Bu senin görevin traduction Français
244 traduction parallèle
Bu senin görevin.
C'est là que tu interviens.
Bu senin görevin olmalı, değil mi koca adam.
C'est ton rayon, mon vieux!
Bu senin görevin.
C'est votre responsabilité.
Şarlatanlık yapma, iyi bir vatandaş olarak bu senin görevin!
- Stop! Ne faites pas l'imbécile, soyez un bon citoyen!
Bir tutku. Ve bu senin görevin.
C'est mon désir.
Bu senin görevin, Colby, bir subay olarak.
C'est ton devoir d'officier, Colby.
Bu senin görevin.
C'est ton devoir!
Bu senin görevin.
C'est ton devoir.
Bu senin görevin değil.
Je ne veux pas que tu y penses.
Bu senin görevin, Jon.
John, je vous en charge.
Ayrca en yaşlımız sensiz, bu senin görevin!
- Leurs parents ne sont pas ici.
Çünkü bu senin görevin.
Parce que c'est ton truc.
Evet, bu senin görevin.
Oui, c'est ton truc.
Bir ninja olarak bu senin görevin.
C'est ton devoir en tant que ninja.
Bu senin görevin!
C'est votre devoir!
Buffy, bu senin görevin değil. Artık askeri bir operasyon bu.
Buffy, c'est une opération militaire.
Bu senin görevin, Buffy
À toi de jouer, Buffy.
Sev sevme bu senin görevin.
Récapitulez autant que vous voulez mais c'est fini.
Bu, senin ilk görevin olacak.
Ce sera ta première tâche.
Bu daha çok senin görevin. Bana ihtiyacın yok.
C'est plus votre travail, vous n'aurez pas besoin de moi.
Bu işte yanımda olmanı isterdim ama senin buradaki görevin daha ağır gibi.
J'aimerais que tu m'accompagnes, mais tu as du boulot ici.
Doğrusu bu tam olarak senin görevin değil ama...
Je sais que je devrais lui dire, mais...
Hal, bu görevin belki de en büyük sorumluluğu senin üzerinde.
Vous avez d'énormes responsabilités dans cette mission. Peut-être les plus importantes parmi les membres de la mission.
Bu tür şeylere dikkat etmek senin görevin.
C'est ton métier, d'observer.
İyi bak Arthur, çünkü bu kaseyi aramak senin kutsal görevin.
Cherche bien, Arthur, car c'est ton devoir de trouver ce Graal.
- Bu senin ilk görevin mi?
- Est-ce votre 1ère mission?
Bir memur olarak senin görevin bu yuvayı korumak.
En tant qu'officier, il t'incombe de protéger ce terrier.
Senin görevin bu kelimeyi bulmak.
Tu dois découvrir ce mot.
Senin görevin bu.
Vous êtes nouveau, mais vous devriez le savoir.
Bu aynı zamanda senin görevin. Ne görevi?
C'est notre devoir.
- Bu senin görevin.
Je dois y aller, moi.
Bu da senin görevin mi?
C'est votre devoir?
- Pislik biri olmakta senin görevin değil.Ama bu seni durduruyor görünmüyor.
Ni jouer au con. Vous ne comprenez pas.
Bu Nestor olarak senin ilk görevin bu yüzden belki de sana bu mahkemeye hitap etme hakkın olmadığını belirtmek zorundayım.
C'est la première fois que vous êtes nesteur. Sachez que le nesteur n'est pas autorisé à s'adresser à la cour.
Kesinlikle! Bu senin arkadaşına karşı ahlaki bir görevin... ... bir kadın olarak.
C'est ton obligation en tant qu'amie, en tant que femme.
Bu görüşmelere katılmak senin görevin.
Ce sont vos négociations.
Sana göre, şayet insanlarımı dövüşmeden senin ellerine teslim edersem bu senin ilk gerçek görevin olacak.
Si vous croyez que je vais vous livrer mon équipage sans même me battre, ça doit être en effet votre 1ère mission.
Bu senin Dominyon dışındaki ilk görevin değil, değil mi?
Ce n'est pas votre 1ère mission hors du Dominion.
Bu görevin, senin çalışma yeteneğini aşmadığını biliyordum.
Je savais que cette tâche était dans vos compétences.
Neyse, bak, bu senin yeni görevin.
Bon, écoute, voilà ta nouvelle mission.
Bu huhuk firmasına dair bilgi yaymak senin görevin değil.
Tu n'as pas à donner d'informations sur ce qui se passe ici.
Ben yokken senin görevin ; işte bu.
C'est là que tu interviens.
Senin görevin bu.
C'est ça ton boulot.
Bundan sonra bu senin görevin olacak.
Désormais, c'est ton travail.
Bu senin görevin değil miydi?
!
Bu salondaki her koltuğu satmak senin görevin.
Assure-toi de la vente des places.
Senin tek görevin yeni pilotu yerleştirmek ve benim ona söylediklerimi bu leviathan'a yaptırmasını öğretmen.
Votre seule responsabilité est d'installer cette nouvelle pilote et de lui apprendre à diriger ce leviathan comme je le veux.
Bu senin son görevin mi paralı asker?
C'est ta dernière mission de mercenaire.
... gibi görüyorsun, bir ceset gibi, çünkü bu senin işin, görevin.
ou un cadavre, parce que tu le dois.
Senin görevin bu!
C'est ton boulot ça!
Senin esas görevin başkası yapmadan bu işi bitirmek.
T'as intérêt à terminer ce boulot... avant qu'un certain mec le fasse à ta place.
bu senin sorunun 70
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26
bu senin mi 96
bu senin hayatın 30
bu senin 195
bu seninle benim aramda 18
bu senin için 282
bu senin düşüncen 27
bu senin hakkın 21
bu senin fikrin 31
bu senin problemin 26