English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bilemeyiz

Bilemeyiz traduction Français

1,187 traduction parallèle
Senin kiminle evleneceğini bilemeyiz.
Qui sait ce que t'épouseras!
Yerleştirme sınavında ne çıkacağını tam olarak bilemeyiz ama çocuklarınız üniversitelere girdiği zaman önemli olacak.
Mais pour y arriver, ils doivent réussir le test Oui. Tout est important et tout peut être dans le test
Ama hangilerinin tehlikeli olduğunu, ne zaman çıldırdıklarını bilemeyiz.
Mais on ne sait pas lesquels sont dangereux, ni quand ils vont disjoncter.
Eğer seni yalnız yakalarsa sana ne yapacağını bilemeyiz.
Qui sait ce qu'elle te fera si elle est seule avec toi?
Eğer bir uzak takım gönderirsek... zaman yapısı geçişinden kurtulacaklarını bilemeyiz.
Nous ignorons si une équipe pourra survivre à la transition.
Ama olacakları bilemeyiz.
Et nous ne savons pas quand. Nous devons nous tenir prêts.
Bilemeyiz.
On n'en sait rien.
Diğer tarafta kimin izlediğini bilemeyiz.
On ignore si quelqu'un d'autre observe par elles.
Aynı şekilde, Tanrı'nın bizi ne zaman çağıracağını bilemeyiz.
De même, nous ignorons quand le Seigneur nous appellera.
Eğer Karnak'a onlardan önce ulaşamazsak... onu nerede arayacağımızı bilemeyiz.
Si on n'y est pas avant eux, on ne saura pas où le chercher.
Lütfen. Başka türlü hiç bilemeyiz.
Je vous en prie, sinon on ne saura jamais.
Bunu bilemeyiz.
On ne le saura jamais.
Bunu bilemeyiz efendim.
Allez savoir, monsieur.
Yarına kadar bilemeyiz ama, ama eminiz bu onların derisi.
Nous ne le saurons pas avant demain, mais Nous sommes sûrs que c'est leur peau.
Olasılıklar ortaya çıkar ve mecburen yok olur. Biz, karman çorman belirsizliğe doğru ilerleriz. Mevcut yüzlerce olası gerçekliği bilemeyiz.
Dans le temps, tout évolue, les paramètres changent et on doit se frayer un chemin à travers le chaos, sans savoir lequel de ces futurs potentiels deviendra réalité au bout du compte.
- Bunu bilemeyiz.
On n'en est pas sûrs.
Ne yapmaya çalıştığını bilemeyiz.
On ne sait pas ce qu'elle fabrique.
Ellerinde yeni neler var bilemeyiz.
Ils ont peut-être des nouveaux trucs.
- Bunu bilemeyiz.
- Ca, on sait pas.
Cevabını bulana kadar bilemeyiz.
L'éternelle question est de se demander s'il y a une réponse.
- Bilemeyiz.
- On ne le sait pas.
- Şu anda bilemeyiz.
- On ne peut pas en parler ici.
Tarama sonucu gelmeden net olarak bilemeyiz.
On ne le saura qu'après le scan.
Yeraltının nasıl olduğunu bilemeyiz,... ama insanlarım bu konuda çalışıyorlar. Önemli olan,...
Quant à l'En-dessous, nous l'étudions en ce moment même.
Kesin olarak bilemeyiz.
On ne le sait pas de façon certaine.
- Bunu henüz bilemeyiz. - Nasıl bilemezsiniz!
- On n'en a aucune certitude pour l'instant.
Onunla konuşana dek bunu bilemeyiz.
On ne le saura qu'en lui parlant.
Bennigan'a gidene kadar bilemeyiz.
Tu le sauras dans 3 jours.
Doku örneği alıp test yapıncaya kadar onu neyin öldürdüğünü ya da başkalarına zarar verip vermeyeceğini bilemeyiz.
Seuls des tests appropriés diront ce qui l'a tué et s'il y a un risque d'infection.
Haklı olsan bile... ve bu adam senin soruşturmanla bağlantılı olsa bile... doğru yerde olduğumuzu bilemeyiz.
Même s'il est lié à votre enquête, on ne sait pas où chercher.
Uzayda birinin ne zaman büyük bir kayayla saldıracağını bilemeyiz. Bu da bir başlangıç.
Bien c'est un début.
Çevremizdeki insanlarda neler gizli asla bilemeyiz.
Nous n'avons pas idée des merveilles cachées dans les gens autour de nous. " Portraits de chagrin
Hiçbirimiz onun içinde bulunduğu durumu bilemeyiz.
Aucun de nous n'est dans ses chaussures à crampons.
Ama ilk adımı atmadan bilemeyiz.
Mais on ne sait pas avant d'avoir fait le pas.
Ama olacakları bilemeyiz.
Qui sait ce qui va se passer?
Çıktını alana kadar bilemeyiz.
- On ne sait pas.
Geçen hafta ya da ondan önceki haftayı bilemeyiz.
Mais peut-être la semaine dernière?
Bunu asla bilemeyiz, değil mi?
On saura jamais.
Daha yakından bakmadan bilemeyiz.
On ne peut savoir sans aller jeter un oeil de plus près.
Gemiye kaç Sülibanın geliceğini bilemeyiz?
Il n'y a plus moyen de vous renvoyer.
Bunu bilemeyiz.
On n'en sait rien.
Sinyali kapattın, ben de gidersem hiçbirimiz senin nerede olduğunu bilemeyiz.
Maintenant que tu as éteint ton signal... quand je serai parti... aucun de nous ne saura plus où tu es.
Bunu asla bilemeyiz.
On ne le saura jamais.
Bilemeyiz.
Va savoir.
gerçek şu ki bunu hiçbirimiz bilemeyiz.
En vérité, aucun de nous ne le sait.
Hava alanına hangi yoldan gideceğini bilemeyiz.
Il peut emprunter différents itinéraires.
aslanın neden hoşlandığını bilemeyiz.
Je crois que je préfère de façon naturelle pas toi?
Baskı altındayken ağırlık taşıyabilir mi, bilemeyiz.
On ne peut savoir combien de poids elle peut supporter sous pression.
Sam'a ne olduğunu bilemeyiz. - Belki de ölmüştür.
Tu n'as pas pensé que Sam est peut-être mort!
Bunu bilemeyiz, John
- On n'a aucune certitude.
bunu bilemeyiz. ama zamanının gelmek üzere olduğunu fark edersin.
On ne sait pas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]