English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ B ] / Bu hafta sonu

Bu hafta sonu traduction Français

2,341 traduction parallèle
Max bu hafta sonu yoktu.
Max était absent ce week-end.
- Tamam. - Ama bu hafta sonu evleniyorum!
- Mais je dois me marier ce weekend.
Onlar Pazartesi fırlatma simülasyonu yapmadan önce biz bu hafta sonu bir tane yaparız.
Avant leur simulation de lundi, nous simulons un lancement ce week-end.
Ve bu hafta sonu beysbol maçına gidiyoruz.
On va voir un match de base-ball, ce week-end.
Bu hafta sonu fuarda Canavar Kamyon Yarışı var.
- Bon sang. Y a un rallye automobile à la foire, ce week-end.
- Pekâlâ. Bu hafta sonu hâlâ dışarı çıkıyor muyuz?
C'est toujours bon pour cette semaine?
Bu hafta sonu ne yapıyorsun?
{ \ pos ( 192,220 ) } Tu fais quoi cette semaine?
Bak, bu hafta sonu seninle Cerie'nin düğününe gitmem gerektiğini biliyorum, ama gelemeyeceğim.
Je suis censée t'accompagner au mariage de Cerie, je ne peux pas.
Bu yüzden ben de bu hafta sonu için iptal edemeyeceğim bir çakışma ayarladım.
J'ai donc prévu d'être prise ce week-end.
Bu hafta sonu müsaitsin, değil mi?
T'es pas trop pris ce week-end?
Onu bu hafta sonu kendimden uzak tutmalıyım.
Je dois la tenir à distance.
- Peki, dinle eğer bu hafta sonu şehirde kalacaksan, kesinlikle Travis'ın mezuniyetine geliyorsun.
Écoute, si tu es en ville ce week-end, tu le passeras à la remise des diplômes de Travis.
Max Wilder 2007'de olan bulundurma suçundan gözetim altında ama bu hafta sonu ülke dışına çıkmak için mahkemeden izin almış.
Max Wilder est en conditionnelle pour détention de drogue en 2007, mais on lui permet de quitter le pays ce week-end.
Bu hafta sonu mu?
Ce week-end?
Eğer zamanım olursa bu hafta sonu onu ararım.
je l'appellerai.
Bu hafta sonu evleniyoruz.
On se marie en fin de semaine.
Bu hafta sonu kimsenin çoraplarını yıkamayacak.
Il fera aucune lessive ce week-end.
Sana teklif ettim, çünkü düşündüm ki bu hafta sonu için bir şeyler arıyor olabilirsin.
Je pensais que tu cherchais quelque chose à faire, ce week-end.
Bu hafta sonu güzel bir saldırı için partini topla.
Essaie de faire du charme à ton parti ce week-end.
Bu hafta sonu sadece seksi bir tatildeki karı-kocayız.
On est juste un couple qui profite d'un week-end sexy.
Bu hafta sonu uğrayıp Cadılar Bayramı evimizi görmeyi unutmayın.
Ce week-end, venez voir notre maison hantée d'Halloween.
Ama bugün, K-100'ün bu hafta sonu için düzenlediği "K-100 Şeker Magnolia Müzik Festivali" için bilet veriyoruz.
Mais aujourd'hui nous offrons des billets pour le festival de musique k-100 Sugar Magnolia, qui se déroule ce weekend, présenté par votre animateur préféré,
Kimse bu hafta sonu bir yere gitmiyor.
- Personne n'échappera à ce week-end.
Ama Brent'le Alex'e bu hafta sonu onlarla takılacağıma dair söz vermiştim.
Mais j'ai dit à Brent et Alex qu'on trainerait ensemble ce weekend.
Bu hafta sonu babamı ziyarete gidiyorum. 31 çektirmekle falan çok meşgul değilsen Adam'ı alıp, ben yokken ona göz kulak olur musun?
Okay, je passe voir mon père ce weekend, donc si tu n'es pas occupé à ce que quelqu'un te fasse une branlette, tu pourrais aller chercher Adam et le garder pendant que je ne suis pas là?
Evlat edinme işlemlerine başlamak isterse diye bu hafta sonu ona soracağım.
Ce week-end, je vais lui demander si elle veut que je lance les procédures d'adoption.
Bu hafta sonu gideceğim, bu yüzden endişelenmene gerek yok.
Je serai parti d'ici ce week-end, ne t'inquiète pas.
Bu hafta sonu Cory'nin doğum günü partisine gelecek misin? - Tabii ki.
- Tu viens à l'anniversaire de Cory?
Tabii, bir kişi için yemek yapmak eğlenceli değil yani bu hafta sonu işin yoksa...
Mais cuisiner pour une personne, c'est triste. Si vous êtes libre, ce week-end...
Selam canım. Bu hafta sonu kızları alış verişe götürmemiz gerek.
Les filles ont besoin de chaussures, on ira ce week-end.
Bu harika çünkü ben de bu hafta sonu gay olmayı planlıyordum.
C'est génial! J'avais prévu de changer de bord, ce week-end. Plaisante pas.
Düşündüm de Carlos bu hafta sonu seninle gelmemeli.
J'ai décidé que Carlos ne viendrait pas.
İsminin bu hafta sonu düzenlenen okul festivalinin gönüllü listesinde olmadığını fark ettim.
J'ai vu que votre nom n'était pas sur la liste des volontaires pour la kermesse de l'école ce week-end.
JJ, unutma, okul çıkışı seni alacağım. Seninle gidip bu hafta sonu için gereken araç gereçlerimizi alacağız.
J.J., je passe te prendre après les cours, on va acheter notre équipement pour ce week-end.
Sadece bu hafta sonu yapılacak parti için çok heyecanlı olduğumu söyleyecek ve bir şey lazım mı diye soracaktım.
J'ai super hâte d'être à la fête de ce week-end. Si je peux amener un truc...
Ay, bu hafta sonu Grace sendeydi.
- Tu avais Grace, ce week-end? - Oui.
Bu hafta sonu burada olanları unutma, Dexter.
N'oubliez pas ce qui s'est passé ici ce week-end, Dexter.
Evet, evet, sanırım bu hafta sonu annenlerde kalmalısın.
Tu restes chez maman ce week-end, donc.
Bu hafta sonu şehir dışında olacak.
Il est absent ce week-end.
Bu hafta sonu boş musun?
Êtes-vous libre ce week-end?
Bu hafta sonu Andy's'e götürürüm.
Je la poserai au Andy's ce week-end.
Bu hafta sonu Andy's'e gideceğim.
Je retournerai au Andy's. Ce week-end.
Onun aptal yüzü benden bir hafta sonu uzak olacak. Zaten bu da benim ihtiyacım olan şey.
J'ai vraiment besoin d'un week-end loin de sa sale tronche.
Bit olmaz. Bu hafta sonu Stuart'a gideceğim.
Pas moyen!
Bu mükemmel hafta sonu tatilinin boşa gittiğini görmek istemem.
Il faut bien que ce magnifique week-end serve.
Sokak temizliği perşembe günü yapılır. Bu demek oluyor ki olay hafta sonu olmuş.
Ils nettoient le jeudi, donc, c'est arrivé ce week-end.
Bu akşamdan başlıyor, bütün hafta sonu devam ediyor ve müze 21'inci yüzyıla ulaşana kadar da sürecek.
Le musée sera fermé ce soir et tout le week-end. Nous entrons dans le 21e siècle.
Ryan, bu iş hafta sonu bitiyor mu yani?
Tout pourrait être terminé pour le week-end?
Hayır, bu değil bir sonraki hafta sonu.
Pas celui-là, le suivant.
Peki tamam. Bu hafta sonu için randevulaşalım.
ok.
Sergisine hazırlanmak için bu hafta sonu San Francisco'ya gidiyoruz.
On part à San Francisco, monter l'expo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]