Dışarı çık traduction Français
15,249 traduction parallèle
- Hayır, dışarı çık. - Anne!
Ne discute pas.
Los Angeles eyaleti sağlık görevlileri Los Angeles sakinlerinin dışarı çıkmamasını öneriyor.
Le département de sécurité conseille aux Angelenos de rester à l'intérieur.
Dışarı çık.
OK, sortez.
Dışarı çıkın.
Allez, sortez d'ici.
Dışarı çık.
Tu peux sortir.
Alison o kadar utanmış halde ki şu aralar sadece kilise için dışarı çıkıyor.
Alison est tellement embarrassée qu'elle ne quitte plus sa maison sauf pour aller à l'Eglise.
Dışarı çıkıp kaçağını araman gerekmiyor mu?
Vous ne devriez pas être dehors, à chercher votre fuyarde?
Gretchen gecenin bir yarısı gizlice dışarı çıkıyor sürekli.
Gretchen continue de sortir au milieu de la nuit.
Pekâlâ İngilizler cildinizi örtün madem, dışarı çıkıyoruz.
Okay, anglais. Couvrez votre peau.
Lütfen dışarı çık.
Sortez de là.
Brian, derhâl dışarı çık. Michael Myers'a karşı nöbet tut.
Brian, va dehors, protège-nous de Michael Myers.
Nasıl daha çabuk dışarı çıkılır.
Sortir rapidement.
Şimdi dışarı çık.
Maintenant sors d'ici
Dışarı çıkıp seveceğin birini bul.
Sors et va trouver quelqu'un à aimer.
- Biz dışarı çıkıyoruz. - Tamam.
On va s'en aller.
20'li yaşlardaki kızlarla dışarı çıkacağım. Eminim bunun yardımı olur.
Je vais sortir avec des filles de 20 ans, ça va sûrement m'aider.
Dışarı çık.
- Sors.
- Dışarı çık!
Sors!
- Ameliyathaneye götürelim. - Hepiniz dışarı çıkın.
- montons la en salle d'opération - tout le monde dehors maintenant
- Sorun değil dışarı çıkıyordum ben de.
- Peu importe, je sortais.
Biz... Biz... Dışarı çıkıyoruz.
On va s'en aller.
Binanın arkasından da dışarı çıkılabiliyor.
Vous pouvez sortir par l'arrière du bâtiment.
- Dışarı çıkın. İkiniz de.
- Sortez d'ici, vous deux.
Dışarı çık seni velet!
Sors de là, morveux!
Hemen dışarı çık!
Sors de là tout de suite!
Dışarı çık Wilson.
Wilson, vas-y.
Severide, Otis, dışarı çıkın.
Severide, Otis, sortez!
Hadi dışarı çıkıp temiz hava alalım.
Sortons prendre l'air.
Ve yangında sen içerideyken çatı yıkıldı zaman önemli olan senin canlı olarak dışarı çıkmandı.
Puis le feu, quand le toit s'est effondré et que tu étais à l'intérieur... Tout ce qui compte c'est que tu sois ressortie vivante.
Biz dışarı çıkıyoruz.
- On sort. - Oui, on sort.
Şimdi dışarı çıkıp Doğal Hayatı Koruma Servisini çağırabilir miyiz?
Peut on y aller maintenant et prévenir la SPA?
Öylece dışarı çıkıp... -... soygun yapmaya başlayamazsın.
- Tu trouveras pas de petits boulots.
Neden dışarı çıkıp çalamaz?
Pourquoi je ne peux pas aller jouer dehors?
Dışarı çıkın!
Sortez!
Oradan dışarı çıkın!
Sortez de là!
Dışarı çıkın, etrafınız sarıldı!
Sortez, vous êtes cernés!
Dışarı çıktık.
On est sortis ensemble.
İki bekar kız, çiçekli koca broşlardan takarız dışarı çıkıp aptalca eğleniriz.
Deux filles célibataire, nous pouvons nous acheter ces corsets géants y aller et s'amuser.
Eğer bir şeyler eksikse dışarı çıkıp onu arıyoruz.
S'il nous manque quelque chose, on sort le chercher.
Dışarı çık.
Sors.
Papaz yardım etmek için dışarıya koşmuş. Ne yazık ki, o gelmeden olan olmuş.
Le prêtre est sorti de l'église pour l'aider, mais c'était trop tard.
Çık dışarı!
Dehors!
- Çık dışarı.
Dehors.
Çünkü dünya bir bok çukuru ve sizi dışarıya çıkaracak tek balık da aileniz.
Le monde est merdique, et les seuls qui vous empêcheront de sombrer c'est votre famille.
Kimin için çalışıyorsun? Çık dışarı!
Pour qui travaillez-vous?
Dışarı mı çıkıyoruz?
Nous sortons?
Çık dışarı! Çık!
Dehors!
Hadi zincirleri kırdın diyelim, dışarı nasıl çıkacaksın?
Même si tu casses les chaînes, comment tu crois que tu vas sortir d'ici?
Buradan dışarıya çıkıyoruz, tamam mı?
On se barre d'ici.
- Şimdi çık dışarı.
- Maintenant, sors.
Çık dışarı.
Sors.