Bir içkiye ne dersin traduction Français
197 traduction parallèle
- Bir içkiye ne dersin?
- Je te sers un verre?
Bu arada! Küçük bir içkiye ne dersin?
Si on s'en jetait un derrière la cravate?
- Bir içkiye ne dersin?
Un verre?
- Serin bir içkiye ne dersin?
Si on buvait bien frais?
- Ufak bir içkiye ne dersin, Bert?
- Que dirais-tu d'un petit verre, Bert?
Uzun tren yolculuğundan sonra bir içkiye ne dersin?
Que diriez-vous d'un verre après ce long voyage?
Yatmadan önce bir içkiye ne dersin?
- Un verre avant de vous coucher?
- Bir içkiye ne dersin?
Un verre, en guise d'adieu?
Bir içkiye ne dersin?
On prend un verre?
Ucuz bir içkiye ne dersin?
Je t'offre un coup à boire?
Bir içkiye ne dersin?
Je prendrai un verre.
- Başka bir içkiye ne dersin, Micky?
- Un autre verre, Micky?
Tanıştığımıza göre bir içkiye ne dersin?
Est-ce que ça vous dirait d'aller boire un verre, maintenant qu'on a fait connaissance?
- Ben de o konuda konuşmak istiyordum. - Bir içkiye ne dersin?
- Je dois t'en parler.
- Bir içkiye ne dersin?
- Si on buvait un verre?
Seni canlandıracak bir içkiye ne dersin?
Un petit verre?
- Bir içkiye ne dersin?
- Venez prendre un verre.
Bir içkiye ne dersin?
Un verre?
Bir içkiye ne dersin? - Şey ben -
Prenez-vous un verre?
Bir içkiye ne dersin?
Vous voulez un verre?
Bir içkiye ne dersin?
Un petit verre?
- Bir içkiye ne dersin? - Olur.
On prend un verre?
- Bir içkiye ne dersin? - Evet, Doktor.
Un petit verre?
Bir içkiye ne dersin?
On boit un verre?
Benimle bir içkiye ne dersin?
Que dis-tu de prendre un verre avec moi?
Bir içkiye ne dersin?
Tu prends un verre?
Bir içkiye ne dersin?
Que diriez-vous d'un petit verre?
- Bir içkiye ne dersin?
- Un verre?
- Bir içkiye ne dersin, kızıl derili?
- Tu veux boire un coup la squaw?
Evde bir içkiye ne dersin?
Je t'offre un petit coup à boire?
- Viv, eve gitmeden önce bir içkiye ne dersin?
On prend un verre, sur le chemin du retour?
Bak, madem geliyorsun Colony'de bir içkiye ne dersin?
Si tu viens de toute façon. prenons un verre au Colony.
Gitmeden bir içkiye ne dersin?
Tu bois un coup?
Bir içkiye ne dersin?
Dites, une finette?
Evimde bir içkiye ne dersin, evet yada hayır?
- Let's have a drink at my home.
Bir içkiye ne dersin, Usta Ichi?
Je vous sers à boire, Maître Ichi?
Hazır laf açılmışken, küçük bir içkiye ne dersin?
A propos, si on buvait un verre, Bull?
- Bir içkiye ne dersin?
Tu bois quelque chose?
- Bir tane daha içkiye ne dersin?
Prenez encore un verre.
- Bir içkiye ne dersin? Elbette.
Bien sûr.
- Bir içkiye daha ne dersin?
- Une autre tasse?
Elbette bebeğim. Harikasın. Bir kadeh içkiye ne dersin?
Un verre...?
Şöyle soğuk güzel bir içkiye ne dersin, benden?
Vous prendrez bien un verre, non?
- Bir içkiye daha ne dersin?
Un autre verre? - Non, vraiment...
Bir içkiye ne dersin, Mark?
Vous prenez un verre?
Bir içkiye ne dersin?
Je vous sers à boire?
Son bir içkiye ne dersin?
Si vous y tenez.
Leslie, bir kahve ya da içkiye ne dersin?
Leslie, si nous buvions du café?
- Şimdi bir içkiye ne dersin?
- Un petit verre?
- Bizim için bir iki içkiye ne dersin?
- Et si tu nous apportais un verre?
Ofisimde bir iki kadeh içkiye ne dersin?
Un petit verre?
bir içkiye ihtiyacım var 44
ne dersin 1648
ne dersiniz 384
ne dersin buna 17
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
ne dersin 1648
ne dersiniz 384
ne dersin buna 17
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir insan 56
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir ihtimal 36
bir iş buldum 29
bir içki ister misiniz 16
bir işe yaramaz 50
bir italyan 17
bir itirazın mı var 16
bir imzanızı alabilir miyim 23
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir ihtimal 36
bir iş buldum 29
bir içki ister misiniz 16
bir işe yaramaz 50
bir italyan 17
bir itirazın mı var 16
bir imzanızı alabilir miyim 23