Bu adamın traduction Français
16,739 traduction parallèle
Hala bu adamın ne yaptığını merak ediyorum.
Je veux savoir ce qu'a fait ce mec.
Bu adamın Amcam Wally gibi koca kafası var.
Il a peut-être une grosse tête comme mon oncle Wally.
Dünyada neredeyse bir milyon kadın bu adamın sayesinde okuyor.
Il y a environ un million de femme dans le monde qui savent lire grâce à cet homme.
Bu adamın ailesi sigara içtiğini bilmiyordu.
D'après la famille de cet homme, il n'était pas fumeur.
Bu adamın kimliğini bulmak istiyorsak en iyi şansımız yaraları.
Si nous devons obtenir l'identité de ce gars on dirait que la meilleure façon va être la blessure dont il a souffert.
Tanrım! Bu adamın nesi var?
Qu'est-ce qu'il a?
Bu adamın en fazla 2 saati var.
Ce gars a deux heures devant lui.
Bu adamın zengin bir gayrimenkul yatırımcısı ya da silahlı bir psikopat olması umurumda değil.
Je ne me soucie pas si ce gars est un promoteur immobilier riche ou un psycho avec un briquet.
Hunt bu adamın, annesiyle görüştüğünü söyledi değil mi?
Et Hunt a dit que ce gars fréquente sa mère?
OYİ kırılan şişenin üzerinde bu adamın parmak izini bulmayı başardı.
Le CSU a identifié l'empreinte sur la bouteille comme étant celle de ce type.
Öldürmek bu adamın dürtüsü, tutkusu ve bu işte çok iyi.
Tuer est l'obsession de cet homme, sa passion. Il est très bon dans ce domaine.
Bu adamın adı Perry Granger.
Ce mec est Perry Granger.
Bu adamın sahtekar olduğunu anlayamadın mı?
Tu ne pouvais pas voir que ce gars était un escroc?
Bu adamın patronuna tuzak kurup bundan milyonlar kazandığını mı düşünüyorsun?
Alors tu penses que ce gars a piégé son boss et s'est fait des millions?
Beyleri sanırım bu adamın size söyleyecekleri var.
Messieurs, cet homme a quelque chose à vous dire.
Yani, bu adam başkanlığa oynuyor göçmenlerden nefret ediyor ve esasında da aptalın önde gideni.
Alors ce mec veut devenir président et il déteste les immigrés, et c'est surtout un idiot.
Şaşırtıcı olmayan şekilde bu adam, South Park adında beyazların baskın olduğu bir Colorado şehrinden geliyor. Ya da Amerika'nın Göt Kafalıları Anonim Şirketi'nden de olabilir, bilemiyorum.
Ce n'est pas surprenant, il vient d'une ville à prédominance blanche, appelée South Park, Colorado, ou "Glandus d'Amérique S.A.", je ne suis pas sûr.
Ama bir kadın tecavüze uğradığını söylerse adalet nadiren yanımızda oluyor. Hele de suçlanan adam ölmüşse adaleti hiç görmüyoruz. Bu yüzden başka adımlar atıyoruz sistemin asla yapamayacağı şekilde kendimizi koruyacak adımlar.
Mais quand une femme déclare avoir été violée, la loi est rarement de notre côté, et certainement pas quand l'homme n'est plus en vie pour se défendre, donc on prend d'autres mesures, nous protégeant d'une manière que le système ne fera jamais.
Buradan çıkmanın en iyi yolu onlara bu adamı bulmada yardım etmek...
Le meilleur moyen de s'en sortir est de les aider à le trouver...
Yani bu adam, esasen gözetim yapılmamış bir görevde Brian'la birlikte çalışıyor.
Cet homme est avec Brian sur une mission qui à priori n'est pas surveillée.
Yaşıyorsun çünkü sen de Altı Milyon Dolarlık Adam'sın ve bu da seni, bizim sigorta poliçemiz yapıyor.
Tu es en vie parce que tu es l'homme à six millions de dollars, et ça fait de toi notre assurance vie.
Bu yüzden adamın eski dosyalarına bakıp 3'e kadar hastalarında yaptığı hataları bulun.
Donc je veux que vous retraciez toutes ses affaires précédentes, trouvez des bévues avec d'anciens patients.
20 yılı aşkın süredir bu adam kurşun geçirmez, kalıcı bir fanusun içinde yaşadı.
Cet homme vit dans un gilet pare-balles, est titulaire d'une bulle depuis plus de 20 ans.
Bu adam Amerikan topraklarinda bulunan diger tüm suikastçilerden fazla Mossad ajani öldürdü.
L'homme qui a tué le plus d'agents du Mossad que n'importe quel autre assassin dans l'histoire, ici sur le sol américain.
- Evet. Ve kaçışını engellemek için suçlu bir adamı arkasından vuran serseri mayın biri, ama bu gibi durumlarda böyle adamlara yer olabilir.
Et un électron libre qui tirerait dans le dos d'un coupable pour l'empêcher de s'échapper, mais dans un cas comme celui-ci, il pourrait y avoir une place pour un homme comme ça.
Yasadışı yollarla bir adamın bilgisayarına girdik ki bu adam davamızın şüphelisi ve adam bunu öğrendi ve şimdi de erkek arkadaşımı kaçırdı.
On a hacké un gars qui est le suspect de notre affaire, et... il nous a trouvés et a kidnappé mon copain.
Bu adam ne yaptığını çok iyi biliyordu.
Ce gars savait exactement ce qu'il faisait.
- Bu adam terörist değil.
- Ce gars n'est pas un terroriste.
Bu adam yasal ve etik sınırların dışında çalışıyor ve çok tehlikeli tıbbi deneyler yapıyor.
Il travaille hors du réseau légal et éthique, faisant une expérience médicale dangereuse.
Bu adamı hiç sevmedim.
Je n'ai jamais aimé ce gars.
Bu adam korkmul bir kamyon şöförü değil.
Ce n'est pas un chauffeur terrorisé.
Beni bu hale çevirmeseydin asla hep olmak istediğim adam olamazdım.
Si tu n'avais pas fait ce que tu m'as fait, je ne serais jamais devenu l'homme que j'ai toujours voulu être.
Şuradaki adamın dikişlerini tamamladıktan sonra bu kadının öldürdüğü insanların birinin daha ölüm kâğıdını dolduracağım.
Après avoir fini de recoudre ce gars, je vais aller remplir un certificat de décès pour une autre de ses victimes.
- Çıkarın bu adamı buradan!
- Faites le sortir d'ici!
Bu adam bacağını yaralamış ve çok daha tehlikeli bir şeye... -... konak olmuş :
Cet homme s'est coupé la jambe et est devenu l'hôte de quelque chose de bien plus dangereux :
Bu A.P. kulübüne katıldığından beri insanlara zorbalık yapıp uygunsuz bir şey söylemelerini bekleyip ne söylediklerine aldırış etmeden adam ya da kadınların boğazlarına yapışıyorsun.
Depuis que tu as rejoint ce pc-machin, tu intimides les gens, et guettes toutes les paroles incorrectes, Pour pouvoir te jeter à leurs gorges. Pour n'importe quel mot il ou elle aurait utilisé.
Bu adamı gördükten sonra üzgün olacağın kadar üzülemezsin şu an.
Eh bien, pas aussi désolé que tu vas être si vous ne rencontrerez jamais ce petit gars.
Şimdi, bu adamı tutuklayacak mısınız, tutuklamayacaksanız ne yapacaksınız?
Alors? Vous allez arrêter ce mec ou pas?
Bu adam yandaki restoranın sahibi ve söyleyecek bir çift lafı var hep birlikte gey dostumuzu dinleyelim.
C'est le propriétaire du restaurant d'à coté, et il a quelque chose à vous dire, alors écoutons notre ami gay.
Bu adam, Pierre Gagnier bu adamı, Frank Bova'yı burada takip etti böylece Bova'nın telefonu ile oynayabildi.
Cet homme, Pierre Gagnier, a suivi cet homme, Frank Bova, jusqu'ici, pour trafiquer son téléphone.
Evet, bu adam evimizde çalıştı ama bu tesadüften ibaret, başka bir şey değil.
Oui, ce type a bossé chez nous, mais c'est une coïncidence, ce n'est rien.
Yani bu gerçekten "halkın adamı" tarzında bir şey olur.
Ça fait vraiment "homme du peuple".
Tüm beş hesap da ilk 10'u tweetledi. Ve bu sabah Katy Perry'nin takipçilerinden biri dedi ki Lawrence Drake'in tarifine uyan adam Pelham'da babasının fırınının üstündeki otelden oda kiralamış.
Tous les cinq comptes tweeté le top dix, et ce matin, l'un des disciples de Katy Perry a déclaré qu'un type correspondant à la description de Lawrence Drake, loué la chambre au-dessus de la boulangerie de son père
Bu akşam hiçbir şey olmayacak, adamım!
Rien n'arrivera ce soir!
Bu adam toplu katliamları ve soykırımları destekliyor, ve ne yani daha fazlasını yapsın diye özgür kalmasına müsaade mi edeceğiz?
C'est un homme qui supporte des massacres et génocides, et, quoi on va juste le laisser en liberté pour qu'il continue?
- Alın bu adamı.
Sortez le d'ici.
Birbirinizin keyfini çıkarın. Bu adam çok özel.
Faites vous plaisir, particulièrement ce gars.
Hayır adamım, bu yaşadığın ahlak krizi kendine dönmen için bir fırsat.
Cette crise morale que tu traverses? C'est une chance de te recentrer.
Bu koşullar göz ardı edilmezse belki ama onun yasını tutmayacağım şu an aradığınız adam ben değilim, Müfettiş.
Étant donné la circonstance, peut-être. Mais, bien que je ne le pleure pas, je ne suis pas l'homme que vous recherchez, inspecteur.
Şef Riddle'ın ya da başka birinin bu itfaiyenin düzenini bozmasına izin verirsem adam değilim.
Au diable Riddle ou peu importe qui veut changer ma façon de diriger cette caserne.
Bu sabah dispanserin yakınlarında çekilmiş bir fotoğraf bulabilecek miyim diye mekana göre sosyal medya fotoğraflarını aradım ve bir adam kendisiyle kirpisinin selfiesini çekmiş. Sorma...
Donc, je cherchais les photos de médias sociaux par endroit pour voir si je pouvais trouver par le dispensaire de ce matin, et il se trouve un gars a pris une selfie lui et son hérisson...