Biliyorum ki traduction Français
4,262 traduction parallèle
Şimdi biliyorum ki durum bu değilmiş.
Maintenant je sais ce n'était pas le cas.
Biliyorum ki ileride olacaklar için
Je sais que tu avais hâte
ve biliyorum ki herkesden iyi.
Et je le sais mieux que personne.
Ama ben biliyorum ki o gece orada iki tane klon vardı.
Quelqu'un a trafiqué la vidéo de surveillance du Club Neolution mais je sais qu'il y avait deux clones ce soir-là.
Birileri Neoevrim kulübünün güvenlik görüntüleriyle oynamış ama ben biliyorum ki, o gece orada iki klon vardı... Öyle değil mi?
Quelqu'un a altéré les vidéos des caméras de surveillance du club mais je sais qu'il y avait 2 clones là ce soir, n'est-ce pas?
Ve biliyorum ki sen de onun yanındaydın.
Et je sais que vous étiez à ses côtés.
Ancak şunu biliyorum ki Bart Mary Spuckler'dan iyisini bulamazsın. O yüzden aptalca video oyun için kızı ihmal etme!
... Mais Bart, ce que je sais c'est que tu ne trouveras pas mieux que Mary Spuckler, alors ne l'ignores pas pour un stupide jeu vidéo!
Ben ne biliyorum ki?
Que sais-je de quoi que ce soit?
Ama şimdi biliyorum ki acı çekmesi gereken sen değilsin. Benim!
mais maintenant je sais que c'est moi qui doit souffrir, pas toi.
Ve biliyorum ki eğer, donanımda ters bir şey olduğunu hissetseydin, bu tanıtım için oraya gitmezdin.
Et je sais que si tu sentais que quelque chose n'allait pas sur cette plateforme, tu n'aurais pas fait cette présentation
Ama onunla bir yıldır yaşıyorum ve şunu biliyorum ki, o çok çok çok çok çok çok derinlerde... gerçekten iyi bir insan.
Mais je vis avec elle depuis un an, et je sais qu'au fond... au plus profond... d'elle c'est vraiment une bonne personne.
Ama şunu biliyorum ki yalan söylemiyorsun.
669 ) } Mais je sais que 669 ) } tu ne mens pas.
Gary, yaralı alkolik kuş rutinine kanıyor seni kurtaracak kadar iyi bir adam ama biliyorum ki onu ele geçirmeye çalışıyorsun.
Gary est en train d'acheter ton habituel, saoul et blessé oiseau, et il est un homme assez bon pour essaye de te sauver, mais je sais que tu essaies juste d'amener ton hameçon à lui.
Ve bir şekilde biliyorum ki ben de seninle olacağım her zaman seni izliyor olacağım.
Une d'une manière ou d'une autre je sais que je serais avec toi, aussi, et je veillerais sur toi.
Tüm kalbimle biliyorum ki o dışarıda bir yerlerde.
Je sais au fond de moi qu'elle est là quelque part.
Ama biliyorum ki eğer hayattaysa onu bulabilecek tek kişi sensin.
Mais je sais que si elle l'est, Tu es la seule personne apte à la trouver.
Biliyorum ki, bütün olan biten her şey senin için çok karmaşıktır.
Je sais que tout ça... doit être assez dur. C'est le moins qu'on puisse dire.
Biliyorum ki amacımız, herkese senin ne kadar şahane bir yönetmen olduğunu göstermek ama Agnes'ı sen de duydun.
Je sais que le but est de montrer à tout le monde que tu es un brillant metteur en scène, mais tu as entendu Agnes.
# Biliyorum ki söylüyorum
Vous pouvez me croire
Ama şunu iyi biliyorum ki bu seminere ilk başladığımızda bu süreçte seninle bağlanacağımızı ummuştum.
Mais voilà, quand on a commencé le séminaire, je tenais à ce que tu y prennes part.
Onca zaman hükümet sarayının önünden yürüdüm geçtim ve artık biliyorum ki Wade tüm bu zaman boyunca altındaydı.
Tout ce temps où j'ai marché le long de ce palais de justice, maintenant je sais que Wade était là-dessous depuis tout ce temps.
Doğru zaman olmadığını biliyorum. Tabii ki doğru zaman değil. Ama söyleyeceğim şey bekleyemez.
Je sais que ça n'est pas le bon moment, il n'y en a sans doute pas, mais.... je crois que ça ne peut pas attendre.
Biliyorum ama ikimiz de biliyoruz ki edemez.
Je sais, mais nous savons tous les deux que ce n'est pas possible.
Biliyorum canın yanıyor bu yüzden anahtarların sebebini sormayacağım ama şunu bil ki seni yalnız bırakmayacağım Ally.
Je sais que tu souffres, donc je ne te demande pas de me rendre les miennes, mais je veux que tu saches que je ne t'abandonnerai pas.
Asistanın olduğumu ve buralarda fikrimin çok da geçerli olmadığını biliyorum ama söylemek istiyorum ki şarkına ve o şarkıyı yapacak kadar cesur olmana bayıldım.
Je sais que je suis juste ton assistante donc mon opinion ne compte pas pour grand-chose ici, mais... je voulais te dire que j'ai adoré ta chanson, et j'ai adoré le fait que tu sois assez courageuse pour le faire.
- Tabi ki biliyorum.
- Evidemment.
Biliyorum, ama o bizde anahtarın bir kopyası olduğunu bilmiyor ki.
Mais il ne sait pas qu'on a fait une copie de la clé.
Biliyorum, her zaman bu girişimin arkasında durmadım ama kabul etmeliyim ki bu gece kulübü tam bir başarı.
Je sais que je n'ai pas toujours été en faveur de cette initiative, mais je dois admettre cette discothèque est un exploit.
Bunun nasıl göründüğünü biliyorum ama emin ol ki sonunda bunun için bana teşekkür edeceksin.
Je sais de quoi ça à l'air mais... Je le jure, un jour, tu vas me remercier pour ça.
Ji Young dedi ki. Ay savaşçısı çantasını nereden alabileceğini biliyorum.
Ji-Young m'a dit de la suivre vers un magasin de sacs Sailor Moon.
Ji Young dedi ki... Ay savaşçısı çantasını... nereden alabileceğini biliyorum.
Ji-Young a dit qu'elle savait où trouver un sac Sailor Moon.
Benden uzak dur. Bana kızgın olduğunu biliyorum ama artık göreceksin ki yaptığım her şey kaybedilen tüm o yaşamlar, bir hiç uğruna değildi.
Tu m'en veux mais maintenant, tu comprendras ce que j'ai fait, toutes ces vies perdues, ce n'était pas en vain.
Tamam, tamam. Kötü bir karar olduğunu biliyorum ama düşündüm de iki hafta ya, ne yanlış gidebilirdi ki?
OK, je sais que c'était une mauvaise décision, mais ce n'était que 2 semaines
Biliyorum yapmamalıydım ama kim bilecek ya da umursayacak ki?
Je devrais pas, mais qui le saura, ou y fera attention?
- Buluşmalar hakkında ne biliyorsun ki? - Yeteri kadar biliyorum.
Que sais-tu des règles des rendez-vous amoureux?
Demek istedeğim, o bazen karamlaşır, bir şeyler fırlatırdı. ... ama, bilmelisiniz ki, onunla nasıl baş edeceğimi biliyorum.
Il s'énerve parfois, alors il jette des trucs, mais je sais comment le gérer.
Pilot olduğunu biliyorum ama Afganistan'a gece görevine de gitmiyorsun ki.
Je sais que tu es pilote, mais ce n'est pas comme si tu faisais des missions de nuit en Afghanistan.
Biliyorum ama medyumum dedi ki benim için büyük bir sürprizin varmış ve ben de bekleyemedim. Vay canına. Medyumlara inanmaya başladım.
Je sais, mais mon psychique me dit que tu as une grosse surprise pour moi et je ne pouvais pas attendre.
Biliyorum. Gitar dükkanındaki adam dedi ki ; Aziz Ansari beyaz olsa saçları böyle olurmuş.
Le gars du magasin de guitare m'a dit que j'avais les cheveux blanc d'Aziz Ansari.
Bunun sizin için zor olduğunu biliyorum ama anlamalısınız ki...
Je sais que ce n'est pas facile pour vous d'entendre cela, mais comprenez...
Tabii ki biliyorum. Ben her şeyi yapmasını bilirim.
Bien sûr que si, je sais tout faire.
Ama neyse ki, ben ne yaptığını biliyorum...
Mais par chance, je sais ce qu'il a fait avec...
Sahnemi ikinci sınıftan Dale King'le yapmak zorundayım, ki onun bir sapık olduğunu ve daha sonra derimi yüzmeye çalışabileceğimi biliyorum, ama onun dışında, iyiyim.
Je dois aller répéter ma scène avec Dale King du CE1, qui je sais est un harceleur et va essayer de me tripoter après, mais à part, ça je vais bien.
Ve bana yardım etmek istediğini de biliyorum, ama gerçek şu ki, etmeyeceksin. ve burada, Cayman Adalarında saklanıyor olman, bana Valinin senin üzerinde bir kozu olduğunu söylüyor.
Et je sais que tu veux m'aider, mais le fait que tu ne vas pas m'aider et que tu caches quelque chose aux îles Cayman me dit que le Gouverneur sait quelque chose à ton sujet.
Biliyorum biraz yavan ama marketten bir düzine yumurta aldım ve düşündüm ki küçükken, yumurtayı gün boyu bebekmiş gibi taşıma olayını yapabiliriz.
J'ai un petit jeu, j'ai acheté des œufs, on va faire comme si un œuf représentait un enfant.
- Şöyle ki yardım edebileceğinizi biliyorum.
- Je sais que vous le pouvez.
Evet, ne yazık ki ben biliyorum, bu bilginin tabletlerinizde resimleri var.
Malheureusement oui, et cette information est en photo sur vos tablettes.
Eğer değiştiysen ki değiştiğini biliyorum o zaman bunu... bunu hiçbir zaman yapamazdın.
Si tu as changé, et je sais que tu as changé, et tu ne... tu ne ferais jamais ça.
Tabii ki de bunu biliyorum.
Bien sûr, je sais ça.
Müzikallerden hoşlandığını biliyorum, düşündüm ki belki severdin.
Je sais que vous êtes dans comédies musicales...
Tabii ki bez değiştirmeyi biliyorum.
Ouais, bien sûr que je sais comment on change une couche.