Dimi traduction Français
899 traduction parallèle
- Çok isterdin dimi?
Cela te conviendrait, avoue?
Herşeyin kontrolün altına olduğunu sanıyordun dimi?
Tu pensais avoir tout résolu.
Çok komik dimi?
C'est amusant! Vous ne trouvez pas?
- Birlikte antreman yapabiliriz. Dimi hayatım?
Ne serait-ce pas divin?
Biz de kaza yapıyorduk dimi? Benim hatam değildi.
Et bien, nous semblons être sujette aux accidents, n'est-ce pas?
İznimi tanıdimi kenin verin.
Nous-mêmes moi de prémettre mon corps.
İki tane demiştin dimi?
Vous en voulez deux?
Sanırım siz Bay Sullivan olmalısın dimi?
C'est vous, M. Sullivan?
- Arabayı ikisi kullanıyodu dimi? - Evet.
Deux des bandits sont venus en voiture.
Ada fazla uzakta değildir dimi?
Maggie dort encore. On est plus très loin de l'île?
En az bir hafta görev yoktu dimi?
Pas de mission pendant au moins une semaine.
Bu dümen bana Sacramento dümenini hatırlattı dimi?
On dirait le Coup de Sacramento. C'est ça?
Bunu açıklaması hiç kolay olmaz dimi?
Ce serait dur à justifier, hein?
Herhalde beni hatırlamıyorsundur dimi, Crowe?
J'imagine que tu me reconnais pas.
Evet fakat Alice eve gelecek, tamam mı, unutmazsın dimi?
Oui, mais Alice rentre chez elle saine et sauve.
Gerçekten Koreli bir aileye sponsorluk yapmıyoruz dimi, Peg?
Eh bien si c'est un synonyme de "patriote", c'est ce que je suis.
- Hasta değilsin dimi?
Tu n'es pas malade?
Yasadışı bir şey değil dimi?
Ce n'est pas illégal, n'est-ce pas?
Bunu ödeyecek paran var dimi?
T'as pas de quoi payer?
Vic'in kızı Audry'i tanıyorsun dimi?
La fille de Vic.
- Onu görmeye gittiğimi söyledi, dimi? - Hayır.
- Il a dit que j'étais allé le voir?
Cidden daha genç hissediyorsun dimi?
Vous vous sentez bien rajeuni, on dirait!
O şeyden daha fazlasını arıyordun dimi? Evet.
Tu es venu en rechercher, pas vrai?
Kibritle oynamayı seviyordunuz, Dimi?
Vous aimiez jouer avec des allumettes, n'est-ce pas?
- Deli olduğumu düşünüyorsun dimi?
- Vous pensez que je suis devenu fou?
Birkaç tanesi ile kapışırdın dimi?
Trois à la fois?
1234 ü aradığının farkındasın dimi?
- Pourquoi? - C'est un code. - Quel code?
- Kafasında kask yok dimi?
- L'eau chaude, c'est pas lui.
Bunu dedin dimi?
C'est ce que vous avez dit?
KArım ve ben ingilizleri severiz.dimi tatlım?
Ma femme et moi adorons les Anglais, n'est-ce pas?
Woodbridge di dimi?
Woodbridge, c'est bien ça?
Kanı emilmiş dimi
- Elle a perdu beaucoup de sang?
- Propan, makina parçaları falan bende gelebilirim dimi baba - tamam, debriyaj, vites.
Les affaires reprennent. Embraye!
bizi yolcu etmeye gelirsin dimi.
On veut que ce soit toi qui veilles sur nous.
"tozlu eski bir gümüş gitar.." dimi?
"Cette vieille guitare poussiéreuse en argent...", n'est-ce pas?
Cha-Cha, dimi?
Hein?
Grathios? Eminsin dimi onun dağdaki açıklıktaki tuzağa yakalanacağından?
Grathios, tu es sûr qu'elle est coincée dans la montagne?
Bu operasyondan korkuyordun dimi?
Cette opération t'a stressée?
Bunun hakkında duydun dimi?
Tu en as entendu parler?
- Onu kaçıracaktın dimi?
Vous vouliez partir seul avec elle, n'est-ce pas?
- Oldukça iyi dimi?
- C'est bon?
Hey! Mükemmeldim yada mükemmeldim dimi?
J'étais génial, ou pas?
Sendin, dimi?
Attention.
Evet, ama çok tatlıydı dimi.
La prochaine fois qu'elle a une de ces réunions de femmes dans sa maison, tu arrives, tu dis :
Sen söyledin, öyle dimi?
Bien joué, maman!
Böylece Alaskalılar'ın doğaya dönebilecekleri bir yerleri olur, dimi?
Une réserve animale?
Hiç fena değil dimi.
Pas mal, hein?
Kesinlikle haklısın dimi.
Dis plutôt que tu fais semblant.
Fena değil dimi?
Pigé?
Eğlenceli dimi? Demek oyun oynamayı seviyorsun?
Tu aimes ce jeu?
Protodevilnler de insan değil, dimi?
Alors si on peut affecter les fleurs, nous devrions être capable d'affecter les Protodeviln.