Bu gerçekten traduction Français
20,623 traduction parallèle
Şimdi bu... Bu gerçekten ahşap mı...
Mais ça... c'est du vrai bois...
Sen... Bu gerçekten zor birşey.
C'est le moment le plus difficile à traverser.
Bu gerçekten çok iyi bir kitaptı.
C'est vraiment un excellent livre.
Oysa bu gerçekten kıskançlık değil ihtiras.
Enfin, c'est pas de la jalousie... plutôt de la luxure.
Jimmy, bu gerçekten başına dert açabilir. Eğer öğrenirlerse, eğer yakalanırsan...
Jimmy, s'ils le découvrent, ça peut t'être fatal.
- Hanımefendi, bu gerçekten- - - Aç şunu.
- Madame, je pense...
Bu gerçekten ölü bir geyiğe benziyor.
On dirait un vrai orignal mort.
Bu gerçekten acıttı.
Ça fait mal!
Bu gerçekten efsaneydi.
C'était génial.
Bu gerçekten oldu mu?
C'est vraiment arrivé?
Bu gerçekten kırıldığında, işte o zaman gerçekten söyleyebilirsin.
Quand il le sera, tu chanteras vraiment.
- Bu gerçekten zor aslında dur suyu boşaltıyım.
Oui, c'est... Je m'occupe de la canalisation.
Ama, bu kelimeyi kullanırken onu duymak, gerçekten bu kadar yaklaşmışken, kulağa farklı geliyor.
Mais l'entendre de sa bouche, si pres du debut du conflit, ca n'a pas la meme sonorite.
Bu savaş gerçekten başlamadan, bunun gerçekte nerede başladığını soruyorum.
Avant que cette guerre ne commence, j'aimerais savoir ou elle a commence.
- Bu, gerçekten çok çok sıkıcı.
- Il est vraiment nul ce mec.
Gerçekten soruyormusun bu soruyu?
T'es sérieux là?
Onlarda bunu biliyor gibi, yani hissediyorlar, ve herhangi bir yetenekleri yok, ayrıca yetenekli olmayı da istemiyorlar, çünkü bu gerçekten ilginç
C'est tout ce qu'ils ont en dedans, ce qu'ils ressentent,
Bu yüzden o... o ne düşündüğümü biliyor, ve beni güldürüyor... ve beni gerçekten anlıyor... ve söylediği şey ne olursa onu yapabileceğini biliyorsun, bu kadar kolay.
Alors... il devine mes pensées, et il sait me faire rire... et surtout il me voit vraiment... et c'est quelqu'un qui fait tout ce qu'il dit qu'il va faire, et donc c'est facile.
Onunla yeni kurduğumuz bu ilişkinin bir başlangıç olduğunu düşünüyordum... bana gerçekten samimi şeyler söyledi... fakat belki bir daha böyle olmayacaktı.
J'ai cru que c'était le début d'une nouvelle relation avec elle... où elle me parlerait à coeur ouvert... mais peut-être que ça n'a plus été vraiment le cas.
Senden bu kadar hoşlanmayı beklemiyordum gerçekten.
Je m'attendais pas à ce que tu me plaises autant.
Gerçekten, saçmalık bu!
C'est vraiment ridicule!
Bu kedinin gerçekten hiçbir ayırt edici özelliği yok.
Ce chat n'a aucun signe particulier.
İstediğin gerçekten bu mu?
C'est ça que vous cherchez?
Bak bu işin gerçekten ikimizin arasında kalmasını istiyorum.
Je veux vraiment garder ça entre nous.
Bütün bu karmaşada neyin gerçekten önemli olduğunu unutmayalım...
Dans toute cette émotion, n'oublions pas l'essentiel...
Gerçekten prenses en iyisi bu olur...
Vraiment, Princesse, ce sera pour - le mieux...
Not : Bu mesele gerçekten çok ivedidir.
P.S. cette requête est assez urgente.
Bu mesele, İngiliz değerlerini koruyarak ve politik doğru kişilere karşı yaşam tarzımızı koruyarak gerçekten önemli olan şeylere odaklanmak ile ilgili.
Concentrons-nous sur les sujets vraiment importants, défendons les valeurs britanniques contre la brigade politiquement correcte.
Bu bakış açına saygı duyuyorum, gerçekten ama bu işler böyle yürüyor.
Je respecte vos principes. Vraiment. Mais c'est comme ça que ça fonctionne.
Gerçekten sana bu kadar zarar vereceğini düşünmemiştim.
J'ignorais que ça t'atteindrait autant.
- Bu fikir işe yarayabilir. - Gerçekten mi?
- Ça pourrait marcher.
Sence Jack gerçekten bu davayı halledebilir mi? - Evet, o bir avukat.
Jack peut vraiment gérer l'affaire?
Eminim eğer Kaptan Flint gerçekten hayatta olsaydı bir avuç adam göndermekten başlarına yarım bir adam koymaktan ve gecenin köründe bu kadar zayıf bir tehdit iletmekten daha iyisini yapabilirdi.
Si le Capitaine Flint était vraiment en vie, il ferait mieux que d'envoyer une poignée d'hommes dirigée par une moitié d'homme en pleine nuit pour délivrer une menace aussi faible que ça.
Genellikle kimseyi dört sene boyunca desteklemem ama bu durumda buna gerçekten açığım.
Normalement, je ne soutiendrais pas un candidat aussi tôt, mais dans ce cas, je suis ouverte.
Bu yüzden ben gerçekten... seninde rızanı istiyorum.
Alors j'aimerais vraiment avoir ta bénédiction.
Üzgünüm, gerçekten Standford'u bu şekilde öğrendiğin için.
Désolée que tu l'aies appris ainsi pour Stanford.
Biz gerçekten bu güzel teklifini takdir ediyoruz.
C'est gentil de nous avoir fait une offre aussi alléchante.
Gerçekten ne düşündüğümü duymak istemiyor bile bu süper çünkü o eşcinsel bir adamla nişanlı ve onun işi ağlamak ve insanlara köstebek kadınların olduğunu anlatmak.
Elle se fiche de ce que je pense. Elle est comblée : fiancée à un gay, et son boulot, c'est de raconter notre histoire.
Gerçekten istediğin şeyin bu olduğuna emin misin?
C'est vraiment ce que tu veux?
Tüm bu San Junipero Sistemi onun için çok önemliydi. Gerçekten çok önemli.
C'est pour ça que San Junipero est très important pour elle.
Manyakça olsa da, Bu James Bond ayaklarının sevimli bir tarafı var ama Florida'dan gerçekten medet umuyorsan hepten sıyırmışsın demektir.
Écoutez, c'est bien charmant, cette histoire à la James Bond, mais si vous croyez vraiment pouvoir gagner du terrain en Floride, vous êtes dans le champ.
Geçmiş araştırmasının gerçekten işe yaraması için bir kısım silahlarda değil, tüm silah satışlarında uygulanması gerekiyor. Heaton-Harris'in getirmek istediği bu, değil mi?
- Pour que la vérification des antécédents soit efficace, elle devrait s'appliquer pareillement à toutes les ventes d'armes, ce que Heaton-Harris propose.
Tamam, sen onlardan bahsedince heyecanlı oluyorlar çünkü sen gerçekten işinde çok iyisin. Ve bu beni çok tahrik ediyor.
Ça l'est quand tu en parles, car tu as l'air bon dans ce que tu fais et ça, ça m'excite vraiment.
Mulder. Bu şey gerçekten insanların tarif ettiği gibi görünüyorsa güzel bir fotoğrafını çekeceğim.
Si cette chose ressemble à ce que tout le monde prétend, je veux avoir une bonne photo.
Gerçekten bu sözler senin ağzından mı çıktı?
Tu as vraiment dit ça. C'est sorti de ta bouche.
Sunny Leone'nin seksiliği adına bu zalim dünyaya, gerçekten bir oyuncak bebek olduğunu göster!
Au nom du sex appeal de Sunny Leone. ... montre à ce monde cruel que tu es une Baby Doll!
Gerçekten, bu değildi.
Vraiment, il fallait pas.
Bu inanılmaz gerçekten, Adam.
C'est incroyable, Adam.
Bu karakter analizi lafları gerçekten düşündüğünün yarısı kadar bile hoş değil.
Tes petites analyses, ce n'est pas aussi charmant que tu crois.
Tekrar gelsene Bosch... belki bu kez gerçekten şovun tadını çıkarırsın.
Pourquoi tu reviendrais pas, Bosch? quand tu pourras vraiment apprécier le spectacle?
Ve oldukça enerjikti, eğer bu durumda kullanılabilecek bir kelimeyse bu çünkü gerçekten öyleydi.
Et c'était vibrant, si on peut utiliser ce mot dans ce genre de situation, car c'était comme, c'était comme...
bu gerçekten çok güzel 20
bu gerçekten güzel 22
bu gerçekten inanılmaz 20
bu gerçekten iyi 18
bu gerçekten gerekli mi 32
bu gerçekten önemli 17
bu gerçekten harika 82
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
bu gerçekten güzel 22
bu gerçekten inanılmaz 20
bu gerçekten iyi 18
bu gerçekten gerekli mi 32
bu gerçekten önemli 17
bu gerçekten harika 82
gerçekten 4665
gercekten 18
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçekten bilmiyorum 225
gerçekten çok iyisin 21
gerçekten öyle mi 37
gerçekten çok komik 20
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçekten bilmiyorum 225
gerçekten çok iyisin 21
gerçekten öyle mi 37
gerçekten çok komik 20