Değişiyor traduction Français
2,194 traduction parallèle
Rei gerçekten değişiyor ha.
Rei a changée, non?
O değişiyor mu?
Elle a changé?
Kızın, değişiyor mu?
Votre fille, elle a changé?
Herhangi bir nesneyi alıyorlar bir müzeye koyuyorlar ve insanların ona bakışı değişiyor.
On prend un objet quelconque, on le met dans un musée et le regard des gens change.
Çocuklarla büyümeden ne kadar vakit geçirebiliyorsan geçir. Çünkü zamanla her şey değişiyor.
Passe le plus de temps possible avec eux parce que tout passe.
Şeklin değişiyor. Ne dediğin anlaşılmıyor.
Regarde, la transfiguration t'empêche de parler.
İşler değişiyor.
Trafic de C.
Hayat çok değişiyor.
Des vies vont changer.
Yemekte bir şey söylüyor, sonra da yatak odasına gittiğinde olay tamamen değişiyor.
Il promet beaucoup, mais une fois au lit, c'est une autre histoire.
Ama sizin, hepinizin sayesinde, bu haber değişiyor.
Mais grâce à vous tous, ce message change.
Altı saatte bir değişiyor.
Ils le changent toutes les six heures.
Her şey değişiyor. Her şey değişiyor ama bu hala değişmedi.
Tout change, mais ça, c'est resté intact.
Ayrıca Edinburgh'ta değişiyor. İnsanlar değişiyor.
Et Edimbourg a changé, les gens changent.
herşey.. değişiyor
Absolument tout... change. J'arrive pas à pécho
Dünya değişiyor.
Le monde change.
Evlenince işler değişiyor.
C'est différent quand on est marié.
Bazı şeyler değişiyor, değil mi?
Les choses changent.
Lütfen, o aptal liste hep değişiyor.
Cette liste change tout le temps.
Aynen, her şey değişiyor.
Les temps changent!
Vardiyam devamlı değişiyor.
Je ne travaille jamais aux mêmes heures.
- Okul değişiyor.
De te changer d'école.
İşin içinde çocuk olunca değişiyor.
Pour lui, c'est différent.
Hepsi değişiyor mu?
Ils se transforment?
Peki orada kimsin? Değişiyor.
Es-tu dedans? Ca dépend.
İşler değişiyor.
Le changement est là.
Dünya burnumuzun dibinde değişiyor.
Le monde change autour de nous.
Okuduğun makaleye göre değişiyor.. O ya masum kurban ya da hepsinin sebebi.
Selon les articles, c'est soit la victime innocente, soit la cause de tout.
Polis teşkilatı değişiyor, kadın sayısı artarak egemen oluyor.
La police évolue, les femmes prendront de l'importance.
Patatesin türüne göre değişiyor.
Ça dépend des pommes de terre.
Fark ettim ki yerçekimi insanlara göre değişiyor.
J'ai compris que la gravité était une chose différente pour chacun.
Büyüsün ve sağlıklı olsun diye başka biri için yemeğe başladığında, yemek ile arandaki ilişki tamamen değişiyor.
Quand tu manges pour un autre, pour qu'il grandisse et soit en bonne santé, ta relation avec la nourriture change.
12 saniyede bir renkler değişiyor.
La couleur change toutes les 12 secondes.
Dünya hızla değişiyor, ayak uydurmalıyız.
Le monde change, et on suit.
Devir değişiyor.
Les temps changent.
Demek ki gördüğümüz gelecek değişiyor.
Le futur qu'on a vu change.
Herşey değişiyor canım.
- Les choses changent et les gens osent.
Fakat senin de söylediğin gibi, herşey değişiyor.
Mais vous l'avez dit, les choses changent et les gens osent.
Her şey değişiyor.
Tout change.
İşler değişiyor, tatlım.
Les choses bougent.
Pekala, eğer cinsiyeti değiştirirsek ne değişiyor?
Si on modifie le sexe du profil, qu'est-ce qui change?
Bak, ne zaman yüksek mertebe bir pozisyona gelsem içimde bir şeyler değişiyor.
Dès que je suis en position de pouvoir, quelque chose change en moi.
Normal bir insan işe giderken günde 25 km yol kat ediyor. Ama trafik yüzünden varış süresi istikamete göre değişiyor.
Des trajets quotidiens en moyenne de 25 km l'aller, mais la variance du temps du trajet est énorme, à cause du trafic routier.
İşler yolunda gidince tabiatı değişiyor.
Quand tout va bien, il change de caractère.
"Kanser oldum" diyorsun ve tüm dünyam değişiyor.
Tu nous dis : "J'ai un cancer", et tout mon monde bascule.
- Kutu değişiyor!
- Je change la boite.
1200 YTL ve 5000 YTL arasında değişiyor beyefendi.
Entre 1200 et 5000 livres.
Değişiyor.
Il change.
Şartlar değişiyor.
Les temps changent.
değişiyor musun?
Changer de peau?
- Düşüncelerim değişiyor!
- Mon esprit change!
Chuck değişiyor.
Il change.