Devam etmeliyiz traduction Français
1,145 traduction parallèle
Belki de bu tartışmaya önümüzdeki hafta devam etmeliyiz.
Nous continuerons la semaine prochaine.
Haklı, bu her zaman olduğu gibi devam etmeliyiz.
Elle a raison. Il faut agir comme d'habitude.
Belki de buna sabah devam etmeliyiz.
Peut-être devrions-nous continuer demain matin?
Devam etmeliyiz. Çiftleşme döneminde oldukları için tehlikeli olabilirler.
Allons-y, c'est la saison des amours et ils sont plutôt hostiles.
Adamı aramaya devam etmeliyiz.
On va continuer à le chercher.
Şimdi bir asker olarak devam etmeliyiz.
On doit continuer... en tant que soldats.
Ve devam etmeliyiz.
Il faut continuer.
Maalesef haklısın. Yine de denemeye devam etmeliyiz.
Mais nous devons poursuivre nos efforts.
Derhal görüşmelere devam etmeliyiz. Yakaladığımız bu hızı kaybetme riskini göze alamayız.
Nous devons reprendre les négociations immédiatement, ou nous risquons de perdre les bases déjà acquises.
Devam etmeliyiz. Toral güç alanını aşmayı başaracaktır.
Toral arrivera à traverser le champ de force.
Hayır. Devam etmeliyiz.
- Il faut avancer.
Hayır. Devam etmeliyiz.
Nous devons continuer.
Geriye doğru çalışan bir labirent turu gibi görünüyor. Sona ulaşana kadar bu işe devam etmeliyiz.
On a l'impression de remonter un labyrinthe en sens inverse.
Devam etmeliyiz!
Il faut continuer.
- Bence onların bir taraflarını tekmelemeye devam etmeliyiz efendim.
Qu'on continue à déchirer, sir!
Başka bir zaman devam etmeliyiz.
Nous devons reporter la lecon a plus tard.
Belki devam etmeliyiz.
On devrait continuer.
Devam etmeliyiz
Nous devons y aller.
Devam etmeliyiz.
Il faut y aller.
Devam etmeliyiz. Tekrarlıyorum, tamam mısınız?
Je répète, est-ce qu'on peut y aller?
Bu denetimlere devam etmeliyiz. Böylece hastahanenin gerçek durumunu anlayabiliriz.
Il faut tenir bon et continuer ces visites surprises jusqu'à ce que la vérité jaillisse de tout l'hôpital.
- Vibratör! - Beraber devam etmeliyiz.
J'ai plus que toi, Stan.
Bu konuşmaya belirlenmiş bir... mola saatinde devam etmeliyiz.
Continuons cette conversation pendant une période de pause.
Sonra açıklayacağım. Yürümeye devam etmeliyiz.
- Je vous expliquerai plus tard.
Nasıl.. devam etmeliyiz?
Que dois-je faire?
Eğer onu kurtarmak istiyorsanız hemen devam etmeliyiz.
Nous devons agir immédiatement.
Aramaya devam etmeliyiz.
Continuons à chercher.
Bence denemeye devam etmeliyiz.
On doit continuer â essayer.
- Hayır, hayır, hayır. Devam etmeliyiz.
Non, non, faut continuer.
Hareket etmeye devam etmeliyiz.
Il faut qu'on avance.
O göçüp gitti ama bizler devam etmeliyiz!
Il est décédé, mais on doit tenir le coup!
Hareket etmeye devam etmeliyiz.
Il faut qu'on avance. Allez!
- Boşanmak istemiyorum, Gail, ama, um, hayatımızda bazı değişiklikler yapıp devam etmeliyiz. Böyle yaşamak ikimize de acıdan başka birşey vermiyor.
Je ne veux pas divorcer... mais il faut que ça change... parce que cette situation est en train de nous détruire.
Kabullenmeyi öğrenip hayatımıza devam etmeliyiz.
Acceptons-le et avançons, d'accord?
Bilemiyorum. Belki de bakmaya devam etmeliyiz.
On peut toujours continuer à chercher.
Bunu halledip devam etmeliyiz.
On gère et on tourne la page.
Bu konuda ben de mutlu degilim ama Ross mutlu oldugunu söylüyorsa duygularimizi kendimize saklamaya devam etmeliyiz.
Ça me plaît pas non plus, mais si Ross est heureux... nous devons garder notre opinion sur Emily.
Devam etmeliyiz. Bayiye dönemeyiz. Plânımız buydu.
Il faut continuer jusqu'au garage, comme convenu.
bunu kabul etmeliyiz... ve hayatımıza devam etmeliyiz.
On doit accepter ça... et reprendre le cours de notre vie.
Çok gecikme, yola devam etmeliyiz.
Reviens vite, on doit reprendre la route. Stuart!
Bu yüzden daha fazla bakmaya devam etmeliyiz.
C'est pourquoi nous devons continuer à chercher.
Aramaya devam etmeliyiz.
Il faut continuer à chercher!
- Evet, fakat denemeye devam etmeliyiz.
Mais il faut essayer.
- Evet, denemeye devam etmeliyiz.
Il faut continuer à essayer.
Kaderimizde hayatlarımızın birbirine geçmesi olduğunu biliyorum ama... - Hayatlarımıza devam etmeliyiz.
Nos vies sont destinées à être mêlées, mais... ll faut aller de l'avant.
Demek istediğim gerçekten devam etmeliyiz yeni insanlarla tanışmalıyız ve yeni ilişkilerimiz olmalı.
Je veux dire... nous devons tourner la page, rencontrer d'autres gens, vivre d'autres histoires.
Bunu kabullenmeli ve hayatımıza devam etmeliyiz.
Il faut l'accepter et passer à autre chose.
Ne var biliyor musun? Devam etmeliyiz.
Ecoutez, faut qu'on avance.
Ama denemeye devam etmeliyiz.
Mais on ne désespère pas.
Devam etmeliyiz.
Nous devrions y aller.
- Devam etmeliyiz.
Il faut continuer.
devam 340
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edelim mi 59
devam edin 1943
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17
devam et 5157
devam ediyorum 40
devam ediyor 34
devam edecek 39
devam edelim mi 59
devam edin 1943
devam edebilirsin 25
devam edeyim mi 59
devam edemiyorum 17