Düşündük ki traduction Français
336 traduction parallèle
- Söyledi, ama biz düşündük ki...
- Il l'a dit, mais nous pensions...
Ve biz de düşündük ki, Addie'nin Kaliforniya'da yaşamasından dolayı...
Nous avons pensé... puisqu'Addie vit en Californie...
Düşündük ki şerif ofisinde yer aldığımız sürece, doğal olarak birşeyler yapabilme hakkımız var.
On a un bureau de shérif, c'est pour qu'il serve à quelque chose. - Écoutez.
- Bayan, biz düşündük ki...
- Madame, on voudrait en appeler à... - Quoi?
Düşündük ki...
Nous espérions...
- Böyle mi oldu? - Şey, biz. İkimiz de düşündük ki...
Nous avons tous deux...
Ve düşündük ki şampiyonluk unvanını 6 ya da daha fazla ay kadar elimizde tutarsak, para kazanabiliriz.
Si on garde le titre six mois, on peut se faire du fric facile.
- Düşündük ki, çıkarsa...
- On espérait que...
Onun yerine konuştuk ve düşündük ki, yapabileceğimiz en iyi şey sana iyi maaşlı, süresiz bir iş vermek.
On en a parlé et décidé que la meilleure chose à faire est de t'assurer un bon travail avec une bonne paie aussi longtemps que tu le veux.
- Acı çekecek. - Gooper'la düşündük ki...
Quant à la douleur...
- Teğmen, Düşündük ki...
- Lieutenant, on pensait...
- Düşündük ki, ilişkilerinizi kullanarak...
- Et avec vos relations...
- Efendim, biz düşündük ki...
Eh bien, je... Enfin, Louise et moi...
Affınıza sığınarak, efendim ama onları aşağıda parmaklarıyla çalışırken görünce yani, biz düşündük ki... yani, arkadaşlar ve ben düşündük ki bir koşu yanlarına gidip... yani onlara yardım edebiliriz, efendim.
Veuillez m'excuser, monsieur, mais les voir là-bas, travailler si durement, eh bien, on a pensé, les camarades et moi-même, que nous pourrions y aller et les aider un peu, monsieur.
Düşündük ki daireyi kaybetmemek için tek yol...
C'est la seule façon de garder l'appartement.
Geçiyorduk ve düşündük ki, "Joseph bize bir içki verebilir!"
- On passait et on s'est dit que vous nous offririez un verre..
Düşündük ki onu bulmamızı siz sağlayabilirsiniz.
Vous pouvez la retrouver.
düşündük ki sen mağazada çalışmaya devam edersin ve gece okuluna gidersin.
On s'est dit que tu pourrais continuer à travailler au bazar, et que tu prendrais des cours du soir.
O dönemi göz önüne alarak, düşündük ki, telefon...
Etant donné l'époque, nous avions pensés que le téléphone...
O zaman düşündük ki yani düşündüm ki, böylesi daha iyi.
Alors nous avons pensé... enfin j'ai pensé, que ça serait plus commode.
Düşündük ki, belki sen, ondan bundan hakarete uğramış olabilirsin.
On a pensé que tu t'étais peut-être... vexé d'une chose ou d'une autre.
Sen onu iyi tanıdığın için, düşündük ki belki sana neyin yalan neyin doğru olduğunu söylemiştir.
Comme tu le connais bien, il aurait pu te dire ce qui est vrai et ce qui est faux.
Düşündük ki, okyanus biz uyurken "ziyaretçi" lerimizi bizden aldığına göre onu uyanıkkenki düşüncelerimize nakletmeye çalışabiliriz.
Nous avons pensé que du moment que l'Océan tire de nous ses visiteurs pendant que nous dormons, peut-être serait-il intéressant de lui communiquer nos pensées de la journée?
Düşündük ki, sizin ikiniz Stepford'ın en yenileri olmanızdan dolayı şunu anlamanız önemli.
On s'est dit qu'il fallait que vous le compreniez car vous venez d'arriver.
Düşündük ki bu Carrie için iyi bir şey olabilir insanların arasına katılıp karışması...
Ce serait bien pour elle de faire certains trucs, de voir des gens...
Böyle olsun istemedik. Biz sadece düşündük ki sen- -
Nous voulions seulement que vous...
Norman ve ben düşündük ki, eğer Walter bu kadar uzun yaşadıysa... bundan sonra da yaşamasına izin vermeliyiz.
Norman et moi on a pensé que si Walter avait vécu aussi longtemps, on devait le laisser vivre.
- Düşündük ki birini kafana takabilirsin.
- Je pensais que ça t'irait bien.
Gizli, biliyorum aptalca ama düşündük ki kimsenin haberi olmazsa...
Top secret ça doit rester secret.
Clive ve ben Sevgililer Günü olduğu için düşündük ki...
Nous nous étions dit, pour la St. Valentin...
Bunu seyreden milyonlarca insan var, biz de düşündük ki belki...
Des millions de gens le regardent, et on s'est dit que peut-être...
Öğretmenler ve yönetim olarak düşündük ki...
Les professeurs ainsi que l'administration, avons pensé :
Ben ve Huck düşündük ki balonu indirmeli ve Becky'i bırakmalıyız.
Donc moi et Huck pensions on devrait se poser et laisser Becky partir.
Düşündük ki, başka bir Melmac'liye ulaşırsak ve ALF kendi gezegenindeki son kişi olmadığını bilirse yüzü biraz güler değil mi?
Très attentivement. Je vais chercher l'aspirateur. Je sais que Rhonda te manque et que tu as le mal du pays, et quand on est malade, on n'est plus soi-même.
Melchy meteliğe kurşun atıyormuş, düşündük ki, sen hayli varlıklı olduğun için...
Merci Majesté. Melchy n'a pas un fifrelin et tu es fabuleusement riche alors tu paieras sa part aussi.
Düşündük ki, burada bakıp beslemeniz gereken çok fazla çocuk var.
Vous avez beaucoup d'enfants à nourrir et à entretenir.
Kocam ve ben ustabaşının genç yardımcısının baharda işi bırakmasına karar verdik. Düşündük ki belki Pelle onun yerine geçmek ister.
Le commis s'en va au printemps prochain - alors cela intéresse-t-il elle?
Ve sonra düşündük ki, "neden bir sürprizimiz daha olmasın?"
Et puis on s'est dit : "Pourquoi pas une de plus?"
Düşündük ki eğer kazanırsak, evlenebiliriz.
On a décidé que si on gagnait, on se marierait.
- Biz de düşündük ki...
- Nous croyions que c'était...
Mark, açıkcası, düşündük ki... bir psikiyatriste görünsen senin için iyi olur.
Mark, nous avons pensé... que tu devrais aller voir un psychanalyste.
Düşündük ki... Chisum bize para verme zahmetine girmediğine göre... ona yardımcı olup birkaç ineğini alabilirdik.
On se disait que puisque Chisum avait eu du mal pour nous payer, on pouvait tout aussi bien se régler avec ses vaches.
biz de düşündük ki... neyse işte! "Bambu çalgısı."
On s'est dit, pourquoi pas des kazoos.
Biz de düşündük ki belki sen bize o istediğimiz şeyi yapacak kişiyi bulmamız için yardım edebilirsin.
On se demandait si vous pouviez pas nous aider à trouver quelqu'un qui pourrait nous aider à construire un truc?
Düşündük ki- -
On n'arrivait pas à te joindre...
Düşündük ki, eğer o bizimle olursa, bizimle işbirliği yapmaya biraz daha hevesli olursunuz.
Nous avons pensé que vous seriez plus coopératif si elle était avec nous.
Patronunun işini devralmak için eline fırsat geçti ama paraya ihtiyacı vardı, ve düşündük ki...
Il est électricien et il pourrait racheter l'entreprise de son patron. Mais il faut des sous, alors on a pensé...
Biz de düşündük ki...
- Je n'ai vu personne.
Düşündük ki...
On a pensé...
Biz yalnızca düşündük ki, eğer o uyandığında burada olmazsan çok daha iyi olacak.
on pense que ça serait mieux si tu n'étais pas là quand il se réveillera.
Biz düşündük ki, Hole Gölü'nde bir iki turna balığı yakalamak için kurulabiliriz.
Vous allez à la pêche?