English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Ben anlarım

Ben anlarım traduction Français

532 traduction parallèle
Beyaz adam ne zaman etrafa bakınır ne zaman bakınmaz, ben anlarım.
Je sais quand un homme fouine.
Ben anlarım.
Je le sens.
"Harika vakit geçiriyoruz" deyin yeter, ben anlarım.
Simplement : "Je m'amuse follement." Je comprendrai.
- Beni kandıramazsın. Ben anlarım.
- Tu me la fais pas!
- Ama ben anlarım.
- Moi, oui.
- Siz anlamazsınız, ama ben anlarım.
- Vous, pas. Mais moi, si.
- Hemen yanında olacağım. Ben anlarım.
- Moi, je le saurai!
- Ben anlarım.
Sœur...
Bak birader, saçımın kesilip kesilmediğini ben anlarım.
Écoutez, je sais quand on me coupe les cheveux, et ce n'a pas été le cas.
Ben anlarım!
Je... ferais la différence.
Ben klas sahibi kadınları görünce şıp diye anlarım.
Je vois ça tout de suite.
Seni anlarım. Sen, ben, beyaz adam dili konuşmak.
Toi, moi, parlons langue homme blanc.
Ben pamuk toplamayı tercih ederim. Ben o işten anlarım.
La cueillette du coton, j'aime ça, c'est dans mes cordes.
- Oturmaz mısınız? - Kusura bakmayın, Albay, ama sanırım Danny'yi ben sorgulayacağım. Böylece daha kolay anlar.
Ne vous vexez pas, colonel, mais je vais l'interroger moi-même.
- Evet. Ben mağazadan ne anlarım? Ben müzisyenim.
Je ne m'y connais pas en magasins tandis qu'en musique...
Bunların hepsi tecrübedir. Ben mühendisim. Gemilerden, radyodan, uçaklardan ve insan doğasından anlarım.
J'ai l'expérience des bateaux, de la radio, des avions et des hommes.
Ben de gideyim, tıptan anlarım.
Je suis aussi médecin, je vais voir.
Ben anlarım.
- Ne niez pas.
Ben halden iyi anlarım evladım. Canavar değilim ya. Ama bir sınırı var.
Je crois pas à l'aide d'autrui, c'est chacun pour soi.
- Ben her zaman anlarım.
Je mets toujours le doigt dessus.
Ben de anlarım.
Mais nous sommes particulières.
Ama kapı her zaman açık Ben toplanıp gitmeni anlarım buna ben sebep oldum.
La porte t'était toujours ouverte. Tu pouvais partir. J'aurais compris.
Hele o etler! Ben bir kasabım, gördüğümde iyi eti hemen anlarım.
Je sais reconnaître un beau morceau de viande.
Ben çok iyi anlarım, eğer sen...
Je suis très compréhensif, si vous...
Ben ne oyundan anlarım ne de müptelası olan insanlardan.
Je n'excelle pas au jeu comme certains.
Ben sadece elektrik işlerinden anlarım, bu işe uygun değilim.
J'suis un peu électricien, c'est une affaire entendue, mais c'est tout juste! Ca tombe bien!
Ben anlarım.
Ca crève les yeux.
Ben de bahçe işlerinden anlarım biraz.
Moi j'ai la main verte.
Ben sadece bokstan anlarım.
Je ne sais que boxer.
Ben ne kralım, ne de general. Ben savaştan ne anlarım?
Je ne suis ni roi, ni général.
- Ben dünkü çocuk değilim, evlat. Bir hatunu gözünden anlarım.
Ecoute, je m'y connais en filles...
Hep anlarım ve ben de dulum.
Oh, je peux toujours dire que je suis veuve.
Bir İrlandalıyı veya Yorkshire'lıyı aksanından herkes tanır... ama ben adamın yaşadığı yeri anlarım.
Moi, je situe les gens dans un rayon de 6 miles.
Ben eğer kaliteliyse, hemen anlarım.
Je débouche bien les bouteilles quand le millésime est bon.
Ben kendimi anlarım. Yaşamsal dürtülerim var hala.
J'ai mes besoins biologiques.
- Ben nereden anlarım?
- J'y connais rien!
Sevgiden ne anlarım ben?
Est-ce que je sais?
Bak, binbaşı, ben bundan anlarım.
C'est plutôt comme ça.
Bu işlerden anlarım ben.
Croyez-moi, je m'y connais.
Ben sadece ataların komutlarını anlarım.
Je ne comprends que les ordres des anciens.
Bak, ben elimden geleni yaptım. İlişkimizin yanlış bir yöne doğru yanlış ve tehlikeli bir yöne doğru gittiğini anlar anlamaz bunu anlamalısın, senden uzaklaştım.
J'ai fait de mon mieux, tu sais, quand j'ai réalisé que notre relation prenait une mauvaise tournure, que quelque chose de faux, d'illusoire et de dangereux naissait...
O zaman ben de uçuşun 1 saat 50 dakika olduğunu anlarım.
Ainsi, on saurait qu'iI y a 1 h50 de vol.
Bildiğiniz gibi ben çok gıdıklanırım. Orada epey zor anlar yaşadım.
Vous savez que je suis très chatouilleuse donc ça a été difficile.
Ben, hepinizi idare edecek kadar bu işten anlarım.
Assez pour vous prendre tous les deux en charge.
Ben ne atlardan anlarım, ne de kadınlardan...
Je ne connais rien aux pur-sang qu'il s'agisse de chevaux ou de femmes.
Ben onun dilinden anlarım.
Moi, je saurai le briser.
Doktorlar bir daha kullanamayacağımı söyledi Ben de onlar ne anlar ki dedim.
Selon les docteurs, je ne pourrais plus jamais m'en servir. Qu'en savent-ils?
Ne anlarım ki ben arabalardan.
J'en sais rien. Tu sais, je suis pas très doué pour la mécanique.
Ben ne anlarım?
Je n'y connais rien, moi.
Saatlerden anlar mısınız? Pernat, ben onun yüzüne bakamıyorum.
Pernat, je ne peux pas le regarder en face!
Yüzünden anlarım ben, biliyorum birazdan miden bulanacak.
- Ils sont formidables! Je connais cette expression.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]