English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bu da ne

Bu da ne traduction Français

28,635 traduction parallèle
Bu da ne?
C'est quoi ça?
Bu da ne demek?
Comment ça?
- Bu da ne lan?
C'est quoi, ce bordel?
Bu da ne?
- Mais enfin!
Bu da ne?
M'enfin!
Bu da ne lan?
C'est quoi ce bordel?
Harika, bu da ne...
Bien, avec quoi...
Bu da ne?
Qu'est-ce que c'est?
Bu da ne?
Quoi?
Bu da ne?
Qu'est-ce que...
Bu da ne lan?
Que se passe-t-il?
Selam. Bu da ne?
Pas possible!
Garip derken "Bu da ne?" gibi.
C'est bizarre comme "Qu'est ce que c'est que cette merde?"
Bu da ne böyle?
Au nom du ciel, qu'est-ce donc?
Bu da ne?
Que se passe-t-il?
Bu da ne?
C'est quoi ce bordel?
- Bu da ne?
Qu'est-ce que c'est?
Bu da ne? Bize böyle mi liderlik ediyorsun?
C'est comme ça que tu diriges?
- Bu da ne demek?
Envoyez-moi là-bas.
Bu da ne?
Qu'est ce que c'est?
Bu da ne?
Oh quoi encore?
Bu da ne? Neler oluyor?
Ah, que s'est t'il passé?
Bu da ne lan şimdi?
Hein c'est quoi ça?
Bu da ne? Kırmızı gözlü baykuşlar!
Ce sont... des hiboux aux yeux rouges.
- Bu da ne?
- Quoi?
Bu hayalet de balık tutuyor işte. O da ne tutacağını bilmiyor.
Cet esprit, il pêche, il ne sait pas non plus ce qu'il va attraper.
Bu da demek oluyor ki eğer sizi özel olarak kenara çekip devam etmeniz için konuşmadıysam işinize derhâl son verildi.
Si je ne vous ai pas pris à part pour vous dire de rester, ça signifie que vous êtes licenciés, immédiatement.
Ne kadar uyuşturucu olsalar da bilimden geliyorlar, bu yüzden onları dinleyelim.
Même si c'est la drogue, c'est la science qui l'a inventée, alors écoute bien.
Bu sabah kahvaltıda ne yaptın Bernice?
Qu'avez-vous pris au petit-déj?
Ancak onların da bize yaptıkları bu olduğundan sana aynısını yapacak değilim.
Mais je ne te ferai pas ça. Parce que c'est ce qu'ils nous feraient.
Bu Ceara'da çekilmişti. O zamandan beri kimse görmedi onu.
Elle s'est enfuie vers le Ceara, personne ne l'a plus jamais revue.
- Bütün bu avukat şakaları da ne?
- Quoi, les avocats?
Hem de çok para ama bu da yetmez ki.
Beaucoup d'argent, mais ça ne sera pas assez.
Bu paralar 1998'den bu yana buradalar ve kimseye faydaları da yok.
Cet argent n'a pas bougé depuis 1998, et ne sert à personne.
Kendisine, bu sinyallerin kimyasal ya da nükleer olup olmadığının tespiti için multidisipliner bir dâhiler ekibinin incelemeye geleceği bilgisi verildi.
Il a été averti qu'une équipe de génie polyvalents va lui rendre visite pour s'assurer que ces signatures ne sont pas chimiques ou atomiques.
# Anahtarı verdim sana # Tamam, iyi haber... havuzun ikmal tankı boş, bu da boğulmayacağız anlamına geliyor.
Donc, bonne nouvelle- - le réservoir de réapprovisionnement de la piscine est à sec, ce qui veut dire que nous ne nous noierons pas ici.
- Bu da ne demek oluyor?
- C'est censé vouloir dire quoi?
Tabii bu güzel birşey değil ama 18 yaşından küçük olduğum için onu benimle yasadışı seks yapmakla suçladılar ve bu da onu bir seks suçlusu olarak yaftaladı ve o listeye girmesini sağladı ki şu ana dek bilmiyordum.
Bon, pas que ce soit bien, d'accord, mais... vu que j'étais mineure, ils l'ont aussi accusé de relation illégales avec un mineur, ce qui l'a titré délinquant sexuel et l'a mis sur cette liste, ce que je ne savais pas... jusqu'à maintenant.
Ne kadar uğraşsam da bu dürtüler beni büyük halatlar gibi çekiyorlar.
J'ai beau essayer, ces pulsions... c'est comme si j'étais tiré par des cordes.
Supergirl, Özgürlük Caddesi'ne git.... tam teşekküllü bir siber savaş meydana gelmiş gibi görünüyor. Bu da altyapıyı ve finansal piyasayı olumsuz etkilemişe benziyor.
Supergirl, va sur Liberty Avenue maintenant. semble être la première d'une guerre cybernétique, qui a saboté des infrastructures et laissé les marchés financiers en chute libre.
Bu aksan da ne böyle?
C'était quoi cet accent?
Eğer bu National City'nin dışına taşarsa, tüm erkekler, kadınlar ve çocuklar senin çocukların da dahil, Non'a diz çökerler.
Si ça se répand à partir de National City, ce ne sera pas long avant que tous les hommes, femmes et enfants, dont tes enfants, tombent à genoux.
Eğer yazıysa belki bu şeyin ne olduğunu söylüyordur. Öyle olsa da çubuk olmayabilir.
Si c'est une inscription, ça nous dirait ce que c'est.
Bilmediğin bir şey var o da Bay Blackwood cesetleri kendisinin çıkarması için ısrar edip durdu. Bu doğru değil.
Ce que je sais et que vous ne savez pas, c'est que Mr Blackwood était déterminé à exhumer ces corps tout seul.
Biliyor musun, ayrılıp bu işi telefonla da yapabilirim ama asla jinekoloğum gibi biri olmayacağıma söz vermiştim.
Tu sais, je pourrais juste regarder et téléphoner au boulot, moi aussi, mais je me suis promis que je ne deviendrais jamais comme mon gynécologue.
Bu arada dördünüz Kanada'da ne yapıyordunuz?
Qu'est-ce que vous êtes allées faire toutes les quatre au Canada?
Bunun yüzünden iki tane testere bıçağını kırdım ve bu muhteşem makas da gitti artık.
Je me suis cassé deux lames de scie sur cette chose, Et maintenant, ces ciseaux miracles ne sont pas bons.
Umarım bu uygunsuz bir davranış değildir... Ama burada Paterson'da ne yaptığınızı sorabilir miyim?
J'espère ne pas me montrer indiscret... mais puis-je vous demander ce que vous faites à Paterson?
Şimdi gidiyorum, isteyerek olmasa da ama bu sözler benden sonra da kalacak.
Je pars à présent, je ne me débats pas mais ces mots se perpétueront bien après moi.
Hiçbir şey, hiçbir şey bu artışı durduramıyor ya da geciktiremiyor.
Rien, pas même la médecine, ne peut l'amoindrir ou la stopper.
- Bu da ne?
- Que se passe-t-il?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]