Canlarım traduction Français
874 traduction parallèle
Pekala canlarım, beni takip edin!
Allez les gars, suivez-moi!
Canlarım! Sizi tekrar görmek ne kadar güzel.
On est si contentes de vous revoir.
Bu en kalabalık ama en neşeli Noel'imiz oldu canlarım.
J'ai le plus grand, mais joyeux Noël à tous mes chéris.
Hepimize mutlu Noeller canlarım.
Joyeux Noël à nous tous, mes chers.
"Ama canlarım, sizleri öyle özledim ki... " Nasıl dayanacağımı bilmiyorum.
" Mes chéris, vous me manquez tant, comment le supporterai-je?
Ne oldu bilemiyorum. Ah canlarım. Onlara ne oldu bilemiyorum.
Je n'arrive pas à comprendre ce qu'ils ont.
" Canlarım...
" Mes chéris,
"Kendinize iyi bakın canlarım sizi sevdiğimi ve her zaman aklımda ve dualarımda olacağınızı unutmayın."
"Soyez prudents, mes chéris. " Je vous aime. " Je pense sans cesse à vous.
Bakın canlarım. Çok üzgünüm, ama sizi dehşete düşürecek bir haberim var.
Je suis désolé, mais je vais vous donner un choc.
Teddy bir adam öldürmüş canlarım!
Teddy a tué un homme.
İşte kadınlarla çalışmanın en kötü yanı, canlarım. Ama akıllılar, onlar olmadan da işimizi yapamayız.
Difficile à manier, les femmes, mais impossible de s'en passer.
Hoşgeldiniz canlarım.
Bienvenue, mes chéris.
Canlarım, gelin...
Mes chéris, me feriez-vous
henüz değil, canlarım, ama bunlar bir gözdağı.
Pas encore, mais cela ne saurait tarder.
Canlarım neden titriyorsunuz?
Mais, vous pauvres chéris, vous tremblez.
Canlarım.
Mes chéris...
Canlarım.
Mes chéris!
Üst katta oturan heyecanlı ev sahibeniz veda etmeye geldi, canlarım.
Votre propriétaire et voisine vient vous dire au revoir.
Hayır ama diyor ki : " Umarım canlarımın keyfi yerindedir.
Il dit : "J'espère que mes chéris sont très heureux."
Korkmayın canlarım.
On disait que dans la forêt,..
- Nasıl, eğleniyor musunuz canlarım? - Evet, anne. - Bak, şapkası ne iyi gidiyor?
- Madame, j'ai trouvé un monsieur qui vient loger.
- Canlarım benim.
- Monsieur est en voiture?
Bana ne istersen yap tanrım ama o üçünün canlarını bağışla!
"Faites ce que vous voulez de moi, mon Seigneur, mais épargnez ces trois-là!"
Rusya'nın tüm çanları çalarken evlilik bir zamanların çok güçlü Doğu kilisesinin merkez koltuğunda oturan Kazan Hanımının eski katedralinde gerçekleştirildi.
Une volée de cloches résonnant dans toute la Russie accueillit le mariage qui fut célébré à Notre Dame de Kazan, symbole de la puissante Eglise d'Orient.
Canları ne zaman isterlerse bizi hiçe sayıp, terk ediyorlar.
Ça m'est égal, c'est bien comme ça.
"Evlilik çanları mı çalıyor yoksa?"
"A quand le mariage?"
Çanları çalalım.
Alors, sonnons les cloches.
" Bağışlayın beni canlarım.
" Pardonnez-moi, mes chéris.
Yo-ho! Şarkı söyleyelim Ve çanları çalalım
Chantons tous é tue-téte Faisons sooner cloches et trompettes.
Yo-ho! Birlikte şarkı söyleyelim Ve çanları çalalım
Chantons tous é tue-téte Faisons sooner cloches et trompettes.
- Evlilik çanları tatlım.
La noce est pour bientôt.
Umarım çanlar sizi uykusuz bırakmaz.
L'hymne Wenzeslau?
Gelin buraya canlarım.
Venez.
Çanlar çalmaz mısınız?
Sonnez donc les cloches!
Nasılsınız canlarım? İçeri girin. İçeri girin.
Comment allez-vous?
Sanırım kilise çanlarını duymayalı uzun zaman olmuştu.
Des cloches à Tombstone! La première que j'entends depuis des mois, je crois bien!
Bunları yapınca bu kadar insanın ve babalarımızın canlarının bedeli ödenmiş mi oluyor?
Ça paye pour toutes ces tueries? Pour la mort de mon père et celle du père de Jeb?
Bir varmış, bir yokmuş demekle mi kalayım o canlar için?
Je ne puis oublier que ces êtres étaient mon bien le plus précieux.
Gazze'nin lağım sıçanlarını beğendiğim kadar!
Comme j'admire le s rats d'égouts de Gaza!
En sonunda bizi duaya çağıracak çanlarımız var. Başka bir sürprizimiz de var!
Ainsi, nous pourrons sonner, pour les prières.
Çekin beni canlarım.
Souquez ferme, matelots!
Canları cehenneme! Bırak ne derse desin!
Et puis je m'en fiche!
- Mütevazi de olsa, burası benim evim. Şansım olsa, başka bir yere gitmek isterdim. Şu, kulağında çanlar olan gülen çocuğun ağzından tek kelime bile laf alamadım.
Ce Jean-qui-Rit, là-bas.
Starrett ve geri kalanımız onların canlarına okuyacağız.
Avec Starrett, on va leur tanner les côtes, un de ces jours...
O sıçanlar Pearl Harbor'ı bombaladığında ben de orduya yazılmak istedim. Sana kim engel oldu?
J'ai voulu m'enrôler au moment de Pearl Harbor.
Bana inanmayacaksın, ama başım suyun altındayken gerçekten çanların çaldığını duydum.
Vous n'allez pas me croire, mais même avec la tête sous l'eau... Je pouvais entendre sonner les cloches.
Canlarına okuyalım ortak!
À nous de jouer, partenaire!
- Değil misin? Canlarına okumadan bu çocukları adam edeceğime inandığım için mi?
Parce que Je crois que je peux aider des gamins à exprimer leur intelligence?
- Evlilik çanları yakın mı?
- Mariage dans l'air?
Evet canlarım, yatıyoruz.
- C'est Rothschild!
- Canları yanmadı mı zavallıların?
- Vous leur avez fait mal!