Bran traduction Français
188 traduction parallèle
Bran Pass'a gidiyoruz.
Nous passerons par le col de Bran.
Ekselansları, Dan paralı bir orduyla Bran üzerinden dağları geçerek ilerliyor. Askerlerimiz onu fazla oyalayamaz.
Votre Majesté, Dan passe les montagnes par Bran, avec une armée de mercenaires.
Cihazı... aç ın.
Bran-chez-le.
Olmayan gözünü talaşla doldurdum, göz kapaklarını da zamkladım.
J'ai remplacé des yeux manquants avec du bran de scie et collé les paupières ensemble.
Twinkles, Cocoa Bears, Bran 16...
flocons, ours en chocolat...
Hepsinden. Bran 16, All Green, Cocoa Bears, Twinkles.
pépites de chocolat, all-bran, Coco bears, Twinckles...
Brandel'de uğraşacağım tek şeyin bu olmasını mı istiyorsun?
Ça sera mes seules affaires, ici, á Bran-lette?
Kahvaltılıklar, cinayet ve tecavüz haberleri ha?
Des meurtres, des céréales All-Bran et des viols?
- Bran'a gitmeliyiz.
- Il faut qu'on parte pour Bran.
Ama askerlerden aralarında konuşurken duydum. Diyorlar ki ; kardeşim Mihail bazı dolaplar çeviriyormuş. Dan amca ise İngiliz ve Alman ordusuyla Bran'a gelmiş.
Mais dans l'armée on dit â haute voix que notre frère Mihail trame des choses, que l'oncle Dan serait â Bran avec une armée allemande.
Bunu, heyecanladığında kasık kıllarından kuru üzüm çıkartırken hatırlarım.
Je te redirai ça... quand tu dessineras des poils de cul sur All Bran.
Kepek ister misin?
Tu veux du All Bran?
Bunlar aracın plakasındaki harflerden üretilmiş cümleler.
Cette plaque contient un message codé. Liz Tue Bran...
- Kepekli gevrek mi?
Generic Bran flakes?
Bazı doğal kepekli tahıllar, dengeli beslenme için ve biraz da soya sütü.
Des céréales Natural whole-bran comme indiqué sur le tableau, et du lait de soja.
- Seni kepek erkek sanmıştım.
- Je vous voyais plutôt aux All-Bran.
- Raisin Bran bitmiş.
- Y a plus de corn flakes.
- Lee buz kadar soğuk. - Bran cehennem kadar sıcak.
" Lee est froid comme le fer, Grant, chaud comme l'enfer.
Buğday kepeği.
Des céréales All bran.
Hal, Raisin Bran mi istersin yoksa yulaf ezmesi mi?
Hal, tu veux tes céréales avec des raisins secs ou de la farine d'avoine? Avoine.
O yüzden kesinlikle Raisin Bran yiyeceğim. Hayır yumurta!
Donc ce sera définitivement les raisins secs... non, des oeufs!
- Raisin Bran yiyorsun.
Tu as les raisins secs.
Bran Flakes'e ulaşamıyorum.
J'arrive pas à attraper ces céréales.
Bu sabah erken saatte, Bran Caddesindeki Karayip Barı yok edildi.
Tôt ce matin, le Carribean Bar sur Bran Street a été détruit.
Evden ara Bran.
Appelle-moi à la maison, Bran.
- Bran, ilerliyoruz.
Bran, on avance.
Merhaba, yüce kepekli.
Bonjour, Big Bran.
Céline, Güney Asyalı kankam karmaşa ortamında düzen kaynağımdır.
Céline, c'est mon amie All-Bran, mon gage de régularité dans tout ce chaos.
Ama kuru üzümleri Raisin Bran kutusundan eklemeni istiyorum.
- Mais, je veux que ce soit les raisins d'une boîte de Bran.
Bir kutu FiberCon üzerine açtığın kutunun içinden 20 ya da 30 kuru üzüm alıp koy.
Tu prends un bol de céréales, t'ouvres une boîte de raisins Bran, et t'en prends 20 à 30.
- Bunlar kepekli kuru üzüm değil. - Evet, öyleler.
- C'est pas des raisins Bran.
- Hayır, hayır, iyi. - Kepekli kuru üzüm kalmamış.
- Ils n'avaient plus de raisins Bran.
Bu üzümlü gevrek, meyveli gevrek değil.
Ce sont des Raisin Bran, pas des Raisin Bran Crunch.
Hadi Bran, fondip!
Bois, Bran. Allez, cul sec!
Blake, sana elle muamele falan çekmeyeceğim!
Blake, je ne te ferai pas de bran...!
Merhaba Bran.
Salut, Bran.
- Hadi oğlum, hadi Bran.
Viens, Bran.
Hadi Bran, gidiyoruz.
Viens, Bran.
Çalışmaya devam et, Bran.
Entraîne-toi, Bran.
Fazla düşünme, Bran.
Ne réfléchis pas trop, Bran.
- Çabuk, Bran!
- Vite, Bran!
Bran'e söyle, o da gelecek.
Dis à Brian de venir avec nous.
Üzgünüm, Bran.
Je suis désolé, Bran.
Bran ölecek mi?
Est-ce que Bran va mourir?
- Bran'daki işi ben hallettim evlat.
À Bran on a tout clarifié, mon fils.
- Bağırsakların mı doldu?
Les Bran flakes commencent à faire leur effet?
Dur biraz Raisin Bran. Hayır, yulaf ezmesi.
Non, non... avoine.
Ama Raisin Bran çok gevrek.
Oh, mais les raisins secs croustillent.
Mesela nakaratın sonunda sonraki dizeye geçmeden önce Rob arayı iki bar doldursa nasıl olur?
Je me souviens, j'étais avec ma tasse de café et mon bol d'All-Bran de Kellogg's.
- Bran.
Bran.
Gel Bran.
Viens, Bran.