- Anlıyoruz, efendim.
Oui, officielle.
İşte şimdi birbirimizi anlıyoruz, Licenciado.
Alors on se comprend maintenant, licenciado?
İkimiz de anlıyoruz.
Comme nous tous.
- Kaygını anlıyoruz. Ama en iyisi gözlem odasından seyretmen.
- Merci de venir prêter main-forte, mais je préfère que vous regardiez depuis la galerie d'observation.
Kristalin kontrolünün sende olduğunu anlıyoruz.
Voilà! Comme c'est toi qui détiens le cristal sans lequel nous ne pouvons rien faire...
Anlıyoruz Aeryn.
Bien reçu Aeryn.
- Akıntıdan anlıyoruz.
- La marée monte.
Halinden utanmıştınız, anlıyoruz.
Vous étiez gênée pour elle. C'est compréhensible.
Katılıyorum, ama nedenini anlayabiliyorum. Hepimiz anlıyoruz.
D'accord, mais je comprends son impulsion.
Gerçek duygularına yaklaştıkça gerçek olanı anlıyoruz.
Vous commencez à libérer le sentiment de rage... que vous inspire la situation.
Evet. Birbirimizi anlıyoruz.
On se comprend.
Evet. Birbirimizi çok iyi anlıyoruz.
On communique super bien tous les deux.
Bunu, Goa'uld öldükten sonra konukçunun vücudunda kalan bir protein işaretçisinden anlıyoruz.
Lorsqu'un Goa'uld meurt, un marqueur de protéine reste dans le corps hôte.
Elbette anlıyoruz.
Mais oui.
Anlıyoruz ama her taraftan sıkıştırılıyorum.
- On ne peut rien y faire. - Je subis des pressions de partout.
Memur Rifkin'in yaşadıklarını anlıyoruz ve bunu telafi edeceğiz.
Nous comprenons ce qu'a enduré Rifkin. Nous voulons le dédommager.
Anlıyoruz.
Nous en sommes conscients.
Bir sürü avukatla iş yapıyoruz. Anlıyor musun?
On fournit beaucoup d'avocats, tu vois ce que je veux dire?
- Biz iş yapıyoruz. - Evet, anlıyorum.
- On fait des affaires.
Arılar ve ben birbirimizi anlıyoruz.
J'ai un marché avec les abeilles.
Evet, anlıyorum, fakat biz ev kiralamıyoruz.
Oui, je comprends, mais... on ne loue pas.
Ama üst tarafa taze olanlardan koyarak onları kandırmaya çalışıyoruz. Ama anlıyorlar.
On essaie de les feinter en mettant des frais dessus, ils fouillent et s'en rendent compte.
Ama şimdi çok iyi anlıyorum. Çünkü aynı şeyi biz yaşıyoruz.
Aujourd'hui, je comprends, parce que... c'est précisément ce qui nous est arrivé.
- Anlıyoruz efendim.
Oui, m'sieur.
anlıyorum 6300
anliyorum 48
anlıyor musun 2047
anlıyor 18
anlıyorsun 149
anlıyor musunuz 440
anlıyor musun beni 45
anlıyorsun değil mi 57
anlıyorsunuz 34
anlıyorum efendim 53
anliyorum 48
anlıyor musun 2047
anlıyor 18
anlıyorsun 149
anlıyor musunuz 440
anlıyor musun beni 45
anlıyorsun değil mi 57
anlıyorsunuz 34
anlıyorum efendim 53