Devam edemem traduction Français
739 traduction parallèle
Hayır, devam edemem.
" Non, je ne peux pas m'en aller.
Devam edemem!
Je ne peux pas! "
Olmadığım biriymiş gibi davranarak yaşamaya devam edemem. Ayrıca artık hizmetkar olarak kalmak istemiyorum, efendim.
Je ne peux continuer cette imposture, et... je ne veux plus être domestique.
Aynı şeyleri sonsuza kadar sevmeye devam edemem.
Je ne peux pas toujours aimer les mêmes choses.
Her neyse, bu şekilde devam edemem.
Je ne peux pas continuer comme ça.
Bu şekilde devam edemem.
Je ne peux pas continuer ainsi.
- Sensiz daha fazla devam edemem.
- Je ne peux plus vivre sans vous.
İyi çocukları böyle öldürmeye devam edemem.
Je n'en peux plus de tous ces morts.
Artık bu sebepsiz kavgaya devam edemem. Bir iş bulmalıyım.
Faut que je trouve quelque chose.
Artık dayanamıyorum. Bu şekilde devam edemem.
Je ne peux plus faire un pas!
Yorgun değilim, ama devam edemem.
Non, je ne veux plus m'en aller.
Onu aramaya devam edemem.
Je dois cesser de la chercher.
Bekleyemeyiz, böyle devam edemem.
Pas le choix. Mais je n'en peux plus.
- Devam edemem.
- Je suis à bout!
Dinle, basketbol maçı eğlenceliydi, ama buna devam edemem.
Le match de basket était amusant, mais ça ne peut pas continuer.
Lütfen bunu daha fazla zorlaştırmayın. Candan ve cömert olmaya çalıştığınızı biliyorum ama burada yaşamaya devam edemem.
J'apprécie votre sollicitude, mais je ne peux plus vivre ici.
Bay Stevenson, artık devam edemem.
M. Stevenson, je ne peux pas continuer.
Devam edemem.
C'est impossible.
Bu şekilde devam edemem, sana anahtarları vermeyecek.
Ça ne peut pas continuer! J'ai pas la clé...
Bu benim için çok zor ve böyle devam edemem.
C'est très pénible pour moi et je ne peux rester comme ça...
İlişkimize bu şekilde devam edemem, Marcel'le evleniyorum.
Je ne puis supporter cette vie, aussi j'épouse Marcel.
Doğru olanımı yapıyorum bilmiyorum... ama böyle devam edemem!
Ai-je raison ou tort, mais je n'en peux plus!
Sirk için çok yaşlıyım. Devam edemem. İstemiyorum.
Je suis trop vieux pour le cirque.
Keşke bir yıl önce veda etmeye geldiğin ana dönseydik. Mutfaktaydık. Neredeyse " Böyle devam edemem.
Il y a un an, le jour des adieux, j'ai failli vous dire :
- Nerede kaldık? - Evet, görevden ayrılma..... nedeni bir bayanla evlenmek için... Çünkü bu durumda..... kurallara göre ordu bünyesinde göreve devam edemem.
Oui, j'aspire à prendre pour épouse une dame dont la situation familiale est incompatible avec les termes du règlement.
Bu şekilde seninle yaşamaya devam edemem.
- On ne peut plus vivre comme ça.
Sizinle takılmaya devam edemem.
Je ne dois plus vous fréquenter.
Ona bütün bu yalanları söylemeye devam edemem.
Je n'arrive plus à lui mentir tout le temps!
Bu günlüğü yazmaya devam edemem.
Je n'arrive plus à écrire.
Sana olan sevgim bitmiş değil, fakat bu şekilde devam edemem.
Je t'aime toujours. Mais je n'en peux plus.
Böyle devam edemem. Neden sadece Helen'ı aramıyorum ki?
Je ne peux plus me torturer comme ça
Bu şekilde devam edemem!
Je n'en peux plus.
Devam edemem. Kıpırdayamıyorum.
Je n'en peux plus, je m'arrête.
Onu kurtarmak için yalan söylemeye devam edemem.
- Je ne peux mentir pour lui.
Öldürüp saklanmaya devam edemem.
tuer, se cacher...
Buna devam edemem, Ally.
Je ne peux pas faire ça.
Elimde tek makineliyle Love Birliği'nin işini yaparak devam edemem.
On n'a qu'une seule mitrailleuse.
İham geldi, böyle devam edemem.
Je suis inspiré, je n'y tiens plus.
Böyle devam edemem.
J'en ai assez de cette vie! C'est mon tour.
- Ayak bileğim, devam edemem.
- Ma cheville, je ne peux pas continuer.
Açıklayamam. Sadece, çok mutsuzum. Daha fazla bu şekilde devam edemem.
Oh, je ne peux pas t'expliquer mais je suis trop malheureuse pour continuer comme ça.
- Sana Doktor Shannon demeye devam edemem.
"Shannon" suffira.
Bayan Simpson, öyle yaparsanız dikte etmeye devam edemem.
Mlle Simpson, comment puis-je dicter si vous...
Bu şekilde devam edemem.
Cette histoire est ridicule.
Daha fazla devam edemem.
Je ne peux plus continuer.
Gitmeliyim. Bütün gün burada durup insanlarla gevezelik edemem. Gevezelik, gevezelik, gevezelik insanların işlerine devam etmesi için bir şans tanıtacağım, ve alacaklar.
Bon, je ne vais pas bavarder comme certains... qui sautent sur l'occasion de parler des autres.
Margaret'dan haberi yokken böyle devam edemem.
Je peux pas continuer comme ça sans lui parler de Margaret.
Daha fazla devam edemem.
Je ne puis continuer plus longtemps.
Hasta mı? " diye fısıldarken, tımarhanedeki bir deli gibi yaşamaya devam edemem.
Une histoire absurde et triste, comme tant d'autres.
Böyle devam edemem.
Ça ne peut pas continuer.
Devam edemem, Albay.
Je n'en peux plus.
edemem 93
devam 340
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edelim mi 59
devam edin 1943
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59
devam 340
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edelim mi 59
devam edin 1943
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59