Boog traduction Français
125 traduction parallèle
Sen misin Boog?
c'est toi, Boog?
Boog Powell meydana çıktı.
Boog Powell arrive.
Boog denen adama ne oldu?
Que s'est-il passé avec Boog?
Hayır, merak ettim. Booger hikâyesini dinlemek istiyorum.
Non, j'aimerais que tu me parles De Boog.
İkinci maç, dokuzuncu devrenin sonu. Boog yine meydanda... - Yine mi?
2e match, 9e manche, Boog est à la batte.
Sadece camları kırıyorum Boog.
Je casse les vitres, c'est tout.
Git başımdan. - Boog, buraya gel.
Boog, viens voir ici.
Bagel bekle. Bir saniye buraya gel Boog.
Viens, Boog.
Ne demek istiyorsun? Demek istediğim Boog, 2000 doları nereden bulacaksın?
Où vas-tu trouver 2000 $?
Hiçbirşey sürpriz değil Boog. Hiçbirşey sürpriz değil.
Je vais gagner dans un fauteuil, Boog.
Hey, Boog. Duydun mu?
Boog, tu as entendu?
Boog bahis kuşunu tutmasıydı, mısır kutusundaki kuş değil.
Le pari, c'était qu'elle prenne ton zob, pas ton zob au pop-corn.
- Hadi Boog. Adam başı 50 dolara bahse var mısınız?
Vous pariez cinquante billets chacun?
Bu senden çalmak gibi birşey Boog.
C'est comme si on te volait l'argent.
Boog geçen gece için teşekkürler.
Je te remercie pour hier.
Boog biz çıkarken, bana önem verir miydin?
Quand on sortait ensemble, je te plaisais?
Belki bu akşam çıkabiliriz Boog, ne dersin?
On pourrait sortir ce soir.
Biraz paranoyaklaştığını düşünüyorum Boog.
Tu es un peu parano.
- Boog sen neden bahsediyorsun?
- Qu'est-ce qu'il y a?
Boog? Boog neden bahsediyorsun?
Boog, de quoi parles-tu?
- Hadi Boog. - Bence gösteriyi kaçırıyoruz.
Je crois qu'on rate tout.
Teşekkürler Boog.
Merci, Boog.
Boog bu sabah salona geldiğimde tüm söylediklerin yalan mıydı?
Quand je suis venue au salon, tout ce que tu m'as dit... tu mentais?
Hadi Boog.
Allez, Boog.
Hey Boog burda.
Voilà Boog.
Bu gece nerelerdeydin? Seni özledik Boog.
Où es-tu passé tout à l'heure?
Dinle Boog. Bence burdan gitmelisin.
Tu ferais mieux de calter.
Sen şanslı bir adamsın Boog.
Tu as de la veine.
Herzaman hayalperest, hey Boog?
Tu es un rêveur.
Neden, Boog?
Pourquoi?
Tanrım, Boog, neyin var yahu?
Qu'est-ce que tu as, Boog?
Özür dilerim, Boog.
Désolée, Boog.
Evet, biliyorum, Boog.
Je suis là, Boog.
Dinle, Boog...
Ecoute,
Ben sonraki bir otobüse yetişirim. Tamam mı, Boog?
Je prendrai le bus plus tard.
Boog'a yanında olacağına söz vermiştim.
J'avais promis à Boog d'être là.
Onu göndermiş olabilirlerdi.
Ils auraient emmené Boog.
Boog'u gönderdiler.
Ils l'ont emmené.
Boog'a yazacaktım.
J'allais écrire à Boog.
Boog gönderildi.
Ils ont emmené Boog.
En son oyumu Beysbol birinci ligi taraftarlara oy kullandırdığında verdim. Boog Powell'a oy verdim.
Quand la ligue de base-ball a commencé à faire voter les fans j'ai voté pour que Boog Powell joue sur la première.
Kükreme dediğin böyle olur, Boog.
Ça, c'est un rugissement, Boog!
Boog için bir alkış, lütfen.
Applaudissez Boog!
Yıktık ortalığı, değil mi Boog?
On a mis le feu, pas vrai Boog?
Burada bekle, Boog.
Reste ici, Boog.
Boog'la konştum.
J'ai vu Boog.
Evet Boog.
Oui.
Lütfen çaba göster, Boog.
Essaie, Boog.
Boog fena görünmüyordu.
Boog, ça avait l'air d'aller.
Haydi gidelim buradan Boog.
Boog, allons-nous-en.
- Boog. Bay Dinkleman bekliyor.
M. Dinkleman attend.