Büyük britanya traduction Français
218 traduction parallèle
Büyük Britanya adasının 500 milyon ve dört buçuk yıI kadar eski olduğunu biliyor musunuz?
Saviez-vous que, géologiquement, cette petite île de Grande-Bretagne est vieille de 500 millions et 3 ans et demi?
Büyük Britanya Kralı III. George'un selamlarıyla.
Avec les compliments de Sa Majesté le roi Georges III.
Roger Byam, subay adayı. Mahkememiz, aleyhinizdeki deliller ve savunmanız ışığında Büyük Britanya ve İrlanda amiralliğinin atayacağı kişi tarafından belirlenecek zamanda ve Majestelerinin bir savaş gemisinde, sizi asılarak ölüme mahkum etmiştir.
Aspirant Roger Byam... au vu des charges pesant contre vous et de votre défense... la cour vous condamne à être pendu haut et court... à bord d'un vaisseau de Sa Majesté, à telle heure qu'il plaira... à l'officier ayant qualité pour exécuter la décision du Grand Amiral... de Grande-Bretagne.
" Büyük Britanya vatandaşlığı rütbesine getirilmiş...
" réintègre son statut de citoyen britannique.
Tanrının lütfuyla Henry, Büyük Britanya'nın, Fransa ve İrlanda'nın Kralı, adaletin savunucusu.
"Henri, par la grâce de Dieu, roi de Grande-Bretagne, de France et d'Irlande, défenseur de la foi..."
Fransız veya İngiliz olsun, Büyük Britanya'daki en iyi mekanikçi.
Le meilleur mécanicien, français ou anglais.
Majesteleri, bu Ekselansları Sör John Hay Büyük Britanya Birleşik Krallığı'nın saygıdeğer temsilcisi.
Majesté, voici Son Excellence, Sir John Hay... très honorable représentant de Royaume-Uni en Grande-Bretagne.
Madde 8 : Büyük Britanya'daki şişeleme fabrikaları elden geçsin.
No 8 : à l'attention des usines Pepsi-Cola de Grande-Bretagne...
Bak adı da Büyük Britanya görüyor musun?
L'hôtel de Grande Bretagne.
Büyük Britanya sizinkinden çok daha küçük bir ülke.
La Grande-Bretagne est un petit pays, bien plus petit que le vôtre.
Kendisi yabancılar şubesinin başkanıdır. Bizim açımızdan, Büyük Britanya Çin'le iyi ilişkilerin devamından başka bir şey istemiyor.
La Grande-Bretagne ne souhaite que l'amitié de la Chine.
Büyük Britanya kalmaya karar verdi. Gerekirse yalnız olarak. Bu mümkün değil.
La Grande-Bretagne restera seule s'il le faut.
Büyük Britanya'yı tanıyorlar.
: ils reconnaissent la Grande Bretagne
Ben de Bay Jena'nın Büyük Britanya'daki büyükelçisi, Mohammed Lufti.
Je suis l'ambassadeur en Angleterre, Mohammed Lufti.
Fransa'dan De Gaulle Büyük Britanya'dan Prens Philip Almanya'dan Erhard bu büyük isimlerden sadece bir kaçı.
Le Président de Gaulle, le Prince Philip d'Angleterre... le Chancelier Erhard... tous les grands de ce monde.
Biz de derhal o şekilde yapacağız, bayım, ama ilk önce, uluslararası kanunlar altında, Büyük Britanya'ya ait bir kameranın içinde bulunan Birleşik Devletler hükümetinden alınmış film makarasını çıkaracağız.
Nous nous retirerons mais, selon les lois internationales, nous retirerons de la capsule le film pris au gouvernement américain qui était dans une caméra appartenant au Royaume-Uni.
Büyük Britanya halkının daima dost olduğuna inanmayı red ediyorum öyle sanıyorum ki bu görevde, Afrikalı bir ulusu savunmakla Avrupayı felakete sürüklemeye liderlik ediyorlar.
Je refuse de croire que l'authentique peuple anglais, toujours ami... se sente obligé de mener l'Europe à la catastrophe... pour défendre une nation africaine...
Kanun ve düzeni Büyük Britanya'daki herkesten çok destekliyorum.
Plus que quiconque en Grande-Bretagne, je représente la loi et l'ordre.
"Örneğin, Büyük Britanya'da, gözlerden uzak köylerde yapılan..." "kutlamalarda, bahar bayramlarının dansla geçen zararsız versiyonlarına..."
"Des versions inoffensives dans certains villages."
Büyük Britanya Güney Konfederasyonu'nun bağımsızlığını tanıyıp Yanki'lere karşı savaşa girecek mi?
La Grande-Bretagne va-t-elle reconnaître... l'indépendance de la confédération sudiste... et entrer en guerre contre les Yankees?
Büyük Britanya büyükelçisi olarak atandım.
Je suis nommé ambassadeur au Royaume-Uni.
Görmek ister miydin Büyük Britanya'yı, dostum yeniden yönetirken?
- Voudrais-tu voir - Voudrais-tu voir Britannia régner à nouveau, mon ami?
Ayrıntılara girmeden ; Büyük Britanya'nın üçlü ittifak karşısındaki konumunu ve Fransa donanmasının
Il est d'une importance capitale qu'il n'y ait plus de fuites.
Tüm Avrupa birbirine karşı cephe almış durumda. Büyük Britanya dengeleri muhafaza ediyor.
toute l'Europe est comme une forteresse, et c'est nous qui en tenons le contrôle.
Avam Kamarasının şerefli üyeleri, Büyük Britanya İmparatorluğu yeni Başbakanı teşrif etmektedirler :
Honorables Parlementaires, j'appelle le nouveau Premier Ministre du Royaume,
Ortiz'in "Büyük Britanya Siyaseti" "Yrigoyen ve Peron".
"La Politique Britannique", "Yrigoyen et Peron" de Ortiz...
Belki de bizlere başka bir şey söylemeye çalışıyorlardır, zira cumartesi akşamı Polonyalı Kraków Caz Topluluğu tek gecelik bir programla Büyük Britanya'daki ilk ve tek konserlerini verecekler.
Essaient-ils de faire passer un message? Samedi soir et samedi seulement, le Krakow Jazz Ensemble - de Cracovie en Pologne, pas en Pennsylvanie - donnera un concert exceptionnel.
31 koltuğun genel çoğunluğu, Büyük Britanya'nın politik haritasını böyle gösterecek.
Une majorité globale de 31 sièges signifierait que la carte politique de la Grande Bretagne aurait l'aspect suivant.
Büyük Britanya'yı yönetecek beyine, yüreğe veya mideye sahip değildi.
Il n'avait ni le cerveau ni le coeur ni l'estomac pour diriger la Grande Bretagne.
Fakat şimdi Büyük Britanya'daki en karanlık deliğe çok yakınız ve sen hala benimle konuşmuyorsun.
Mais, en attendant, tu es au bord du trou le plus sombre de Grande-Bretagne. Et tu ne veux toujours pas me parler.
Büyük Britanya turnesine çıktık. Bize içinden ahşap şerit geçen lanet olası eski deri bir madalya verdiler.
Les ventes de velours côtelé étaient en hausse, le pays swinguait et on nous donnait juste une petite médaille de merde
Ee, Büyük Britanya Komünist Partisi kimliği.
Le parti communiste de Grande-Bretagne.
Büyük Britanya şampiyonu ve birincilik ödülü...
Premier prix et championne de Grande-Bretagne :
1984'ten bu yana Büyük Britanya'da 140 maden kapatıldı..... ve bu çeyrek milyon kişinin işsiz kalmasına yol açtı.
Depuis 1984, 140 mines ont été fermées en Grande-Bretagne causant ainsi la perte d'environ 250 000 emplois.
Bu yüzyılın başında... Büyük Britanya İmparatorluğu dünyanın en büyük gücüdür. İmparatorluk yeryüzünün üçte ikisini kaplamaktadır.
À l'aube de ce siècle, la Grande-Bretagne est la première puissance mondiale, son empire couvre les deux tiers de la planète.
"Büyük Britanya İmparatorluğu'nu... " ancak... " onu yok sayarak...
Nous vaincrons... l'Empire britannique... en... le niant.
Ama... bizim daha güç lü bir silahımız var... Büyük Britanya İmparatorluğu'nun bütün silah depolarındakilerden daha da güç lü!
Mais... nous avons une arme plus puissante que toutes celles de l'arsenal de l'Empire!
Büyük Britanya İmparatorluğu'nu dize mi getirdik?
On a forcé l'Empire britannique à capituler?
lKuzeyin konumu yeniden gözden geçirilecek... şimdilik Büyük Britanya İmparatorluğu'nun bir parçası olarak kalıyor.
Le Nord verra son statut révisé, mais il reste pour l'instant dans l'Empire.
Amerika ve Büyük Britanya'ya, Hindistan'a da heyetler gönderiyorum, bu ülkelerin bağımsızlığımızı tanıyacağı umuduyla.
J'envoie des délégués en Amérique et en Grande-Bretagne ainsi qu'en Inde dans l'espoir que ces pays reconnaîtront notre indépendance
Büyük Britanya'ya hoşgeldiniz, Bay Ritchie.
Bienvenue en Grande-Bretagne.
Bu gece gökyüzü yıldızlarla doluyken, devlet adamları ve ünlüler, Rusya ve Büyük Britanya'nın liderleri tarafından imzalanacak Geceyarısı Barışı Anlaşması'nı kutlamaya geliyorlar.
Les étoiles sont au rendez-vous avec les hommes d'État pour fêter la signature du Traité de Paix de Minuit entre les dirigeants russes et britanniques.
Büyük Britanya 13 sömürgeyi alacak, Manhattan hariç.
L'Angleterre reprend ses 13 colonies, moins Manhattan.
Bütün Britanya, Fransa'nın ise yarısı bin yıllık tarihte en büyük iktidar benim, benden sonra ise John var sırada.
L'Angleterre et moitié de la France. Je suis le plus puissant en mille ans et Jean me succédera.
Modern Britanya'da, büyük bir liderin önderliğinde Britanya ev kadınları harekete geçiyor.
Dans l'Angleterre d'aujourd'hui, avec un grand leader, ce sont les ménagères qui font avancer les choses.
Britanya'yı büyük yapan bu mu?
C'est ça qui a fait l'Empire Britannique?
20 dakika içinde bir kızla evleneceksin. Babası Britanya'nın en büyük arazilerine sahip.
Dans 20 minutes, tu vas épouser une fille dont le père possède les plus vastes terres d'Angleterre.
"Bakın çocuklar, Britanya'yı'Büyük'yapan budur".
"Les enfants, voici notre gloire."
Oliver Cromwell, Britanya tarihinin en yürekli adamı... Hiç de öyle büyük bir adam değildi.
Olivier Cromwell le seul homme à poigne de l'Angleterre n'était pas très grand.
Büyük Britanya İmparatorluğu'na kafa tutmuş...
" J'ai l'intime conviction qu'avec le temps,
"Büyük Britanya" ymış.
Oui.
britanya 112
büyük 617
büyükanne 565
büyükbaba 717
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük mü 50
büyük ihtimalle 122
büyük iş 25
büyük iskender 25
büyük 617
büyükanne 565
büyükbaba 717
büyük anne 71
büyük patron 23
büyük mü 50
büyük ihtimalle 122
büyük iş 25
büyük iskender 25
büyük baba 86
büyük adam 60
büyük bir zevkle 63
büyük ihtimal 23
büyükannem 65
büyük kardeş 50
büyük bir ev 19
büyük bir hata yaptın 18
büyükelçi 309
büyük gün 22
büyük adam 60
büyük bir zevkle 63
büyük ihtimal 23
büyükannem 65
büyük kardeş 50
büyük bir ev 19
büyük bir hata yaptın 18
büyükelçi 309
büyük gün 22