Arkadaşlarım traduction Français
16,301 traduction parallèle
Arkadaşlarım oldu.
Je me suis enfin fait des amis!
Bu gece evde kalacaktım. Ama arkadaşlarım dışarı çıkıp yetişkinler gibi eğlenmemi teklif etti.
J'avais prévu de ne pas sortir ce soir, mais mes amies ont insisté pour que j'aille m'amuser avec des adultes.
Lütfen bir şeyler bul yoksa bütün arkadaşlarım benden nefret edecek.
Trouve quelque chose sinon tous mes potes vont me détester.
Arkadaşlarımla buluşacaktım ama olur.
Je dois voir des amis après, mais vas-y.
Bütün arkadaşlarıma tweet atacağım.
Je vais tweeter tous mes potes.
Bütün iş arkadaşlarımı yardımlarından ötürü teşekkür etmek istiyorum.
Je ne comprends pas pourquoi il n'a pas voulu me voir.
Arkadaşlarımdan biriyle eşcinsel olduğu için alay ettin, şimdi beni dinledin diye barışacak mıyız?
Tu t'es moqué d'un ami à moi parce qu'il était gay, mais tu m'as entendu chanter, donc tout va bien?
Okul otobüsümüze yapılan saldırı arkadaşlarımın canını aldı gözlerimi aldı ama hayatta kaldım.
Quand le bus scolaire a été attaqué, j'ai perdu mes amis... j'ai perdu la vue... mais j'ai survécu.
Çünkü uzakta olan ve seni görmek isteyen arkadaşlarımız ve akrabalarımız var.
On a des amis et de la famille qui vivent loin et qui veulent te voir.
Annem ve babam benim en iyi arkadaşlarım.
Papa et maman sont comme mes meilleurs amis.
Onlara yardım etmezsem, bütün arkadaşlarımı öldüreceklerini söylediler.
- Il a dit que si je ne les avais pas aidé, ils tueraient mes amis.
Okul arkadaşlarım ve ben, size tüm samimiyetimizle minnettarız.
Je tenais à vous remercier.
Deprem dalgası geldiği ve tüm arkadaşlarım komünist diye suçlanacağı için mi?
Parce qu'une vague approche, et que tous mes amis vont être étiquetés coco ( = communistes )?
Dinleyin, keşke size yardım edebilsem ama iş arkadaşlarımın kiminle çalışıp çalışmadığını nereden bileyim?
Regardez, je souhaite que je puisse vous aider, mais comme est je savoir qui mon est-ce que les associés associent avec?
Ama sen tamamen iyileşip tüm arkadaşlarımız ve ailemiz bizimle berab...
Mais tu seras rétabli, et tous nos proches seront présents.
Arkadaşlarımın bütün gece onların üstünde oturmasını mı istiyorsun?
Tu veux que nos amis s'assoient dessus?
Arkadaşlarım bir parti verdi ve, şöyle diyelim işlerin kontrolden çıkmasına izin verdim.
Une copine faisait une soirée, et, disons que... j'ai laissé les choses déraper.
Bu insanlar arkadaşlarımdı... en azından, ben öyle sanmıştım.
Ces personnes étaient mes amis... ou du moins je le pensais.
Arkadaşlarım instagramdan fotolarını elde etmişler.
[LES DEUX RIENT] Mes amis m'ont défié d'avoir un Insta avec lui.
sadece sınıflarımız karışmadı, yeni oda arkadaşlarımız da oldu.
On n'a pas juste des classes mixtes, mais on n'a des nouveaux colocataires, aussi.
Evet, arkadaşlarım bana gelecek.
Oui, j'ai invité quelques amis.
Galiba arkadaşlarımı özlüyorum.
Mes amis doivent me manquer.
Arkadaşlarım, gelecekte birer kahraman olmayabilir. Ama başarılı olursak efsane olarak hatırlanacaklar.
Dans le futur, mes amis ne sont peut-être pas des héros, mais si nous réussissons, on se rappellera d'eux comme des légendes.
Buradaki arkadaşlarım ve ben Scimitar'ı gerçekleştiren kişileriz.
Mes associés et moi sommes les hommes de main du "Scimitar".
Sizinle görüşmeyi dört gözle bekliyor. Özellikle de kuş tüylü arkadaşlarımızla.
Il veut vraiment vous rencontrer, surtout vos amis à plumes.
Kabir, ofiste ki iş arkadaşlarım seninle tanışmak istiyorlar.
Kabir mes collégues veulent te rencontrer.
Tüm iş robotu arkadaşlarımla toplanacağım.
Je vais voir mes anciens potes de promo.
Ama arkadaşlarım eskiden Jesus derdi.
Mais mes amis m'appelaient Jésus.
Arkadaşlarım için özür diliyorum.
Désolé pour ça les gars.
Arkadaşların tüm arkadaşlarımızı öldürdü.
- Les tiens ont tué tous les miens.
Arkadaşlarınız, bizim arkadaşlarımızı yolda pusuya düşürüp ellerindeki her şeyi almaya çalışmış.
Les vôtres ont attaqué les nôtres sur la route. Ils ont voulu tout nous prendre.
Geri döndüğümde ordudan arkadaşlarım bir tıbbi gereçler şirketi açmama yardım etti.
En rentrant, grâce à mes contacts dans l'armée, j'ai monté une entreprise de fournitures médicales.
Meslektaşlarımın, arkadaşlarımın hepsinin öldüğünü ama ailelerinin arkada kaldığını ve kalanların benim sorumluluğumda olduğunu bildiğim için bunu yaptım.
Je l'ai fait parce que même si je savais que mes collègues, mes amis seraient tous disparu, leurs familles seraient encore ici, et ils seraient ma responsabilité.
Arkadaşlarımı sokaklarda tutuklanmaktan, öldürülmekten korumak için.
Pour protéger mes amis de se faire arrêter... Tuer en pleine rue.
Yoksa arkadaşların tarafından mı gönderildin?
Ou c'est peut-être ton pote Hrafn qui t'a demandé de venir me voir.
Tamam, arkadaşlarınla vedalaş, kafamı şişiren o şişko öğretmeninle de.
Dis au revoir à tes amis, et à ta prof, la grosse, qui ne m'a pas lâchée.
Bana bir şey olursa arkadaşlarının hepsi laboratuvarda ölür.
S'il m'arrive quelque chose, tes amis mourront dans le laboratoire.
Geri dönmemi bir şekilde engellersen Prairie ile öteki arkadaşlarını açlıktan öldürürsün.
Si tu m'empêches d'y retourner, tu condamneras Prairie et tes amis à mourir de faim.
Galasso'nun yeğeni J-5'in büyük hayranı ben de onu ve arkadaşlarının kulise gitmesini sağladım.
Sa nièce est fan des Jackson 5. Je lui ai filé des accès backstage.
Arkadaşlarına yardım edemediğimiz için üzgünüm.
Désolé qu'on n'ait pas pu aider tes amis.
Biliyorsun. Desi'ye birazcık ekstradan para kazanmak isteyen ezik, sahte sanatçı arkadaşları var mı diye sorardım ama şu an benimle konuşmuyor çünkü koca bir bebek.
Je demandrais bien à Desi si un de ses loosers d'amis artistes avec une voiture voudrait le faire pour un petit peu plus de cash, mais il ne me parle plus en ce moment car c'est un enfant.
Biz konuşmaya başladığımız anda arkadaşların kurtuldu.
Ton ami là-bas s'est barré dès qu'on a commencé à parler.
rahat dur tatlım, ve arkadaşlarını indirişimizi izle.
Ne bouge pas, et regarde-nous supprimer le reste de tes amis.
Hayatımızı mahveder bizden tutkularımızı ve zamanımızı çalar. Arkadaşlar ve aşıklar arasındaki ilişkiye zarar verir.
Ça amoindrit notre vie, nous dérobe nos passions, loisirs, et ça nuit aux relations entre amis ou amants.
Güldüren gerçek ise babası, And Dağları'ndaki... *... uçak kazasından sonra takım arkadaşlarını yiyen futbol oyuncularından biriydi.
Sanchez bat.269. Fait amusant : Son père était l'un de ces footballeurs qui ont mangé l'un de leurs coéquipiers après le crash de leur avion dans les Andes.
Ailelerinin, arkadaşlarının, bir polisin üç metrelik bir suikastçının onları arayabileceği hiç aklının ucundan geçmedi mi?
Et tu n'as jamais pensé que, peut-être, leur famille, leurs amis, les flics, ou peut-être un assassin de 3 m de haut viendraient les chercher?
Homer topu aldı, takım arkadaşlarına bakıyor.
Homer s'empare du ballon, il cherche un receveur.
Bill Stearn arkadaşlarını satsaydı piyasaya adımını atamazdı.
Bill Stearn ne pourrait pas descendre la rue s'il vendait ses amis.
Sana yardım edebilirim. Ailenle ya da arkadaşlarınla görüştürebilirim...
Si vous voulez, je peux appeler vos parents ou vos amis.
Vurduğunuzun arkadaşlarınız değil de... Yahudiler ve zenciler olduğundan emin olmanız lazım.
Attention à pas viser autre chose que vos têtes de Juifs et vos têtes de nègres.
Belki dizlerimin üzerinde emekleyerek Westport'a gider, Bobby Axelrod'la arkadaşlarını savunmak için iş ararım.
Peut-être que je reçois sur mes mains et les genoux et ramper jusqu'à Westport, tambour quelques affaires défendre Bobby Axelrod ou ses amis.
arkadaşlarım var 23
arkadaşım 498
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkadaşım 498
arkady 17
arkadaşlar 784
arkadaş 286
arkadaş olalım 17
arkadaşın 91
arkadaşlık 38
arkadaşımız 19
arkadaşları 29
arkadaşımdı 18
arkadaş ister misin 22
arkadaşız 60
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19
arkadaş ister misin 22
arkadaşız 60
arkadaşlarını 16
arkada 129
arkadaşların 36
arkadaş mıyız 22
arkadan 28
arkadaşın kim 42
arkadaşınız mı 19