Deli o traduction Français
1,608 traduction parallèle
O zaman tam bir deli çünkü ben deliyim ve bununla uğraşmak için onun da deli olması lazım.
Alors il est fou à lier... parce que je suis folle à lier et tu dois être fou à lier pour supporter ça Hé, tu es enceinte.
O deli oyun yöneticisi hikâyesini kovalamanı isteyeceğim.
Occupe-toi de cette histoire de quarterback psychopathe.
Red ve ben beraberken mutsuzuz, ve o kaçık piç benim için deli oluyor.
Avec Red, c'est désolant et cet enfoiré est dingue de moi.
Onun ilginç bulduğu yegane insanlar... deli insanlardı, yaşamak için deli olan, konuşmak için deli olan... kurtarılmak için deli olan... aynı anda her şeyi birden arzu eden... asla üşenmeyen, bütün o deli insanlar.
Les seuls gens qui l'intéressaient étaient les fous, ceux qui, en fait, étaient fous de vivre, fous de parler, fous d'être sauvés, désireux de tout à la fois, ne baillant jamais à la vue de tous ces fous.
Herkes babanızın deli olduğunu düşünürken o en önemli matematik buluşlarından birini yapmış demek.
Que pendant qu'on prenait votre père pour un fou, il faisait des maths au plus haut niveau.
Deli o kadın.
Jackson.
Ama deli olmak o kadar da kötü değil.
D'être fou n'est pas si mauvais, c'était peut-être une bonne stratégie.
O kadar parayı geri çevirmek için deli olman gerek.
Il faudrait être fou pour refuser tout cet argent.
O deli bir kadın değil. Sadece çocuğunu kaybetti.
Mais elle est pas folle, Juste elle a perdu le bébé.
Onu, ayaklarına kapanacak hale getireceksin. Sana deli gibi aşık olduğunda Anpara ve ailesine karşı gelecektir. Öyle olacak ki, eğer sen istersen o sana, Anpara'nın kellesini tepside getirecektir.
Amenez-le à lécher vos talons, quand il sera follement amoureux de vous, et se révolteras contre Angara et sa famille, vous lui demanderez la tête..
O deli gidiyordu.
Elle devenait folle.
O deli bir çok şey isteyebilirsiniz ama istiyorum bir iblis olmak asla.
Elle a peut-être des désirs, mais pas d'être avec un démon.
O - O şu anda deli.
Il est hors de lui, en ce moment.
Ben deli miyim, ya da o bizden onları kurtarmak için çalışıyordu?
Je suis folle ou elle a essayé de les sauver?
Ah, o beni deli itici.
Elle me rend folle.
Beni deli ederdi ama o her şekilde sevebileceğin birisiydi.
Il me rendait fou, mais c'était le genre de personne que vous ne pouviez qu'aimer.
Sen rahat olursan, belki ben de rahat olurum. Hem kim bilir? Belki o zaman deli çene olayı biter.
Et si tu te détends, je pourrai moi aussi me détendre, ce qui pourrait donner fin à mes tics de menton.
- Hayır. Sadece erkek arkadaşım güvenliğimi o kadar düşünüyor ki kafama yiyecek bir şeyler düşmesi fikri onu deli etti.
C'est juste que mon petit ami est tellement protecteur de ma sécurité que l'idée que la nourriture me tombe sur la tête le rend dingue
- O dergiler büyükannemi deli eder.
Ces magazines rendent folle Grand-mère
- Abi o deli.
Elle est folle, mec!
Çünkü bunu yapabilecek biri varsa,.. ... o da o sert yaşlı, deli, muhteşem kadındır.
Parce que vous savez quoi, si il ya bien quelqu'un qui peut, c'est cette femme dure, vieille, folle!
O deli.
Elle est folle.
O deli, tamam bak, o dairede yaşaması için başka birini bulmalıyız.
Elle est folle. Donc on doit trouver quelqu'un d'autre pour vivre dans cet appartement.
O bencil, deli
C'est une égoïste et folle...
Benden uzak dur! O bir deli, herkesi öldürüyor!
Il est devenu marteau!
Hey Max, o deli değil, tamam mı?
- Hé! Max, il n'est pas fou, d'accord?
Seth, o deli!
- Seth, il est fou.
O deli.
Bien.
Ben o kadar deli değilim.
Oh mec, je suis pas suicidaire.
Hayır. O diskjokey. Hepsi deli gibi görünür.
C'est le DJ mec, ils ont toujours l'air bizarre.
Evet, mükemmel bir film olsaydı, bütün o deli hareketleri yapan bir maymunları olurdu. Biliyor musunuz?
Dans un super film, ils auraient un singe qui ferait le fou.
Orada karımı aramamı söyleyen o deli kadın vardı ve otoyoldan uzak durması için arabasına binmemeliydi.
Et cette folle qui me disait d'appeler ma femme, et de lui dire de ne surtout pas prendre sa voiture.
O bir deli.
Il est fou.
O, bizden biri! Sen deli misin? !
Il est cinglé.
Ona aldırma şerif, o bir deli tamamıyla deli.
L'écoutez pas, shérif, ce trouduc est débile. Un vrai taré.
- O bir deli!
- Il est cinglé!
O... Jay, o deli.
Elle est folle.
Kerouac'ın betimlediği o atmosferin tam ortasına düştüm. Dünya tümden deli diyordu Kerouac.
Je suis tombé dans l'atmosphère de tout ce que disait Kerouac sur ce monde complètement fou.
O adam bir deli.
Cet homme est fou.
Bu beni deli ediyor ; o yüzden boş ver!
Ça me gonfle, alors arrête!
Hayır, gitmesi gereken sukabağı satan o deli kadın.
Celle qui devrait partir c'est cette espèce de dingue avec ses tartes aux haricots et son pain de singe.
O deli değil. Donald, kendisini dinleyecek birilerine ihtiyacı var.
Donald, elle a besoin qu'on l'écoute.
O herif deli.
Ce type est taré.
O deli değil.
- Elle n'est pas...
- Belki o sahiden deli.
- Il est vraiment taré.
O kadar nazik biri deli gibi davranıyordu.
Lui qui est si gentil.
Hadi o deli kafandan neler geçiyor?
C'est quoi cette idée folle que tu as en tête?
O deli çocuğu koruduğumu mu sanıyorsunuz?
Tu crois que je couvre ce petit con?
Nicky, seni böyle bir şey için rahatsız etmek istemezdim... ama o herifleri bir an önce bulmazsak... o deli bozuk İtalyanlar buraya gelip... Harlem'deki bütün siyahları vuracaklar.
Je ne t'ai jamais dérangé avec ça, mais si on ne les trouve pas vite, les Italiens s'amèneront et se mettront à tirer du côté noir de Harlem.
Deli gibi para harcıyor o.
Il nage dans l'argent.
O ne bir suçlu, ne de bir deli!
Il n'est ni un criminel, ni un fou!