English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Belki de öyle

Belki de öyle traduction Français

1,028 traduction parallèle
Belki de öyle yapmışımdır.
C'est peut-être le cas.
Belki de öyle yapmalıyım ama... geç kalıyorum.
Peut-être que je devrais, mais- - Il se fait tard, maintenant- -
Belki de öyle değildir.
Peut-être bien que non.
Belki de öyle.
Peut-être.
Belki de başka bir isimdi. Belki de öyle. Hayvanları besleme zamanı.
Elle s'est peut-être remariée avec un nom différent Il est temps de nourrir les animaux.
Belki de öyle olduğum için.
C'est peut-être que je le suis.
Belki de öyle.
Ça doit être ça.
Belki de öyle.
Vous m'en direz tant!
Belki de öyle anlatması için tehdit etmişlerdir.
Elle doit avoir été impliquée de force là-dedans.
Belki de öyle olmaz Maish.
A moins qu'il n'arrive quelque chose.
Belki de öyle düşünmeniz için mektup kasten oraya bırakıldı.
Il se pourrait que la lettre ai été laissée exprès, que penseriez vous de ca
Belki de öyle bir taktikleri vardır.
- Question de tactique?
Belki de öyle yaparım.
Et ne dis pas que c'est faux!
Ama belki de öyle olmaz.
Peut-être y échapperont-ils?
Belki de öyle.
Vous avez peut-être raison.
Evet, belki de öyle.
Tu as peut-être raison.
Belki de öyle yapmalıydık.
Peut-être.
Buna rağmen o olduğuma öyle ikna olmuşsunuz ki, belki de öyleyimdir.
Tu es dépourvu de conscience! Une bête cruelle et brutale...
Belki de öyle olduğum için gurur duymalıyım.
Je suis fière d'en faire partie.
Belki de öyle düşünmemizi istediler.
C'est ce qu'ils voulaient faire croire.
Evet, öyle Belki de onun için şu an kaybolmuş gibi hissediyorum.
C'est vrai. C'est sans doute pour ça que je me sens perdue.
Belki de öyle yapıyorsundur.
C'est peut-être vrai.
Belki de karısının öyle olmadığını fark etti...
Que veut-il? Que sa jeune épouse agisse comme une prostituée?
- Belki ben de bir gün öyle düşünürüm.
- Je sais pas encore.
Öyle zaman oldu ki, baska çocuklarimin oldugunu neredeyse unuttum, Paris belki de cok vefakar cocuklardi.
Jadis, j'oubliais presque que j'avais d'autres enfants... d'autres qui vont mourir, peut-être.
Belki de yedek lastiğimi arıyordu, ama hiç öyle olduğunu sanmıyorum.
Vérifiait-il ma roue de secours? J'en doutais.
Belki de öyle, Charlie.
Peut-être.
Belki de öyle.
Peut-être pas.
Korkutucuydu. Bende öyle bir duygu uyandırdı ki, belki de, yalnızca bir olasılık olarak insanların modası geçmeye başlamıştır.
Je me disais que les humains étaient bons pour la ferraille.
Belki öyle, Ama sarhoş olduğunda yapamayacağı birşey yoktur.
Peut-être quand il a pas bu, mais quand il est soûl, il est capable de tout.
Dinle kaybettiğimiz sığırlar vardı ya? Belki de bir hata yaptım. - Öyle mi?
Ecoutez... à propos des bêtes égarées.
Belki, fakat öyle bir şey söylemezsem beni dinleyeceği yoktu.
J'étais obligée de lui parler ainsi.
Belki de yeterince aramamıştırsın. Belki de beni sonsuza dek bekleyecek bir enayi olarak görüyorsun öyle mi?
Ou tu ne cherches pas bien ou tu me prends pour un con qui attend indéfiniment.
- Şimdilik öyle belki de.
- Momentanément.
Belki öyle, ama yine de bunu yapmam.
Je sais bien. Mais je refuse.
Belki öyle ama böylesi pis şeyleri bir çocuğun ağzından duymak...
Peut-être... mais de telles ordures dans la bouche d'une enfant!
Şu yıldız o kadar uzak ki ve öyle bir zamanla ışığı bize, yani dünyaya ulaşıyor ki belki de artık orada değildir.
Cette étoile est si lointaine que lorsque sa lumière nous atteint ici, sur Terre, elle n'existe peut-être plus.
Ancak, gece gündüz beynini kemiren bu korku belki bir katalepsi durumuna sebep olabilir... Fakat şimdi öyle bir durum yok.
Toutefois, la peur constante... qui l'habite nuit et jour... pourrait déclencher des Symptômes de catalepsie... quand bien même il n'en a aucune trace pour l'instant.
Belki de öyle, çünkü sizin için önemli.
Pourquoi cela importerait-il à une femme?
Belki de onu öyle bırakmalısın.
- Il vaut mieux ne pas y toucher.
-'Belki de'si yok, öyle.
- C'est même sûr.
Ama eğer olayları sorguluyorsan şüphelerin varsa belki de evlenmek için acele etmemelisin. Öyle tabii.
- Je vais ranger mes affaires.
Belki de Tanrı beni aciz yaratmıştır. İyi bir amaç uğruna elbette. Hep öyle olmaz mı?
Dieu m'a peut-être estropié, à dessein, comme II le fait souvent.
Belki de evli olmandan dolayı öyle davranmışsındır.
J'ai pensé que vous vous étiez marié.
Belki de değilim, ki bence öyle.
Ou pas, selon le cas.
Öyle bir şapkam olursa, belki.
Peut-être, avec un haut-de-forme.
Öyle, belki de çok fazla tatil yapmamalıyız.
On ne doit pas s'attendre à trop des vacances d'été.
Belki, Gill öyle bir devletin ılımlı yönetilmesiyle sadizm olmadan etkili olabileceğini düşündü.
Gill croyait peut-être qu'un tel Etat, s'il était en de bonnes mains, pouvait être efficace sans être sadique.
Ne bileyim, bana öyle geldi belki de.
Légèrement distant, nec.
Belki de haklısın, nasılsam öyle kalmışımdır.
Tu as peut-être raison... je suis restée celle que j'étais
Belki espri anlayışımla ünlü olduğumu söylemeliydim ancak son iki yılda kendime sakladım mamafih öyle, ama son zamanlarda fark etmeye başladım ki...
J'aurais dû vous prévenir : j'ai le sens de l'humour, bien que je me retienne depuis deux ans, en dépit de tout, et c'est récemment que j'ai commencé à réaliser, eh bien...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]