Babam gibi traduction Français
2,475 traduction parallèle
Onu sevmesen de, babam gibi konuşuyor.
Normal que tu l'aimes. Il est comme papa.
Ben de babam gibi sadece avukatlıktan kazandığım para ile geçiniyorum.
Comme mon père avant moi, je ne vis que de mes revenus d'avocat.
Kendimi bildim bileli sadece babam gibi bir asker olmak için çalıştım.
Depuis toujours, je voulais juste être soldat, comme mon père.
Buraya adımını attığında babam gibi yürüyordun...
Lorsque vous êtes venu ici, vous ressembliez plus à un père.
Hayır. Annemle babam gibi film yıldızı olmak istiyorum.
Non, je veux être une star, comme mes parents.
Geçmişe dönüp baktığımda farkına varıyorum ki o odada bir araya geldiğimiz zaman ben hala farklı şeyler düşünüyordum kaybım, babam gibi. Onlar da Andy'le ilgili başlarından geçen olayı düşünüyorlardı.
Avec le recul, je me rends compte que quand on s'est rencontrés, je pensais toujours à des choses comme la mort de mon père, et qu'eux, ils pensaient toujours au décès d'Andy, à cette situation...
- Tıpkı babam gibi?
- Comme mon père?
Geri döndüğüm zaman babam gibi iyi bir marangoz olmak istiyorum.
Je veux être un grand charpentier comme mon père
Babam gibi kokuyorsun.
T'as l'odeur de mon père.
Sen de babam gibi ölecek misin?
Tu vas être tué comme mon papa?
Dostum, babam gibi konuştun.
On dirait mon père.
Ben de seni babam gibi seviyorum Don Luis.
et moi comme un père, Don Luis.
Aynı babam gibi konuşuyorsun.
Tu t'es toujours considéré comme mon pére.
Sevdiğin bir şey bulursan burası deli gibi atar. Erişteler kururken çıkan kokuyu duyunca, babamın hâlâ kalbi deli gibi atıyor.
ici. son coeur palpite encore maintenant.
Babam da Alan gibi mi demek istiyorsun?
Tu dis que mon père est comme Alan?
Babamın adamlarını köpekler gibi doğramışlar.
Elle a sauvagement tué l'armée de mon père!
Babam büyük bir bezbol fanıydı ve daima "Bitir işini!" diyen biriydi. "Kız gibi atma şunu" dediği aklımda kalmış. "Bitir işini."
Il a sauté sur George... et il essayait de le tuer, il était sur lui de la pire des façons.
Aynen babamın uyardığı gibi.
Mon père m'avait prévenu.
Büyükannemin gözleri aynı babamınkiler gibi.
Ses yeux, mon père a les mêmes.
Babamın her zaman dediği gibi, " Bir ağaç gibi görünmeli...
Mon vieux dit toujours qu'un arbre doit te ressembler :
Onu seviyor muydun? Babamı sevdiğin gibi.
Tu l'aimais comme papa?
Belki bir striptizci olurum, babamın yeni arkadaşı gibi.
Si ça se trouve, je vais devenir strip-teaseuse comme la nouvelle copine de papa.
Sanki hayatım yeterince korkunç değilmiş gibi gerçek babamın ölü üvey babam olduğu ortaya çıkacak.
Comme si ma vie n'est pas assez misérable. Il s'avère que mon vrai papa peut-être mon beau-père mort.
Hep babamın hiçbir şeyle yüzleşememesinden yakınıyorsun. Şimdi de gelmiş, sanki biraz protein ve bir de elbise kanserimi iyileştirecek gibi davranıyorsun!
Tu critiques toujours l'incapacité de papa à se confronter aux choses, mais tu vis dans l'illusion, comme si des protéines et des robes de marque soigneront mon cancer.
Ben sadece cesur bir Çuvava askeri olmaya çalışıyordum babamın hikayelerindekiler gibi.
Je voulais être un brave guerrier, comme dans l'histoire de papa. Papi!
Gerçek bir çuvava savaşçısı olmak istemiyor musunuz, tıpkı babamın hikayelerindeki gibi?
Vous ne voulez pas être un vrai guerrier chihuahua, - comme dans les histoires de papa?
G.One, babammışsın gibi davran. O, babamın dostu.
T'es mon père maintenant.
Babamın tersine. O, onları zafer hatıraları gibi etrafa saçardı.
Contrairement à mon père qui les étalait comme des trophées.
Bir aile gibi olabilmemiz için her okul tatilinde bizi babamın çalıştığı şantiyelere götürürdü. Aile!
Toutes ces vacances passées sur les chantiers, juste pour être en famille.
Annemle babam öndeler. Deli gibi sigara içiyorlar.
Maman et papa étaient devant, et fumaient comme des pompiers.
Babam kadınlar gibi olduklarını söyledi.
Mon père les compare aux femmes.
Anladınız mı, babamın parasını aldılar, ve sonra da onlara çalışıyormuşum gibi davrandılar.
Ils prennent l'argent de mon père et ils me traitent comme leur larbin.
Babamın her zaman söylediği gibi diğerlerini öldürüyor olması ilaç olmadığı manasına gelmez.
Comme disait mon père : "C'est pas parce que ça abîme le foie que c'est pas un remède."
Yani, annemle babamın dediği gibi daha çok genciz ve aynı eyalette bile yaşamıyoruz, Matt.
On est encore jeunes, et tout ce que mes parents ont dit... - On vit même pas dans le même État.
Yılbaşında Empire State binası yerine babamın düğününde Portland havalimanına yakın bir şaraphanede olacak olması dışında aynı An Affair to Remember'daki gibi.
Ça sera comme dans "Elle et lui", sauf qu'à la place de l'Empire State Building au Nouvel An, ça sera dans une cave à vin près de l'aéroport de Portland au mariage de mon père.
Babam da senin gibi tüm yemekleri kendisi yapardı.
C'est mon père qui cuisinait.
Sigara, üniversitede kalmak, cheesecake yemek ve de sırf babamı kızdırmak için lezbiyenmiş gibi davranmak.
fumer, lâcher la fac, manger du gâteau... Faire semblant d'être lesbienne, pour faire chier papa.
Sana şunu söylesem iyi olacak. Eğer yalan söylüyorsan, eğer babam gelmiyorsa, eğer bir araba yanaşır ve içinden babam dışında biri inerse, bir oyuncu ya da kafanda perukla sen gibi, eğer Ferris Bueller, Parent Trap, Three's Company,
Oh, j'aurais peut-être du te dire que si tu me mens, que mon père ne vient pas, si une voiture arrive et qu'une autre personne que mon père sort...
Babamınki gibi bir Monte Carlo'ydu.
C'était une Monte Carlo... comme celle que mon père avait.
Neyse, artık o işin bir parçası olup babamınki gibi çiftlikleri kurtarmak istiyorum.
Bref, je voulais faire partie d'une entreprise qui sauve des fermes comme la sienne.
Merak etme. Babam tıpkı eskisi gibi.
Ne t'inquiète pas, c'est toujours le même vieux papa
- İçeri her an babam girebilirmiş gibi davran.
Fais comme si mon père allait arriver.
- etkilendim - eminim öyledir! her okulda öğrencilerin üyesi olduğu yemekhane çeteleri vardır babamın dediği gibi yarışçın ancak pit ekibi kadar iyidir
- Je suis impressionné. - Tu es bien le seul. Cantine
Sen ve babam için bütün bu evden kaçma işi hiç de sorun değil gibi.
Papa et toi faites comme si vous approuviez cette fugue.
Babam gibi giyiniyorsun.
Tu t'habilles comme mon père.
Babamın Vietnam'da ölmesi yetmezmiş gibi annem de otomobil yarışçısının teki için beni terk etti.
C'était déjà pas assez que mon père soit mort au Vietnam. Ma mère m'a laissé avec un pilote de courses Yankee.
Babam baca gibi tüttürürdü.
Mon père fumait comme un charretier.
Ben bir Jedi'ım, benden önce babamın olduğu gibi.
Je suis un Jedi, comme mon père l'a été avant moi.
Babam söylediği zaman hepimiz birlik olurduk, aynı manuslu'daki gibi.....
Combien de morts dans cette expédition?
Babamın vasiyetini Lauren'i daha çok seviyormuş gibi görünecek şekilde paylaştırdığından endişe ediyorsun.
Tu as peur que, d'une certaine façon, la manière dont papa a divisé ses biens montre qu'il a favorisé Lauren.
Babam da senin gibi öldü.
Moi, mon père, il est mort comme toi.
gibi 298
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
babam 1009
babama 39
babamın 68
babamı 46
babam nerede 162
gibi mi 48
gibi görünüyor 21
gibi şeyler 18
gibi bir şey 16
babam 1009
babama 39
babamın 68
babamı 46
babam nerede 162
babam geldi 53
babam dedi ki 23
babamla 21
babamız 55
babam da 18
babamı istiyorum 35
babam nasıl 37
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100
babam dedi ki 23
babamla 21
babamız 55
babam da 18
babamı istiyorum 35
babam nasıl 37
babamdan 21
babam öldü 106
babam mı 100