English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Français / [ E ] / Eminim

Eminim traduction Français

52,086 traduction parallèle
Oldukça eminim.
- Plutôt, oui.
Eminim sorun etmez.
Je suis sûr qu'elle le prendra bien.
- Iyi oldugundan eminim.
- Je pense que oui.
Evet. Eminim bir süre sonra sikiyordur ama kendi adima, tek basima kalmayali öyle uzun zaman oldu ki.
Ça doit finir par être gonflant, mais moi, ça fait si longtemps que j'ai pas été seule.
Bundan eminim.
De ça, je suis sûr.
Pekala, eminim onlarında bir hikayesi vardır, ancak duymaya istekli değilim.
Je suis sûr qu'il a une histoire aussi, que je ne veux pas entendre.
Eminim bir meslektaşımın tutuklanması beni ne kadar huzursuz etti, anlıyorsunuzdur. Elbette.
Vous comprenez sûrement à quel point j'ai été déconcertée de voir un de mes collègues être arrêté.
Eminim ayarlayabiliriz.
Je suis sûr qu'on peut arranger ça.
Eminim seni çok seviyordu.
Je suis sûre qu'elle t'aimait énormément.
Eminim bu çocukların bazıları zorbalarla eskiden yakın arkadaştı. Doğru.
Je parie que certains de ces gamins étaient amis avec ceux qui les brutalisent au collège et au lycée.
Amerikalı olduğunuza eminim.
Je vous jure, vous les Américains,
Geleceğinden eminim.
J'en suis sûre.
Ölmekten de, buna eminim.
Ni de mourir, je pense.
Eminim bize söyleyebileceğin birşeyler vardır.
Il y a sûrement quelque chose que vous pouvez nous dire.
Biliyorum ve eminim bize verebileceği herşeyi verdi.
Je sais, et je suis sûre qu'il nous a aidé comme il pouvait.
Eminim.
Je pense.
Eminim, tamam mı?
Si, d'accord?
- Pat'in köpükten yapılmadığından eminim.
- Le corps de Pat n'est pas en mousse.
Eminim.
Oui, certain.
Ama birincinin olacağından % 74 eminim.
Mais je suis sûr à 74 % que c'est l'option une.
Artık baban döndüğüne göre eminim onu gördüğüne memnun olmuşsundur.
Ton père est revenu et tu es heureux de le voir,
Eminim süt annemin hep senin hikâyelerini anlattığını duysan şaşırmazsın. Batıya yaptığın yolculukları anlatırdı bana cesaretini, becerikliliğini ve şöhretini.
Cela ne vous amusera pas, mais ma nourrice m'a souvent raconté vos voyages vers l'ouest, votre bravoure et votre ingéniosité.
Doğru kararı vereceğinden işte bu kadar eminim.
C'est pourquoi je suis certaine que tu feras le bon choix.
- Eminim. Evet.
Oh, mon Dieu.
Eminim tekmeler, ama 1. vitese düşüyor.
Oui, surement... rétrogradage en première.
Bir pitonu eğitemeyeceğine eminim, değil mi?
Je suis quasiment sûr qu'on ne peut pas dresser un python, si?
- Ağladığını gördüğümden eminim.
- Je suis sûr de l'avoir vu pleurer.
Eminim ki buna rağmen kendisine büyük bir hoşgeldin diyeceksiniz çünkü her ne kadar şu anda büyük bir Hollywood yıldızı olsa da aslında burada, Güney Afrika'da doğdu.
Je suis sûr cela-dit, que vous lui ferez quand même un très bon accueil. Si elle est aujourd'hui une star reconnue à Holywood, elle est née ici, en Afrique du Sud.
Ben de bilmiyorum ne olduğunu, ama eminim ki ne olduğunu bize anlatacaktır.
Je ne sais pas ce que c'est, mais il va nous le dire.
Evet, eminim.
Oui.
Eminim.
Affirmatif.
Eminim Floki'nin yeni gemileri, Frenklerin denizdeki her şeylerinden hızlıdır.
Je suis sûr que les bateaux de Floki peuvent distancer ceux des Francs.
Ama ben senin beni kıskandığından eminim.
Tu es jaloux.
Eminim bizimle gelmek isterdin.
Tu aimerais sans doute venir.
Eminim benden nefret ettiğin zamanlar olmuştur. Ama akıllarını zehirlemedin veya beni sevmelerine engel olmadın.
Tu m'as certainement détesté parfois, mais tu n'as pas empoisonné leurs esprits,
Tamam, çok da kötü değildir, eminim.
Je suis certaine que ce n'était pas si terrible.
Eminim ki iyisin... Muhteşemsin belki de.
Je suis sûre que tu es génial.
Pat'in geri gelmeyeceğinden yüzde yüz eminim ama yüzde bir ihtimalle bile gelecek olursa bu baya güzel bir önlem olurdu, öyle değil mi?
Écoute, je suis sûr à 100 % que Pat ne reviendra jamais, mais pour 1 % de chance qu'il revienne, c'est une bonne précaution, tu vois?
Yarışı kazanamayacağımdan epey eminim ama şunu söyleyeyim uyanığım.
[RICANEMENT] Je suis presque sûr de ne pas gagner le concours, mais je vais te dire, je suis réveillé.
Hatta harikayım ve eminim.
- Oui, je vais bien. Je vais même très bien.
Evet, eminim sevinir.
J'en suis sûre.
Bir şeyler düşüneceğine eminim.
Je suis sûr que tu peux penser à quelqu'un.
Eminim bardak tutucu senin gibi susayan bir erkek için kullanışlı olur.
Je crois que le diamètre du porte-gobelet suffit à un homme comme toi.
Eminim kötü bir şey dememıştir.
Oh, je suis sûre qu'il ne voulait pas être méchant.
- Eşeklerden biri olmadığıma eminim eğer bunu ima ediyorsan.
Je ne suis certainement pas un des ânes, si c'est ce que tu veux dire.
- Eminim öyledir.
J'en suis certain.
Şöyle ki Ferrari dokuz taneden biriydi, yani eminim özlememiştir.
C'était une de ses neuf Ferrari, donc je suis presque sûre qu'elle ne lui a pas manqué.
- Eminim valf sistemleri sorunludur.
Je parie que c'est leur système de valve.
Eminim seninle konuşmak isteyecektir, geçmişinle ilgili.
Je suis sure qu'il voudrait vous parler de vous, de votre passé.
Alejandro Medina'yı tanıdığına eminim ama.
Eh bien, je parie que vous savez qui est Alejandro Medina.
Haklı olduğuna eminim.
Je suis sûr que tu as raison.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]