Carl traduction Français
6,608 traduction parallèle
Carl'ın dışarı çıkmasına izin vermeyebilirsin, tamam.
Tu fais bien d'empêcher Carl de retourner sur le terrain.
Sen kendini göremiyorsun ama Carl görüyor.
Tu t'es pas vu. Lui, il te voit.
Bu yüzden şu an buradayım. Bu yüzden Carl burada.
C'est grâce à ça que je suis là, que Carl est là.
Carl'ı korumaya çalışıyorum.
Je veux le protéger.
- Carl. - Artık benden ne beklediğini daha iyi anlıyorum.
J'ai compris... ce qu'il voulait de moi, et j'ai essayé.
Bunlar da Carl, Daryl ve Michonne.
Voici Carl, Daryl et Michonne.
Carl ister diye düşündüm.
Je pensais que ça intéresserait Carl.
Erişim olan PACER diye bir sistemdi. Google'da arama yaparken Carl Malamud'a denk geldim.
J'ai commencé à chercher sur Google, et c'est là que je suis tombé sur Carl Malamud.
"Aaron ve Carl, olan biteni New York Times'a anlatmaya karar verdi." Aynı zamanda FBI'ın da dikkatini çekmişlerdi.
Aaron et Carl décidèrent d'aller parler au New York Times de ce qui était arrivé.
Carl'a benziyor.
On dirait Carl.
- Carl?
Carl?
Arkadan çıkarız böylece Carl gittiğinizi görmez.
On passera par derrière, Carl ne verra pas que vous partez.
Müdür Carl...
Principale Carl...
"Sevgili Müdür Carl, siz harika bir lidersiniz."
"Cher Principal Carl, vous êtes un incroyable leader."
Carl Maurice Gaines, takdir ediliyorsun.
Carl Maurice Gaines, tu es aimé.
Bazen Cal ile buluşup televizyon izleriz ve çok da güzel olur.
Parfois, moi et Carl, on est ensemble, et on... On regarde la tété tous les deux et c'est vraiment sympa.
Kaçırıldığını kimsenin bilmemesi lazım. Carl, çok ciddiyim. Canlı!
Carl, j'ai dit... vivante!
Biz okul kurulundan Richie ve Carl.
Richie et Carl, de la commission scolaire.
Bana kimi güçleri kullanmayı öğretmeni istesem seni gücendirir miyim? Üzgünüm Carl.
Ce serait une insulte de vous demander de m'apprendre à utiliser certains pouvoirs?
Daha iyisini hak ediyorsun.
Désolé, Carl. Vous méritez mieux.
Arkana bakma, Carl.
Ne regarde pas en arrière.
Yürümeye devam et.
Continue d'avancer, Carl.
Carl, yavaşla.
Carl, ralentis.
Carl, dur!
Carl, stop!
- Carl. - Hallediyorum.
J'ai compris.
- Carl. - Sağlam bir düğüm bu.
C'est un noeud solide.
Sen de adam oldun artık, Carl.
Et toi... Tu es un homme, Carl.
Peki Carl Kasell, Azınlık Partisi cephesinden haberleri nasıl yapıyorsun?
... autant que moi. Carl Kasell, qu'est ce que donne le House Minority Whip dans notre quiz sur les infos?
CARL KASELL : Şey Peter, üçünden ikisi doğru oluyor, bu yüzden onun giden mesajı kaydederken ben kazanıyorum.
Et bien Peter, il a eu 2 bonnes réponses sur 3, donc il gagne un message enregistré par ma part.
Bir çift oğlana, Lenny ve Carl'a,
J'ai payé 2 garçons,
Homer'ın kendisinin sevildiğini hissettirmesi için ödeme yaptım.
Lenny et Carl, pour que Homer se sente aimer.
Sen Lenny ve Carl'a benim arkadaşım olmaları için para mı ödedin? !
Tu payes Lenny et Carl pour qu'ils soient mes amis?
Carl!
Carl!
Hani Carl'ın önünde eroin kokain karışımı çekeni?
Il se shootait devant Carl?
- Carl.
Carl.
Arka tarafa bak. - Carl?
- Vérifie derrière.
- Carl?
Mec.
Carl burada değil. Boyd?
Carl est pas là.
Ama sayıca bizden bu denli üstünlerken buna değmezmiş gibi geliyor bana. Tekrar Carl'a bakınmaya gidiyorum.
Mais il me semble peu judicieux de foncer sur eux quand ils sont bien plus nombreux que nous.
- Carl, nerelerdeydin?
Carl, où étais-tu bordel?
- Carl. Carl! - Ne?
Quoi?
Tanıştığımızı sanmıyorum. Ben Carl.
Je ne crois pas qu'on se connaisse.
Kaldığın için sağ ol, Carl.
Merci d'être resté.
Şimdiye kadar Carl'ı almışsındır diye düşünmüştüm.
Je pensais que tu aurais ramené Carl ici, maintenant.
Kızı rahat bırak Carl.
Laisse-la, Carl. - Carl
- Carl!
- Carl!
Böyle odun keserek kendini rezil etmeyi bırak.
Je vais essayer de joindre Carl une nouvelle fois. Arrête de hacher ce bout d'bois comme ça.
Hayır, Ben Carl değilim!
Non!
Sen de...
Je suis Carl.
Carl suçlamada bulunmayacağını söyledi.
Carl va pas porter plainte.
Carl, paramı al.
Maintenant, Carl, récupère mon putain de fric.