English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ A ] / Asâ

Asâ traduction Français

22 traduction parallèle
Babam Davud, Goliath'ı bir taş ve bir asâ ile yenmişti.
Mon père David a combattu Goliath avec une fronde.
Ama bunun daha stratejik olduğunu düşünüyorum Çünkü sana garanti veriyorum,... asâ neredeyse Prospero da orada olacak.
Mais je pense aussi que c'est un bon plan, car je peux t'assurer que, où que soit le bâton, c'est là que se trouve Prospéro.
Asâ dört yüz yıldır bu çöplükte mi duruyor?
Les morceaux du bâton seraient dans ce taudis depuis 400 ans?
Asâ tam altımızda.
Le bâton est sous nos pieds.
Burada bir sürü kayıp asâ referansı buldum.
J'ai trouvé des mentions de plusieurs bâtons magiques perdus.
Bir Kütüphaneci bunu yazdıysa asâ burada değildir.
Si ce mot vient du Bibliothécaire, le bâton n'est plus ici...
Asâ Kütüphane'de
Mais dans la Bibliothèque.
- Asâ burada.
- Le bâton est ici.
Kütüphane'nin kalbinde asâ mı var?
Il y a un bâton au cœur de la Bibliothèque?
O ağacın dalından kendine yeni bir asâ yaparsa onu durduramayız.
S'il crée un nouveau bâton avec un branche de l'arbre, on sera impuissants face à lui.
Asâ, güneş ve hüzünle çağırılır.
"le bâton invoqué par le soleil et le chagrin."
Prospero da kendine yeni bir asâ yaratmak istediğine göre aradığı şey tam da bu.
Et puisque Prospéro veut reconstruire son bâton magique... CQFD.
Bana asâ lazım, orman değil!
Je n'ai pas besoin d'une forêt mais d'un bâton.
Asâ nerede?
Où est-il?
- Şanslıyız çünkü büyüleri yaparken kullandığı şey Zarathustra'nın Asâsı. Orijinal Güç Asâ'sı olsaydı çok daha kötü oldurdu.
C'est une chance qu'il n'utilise que le bâton de Zarathoustra pour lancer ses sorts, car si c'était son bâton originel, ce serait bien pire.
Evet, muhtemelen bunu yapmak için yeteri kadar büyülü güce sahip tek büyülü obje bu olabilirdi ama asâ bildiğiniz gibi kırık. 1611'de kırıldı aslına bakarsanız.
Oui, c'est probablement le seul artéfact suffisamment puissant, mais vous savez bien qu'il est brisé depuis 1611.
Kırık Asâ'da bulduğumuz not nerede Jenkins?
Où est le mot que nous avons trouvé, Jenkins, celui du bâton brisé?
Asâ'nın parçalarının hangi zamanda olduğunu biliyorum. - Nerede?
Je sais quand se trouvent les morceaux du bâton.
Asâ'nın kırık olduğunu bildiğimiz ama nasıl kırıldığını bilmediğimiz ve hangi zamanda olduğunu tahminen bildiğimiz için bu hikâyede bir sürü belirsizlik var.
Mais nous ignorons comment. Et nous n'avons qu'une vague idée de quand. Il y a beaucoup d'incertitudes dans cette histoire.
Eğer Asâ'yı ödünç alıp, bu zamana getirip Prospero'yu yenmek için kullandıktan sonra hiç kimse bilmeden tekrar kırarsak hiçbir kuralı çiğnemiş olmayız.
Donc, on prend le bâton, on le ramène dans le présent, on l'utilise pour vaincre Prospéro, puis on le brise sans que personne le sache. On ne brise aucune règle.
Prospero'nun ortaya çıkmasını bekleyeceğiz, Asâ'yı alacağız. Geleceğe geri götüreceğiz.
On attend que Prospéro arrive, on prend son bâton et on le ramène dans le futur.
- Kavanozun içinde meyveler yahu. Altın kaplamalı asâ değil.
Ce sont des fruits glacés, pas des sceptres en or.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]