Dokunmayın traduction Français
1,260 traduction parallèle
Bana dokunmayın. Bana dokunmayın dedim.
Ne me touchey pas.
Tekrarlıyorum - kırmızı şekerlemeye dokunmayın.
Je répète : attention à la réglisse rouge!
Hayır, dokunmayın.
Pas touche!
- Dokunmayın. - Ne oldu?
Ne le touche pas!
Hayır, Efendim, Lütfen ona dokunmayın.
Non, je vous en prie, ne touchez à rien.
Dokunmayın bana!
Ne me touchez pas!
Dokunmayın!
N'y touchez pas!
Ona dokunmayın.
Ne le touchez pas!
- Hey, ona dokunmayın.
- Ne touchez pas!
Dokunmayın bana, ben kralım.
Ne me touchez pas! Je suis le roi!
Babama dokunmayın.
Ne le touchez pas!
Ona dokunmayın!
Pas Henri. Je ne veux pas qu'on le touche!
Hiç bir şeye dokunmayın!
Touchez à rien!
Hiçbir şeye dokunmayın.
Mais ne touchez à rien.
Harpsikorda dokunmayın!
N'y touchez pas.
Ona dokunmayın!
Ne la touchez pas!
Heyecanlanmamalılar. Hiçbir şeye dokunmayın!
Ne les excitez pas et ne touchez à rien!
- Kıpırdamayın, olduğunuz yerde kalın, sakın hiçbir şeye dokunmayın!
- Je suis prêt à tuer.
Kimse kıpırdamasın, hiçbir şeye dokunmayın, kıpırdamazsanız size bir şey olmaz!
Couchez-vous et personne ne sera blessé.
Sakın ona dokunmayın.
Ne touchez pas à ça.
Dokunmayın onlara.
Ne leur faites pas de mal!
Hiçbir şeye dokunmayın.
Ne touchez à rien.
Mor olanlara dokunmayın. Onlar zehirli.
Les pourpres sont empoisonnées.
Ne yaparsanız, yapın, o şeye asla dokunmayın.
Surtout, n'y touchez pas.
Lütfen ona dokunmayın.
Ne le touchez pas.
Bir şeye dokunmayın.
En attendant, surtout ne touchez à rien!
Ve pantolonuma dokunmayın.
Touchez pas à ce falzar.
Kartlar dağıtılırken kartlara dokunmayın.
[uncut] Ne touche pas les cartes quand quelqu'un distribue.
Jimmy'e dokunmayın!
Ne touchez pas Jimmy!
Sakın dokunmayın...
N'y touche pas.
- Hiçbir şeye dokunmayın.
- Ne touchez à rien.
- Efendimiz, bana dokunmayın ben bilmiyorum.
- Je ne sais pas en jouer.
- Aman Tanrım! Kameraya dokunmayın.
- Jonas, suis-moi.
Hiçbir şeye dokunmayın! Hiçbir şeye dokunmayın!
Ne regardez pas!
Yüzüne ve kafasına dokunmayın.
Laissez son visage et sa tête intacts.
"Ona dokunmayın ve mutfağımdan defolun."
"Pas touche! Dégage de ma cuisine."
Onlara dokunmayın.
Ne les touchez pas.
Benden uzak durun! Dokunmayın! Çekin ruhlarınızı üzerimden!
Ne m'approchez pas avec vos âmes toutes gluantes!
Ona dokunmayın!
N'enlevez pas ça!
Hiçbir şeye dokunmayın!
Ne touchez à rien.
Lütfen bir şeye dokunmayın!
Ne touchez à rien.
Dokunmayın ona!
On avait dit tous les chefs.
Ona dokunmayın!
La touche pas!
Ona dokunmayın!
Non, la touche pas!
Stallone öldüğünden beri O Miguel için çok üzülüyordu. Ölüm Tehlikesi dokunmayın
Depuis la mort de Stallone, elle avait pitié de Miguel.
Lütfen dokunmayın.
Attention!
Ona dokunmayın, o olmaz!
Pas elle, non.
- Dokunmayın ona.
Ne le touchez pas!
O zamandan beri hep istemişimdir, onlara ulaşmayı ve dokunmayı.
Depuis, je n'ai qu'une envie : Les toucher.
Gözlerime dokunmayın!
Non, pas mon œil.
Ona sakın dokunmayın.
Ne fixez pas ses yeux, ne le touchez pas.
dokunmayın bana 39
dokunmayın ona 24
dokunma 267
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokundu 21
dokun ona 21
dokunmayın ona 24
dokunma 267
dokun 68
dokunmak yok 20
dokunma bana 367
dokun bana 58
dokunma ona 165
dokundu 21
dokun ona 21