Eminim ki traduction Français
4,801 traduction parallèle
O kadar eminim ki, yarın öğleden sonra bu saatlerde ikimiz de bir kere daha demiryolunun memesini emiyor olacağız.
Oui, et je vous garantis que demain après-midi, vous et moi allons téter à nouveau les mamelles du rail.
Eminim ki ortalıkta bir de başkan yardımcısı vardır.
Il y a sûrement un adjoint.
Ben eminim ki biz burada konuşurken benim ufak yeğenim seni tedavi ediyordur.
Je suis sûre que ma petite nièce te guérit en ce moment même.
Eminim ki ortalıkta bir de başkan yardımcısı vardır.
Bien, il y a sûrement un maire adjoint.
Eminim ki bunun bir tuzak olabilme ihtimalini de gözden geçirmişsindir.
J'imagine que tu as songé à un possible piège?
Biliyorum, Finn'in Tanrı'yla ilgili şüpheleri vardı ama eminim ki, sincap dişli şimdi cennette yeni en yakın arkadaşı Şişko Elvis'in yanında oturmuş karamelize edilmiş kaburga eti ve kızarmış patatesle piknik yapıyordur.
Je sais que Finn avait des doutes sur Dieu, je sais aussi que maintenant, Tétons Spongieux est au paradis, à côté de son nouveau meilleur ami, Gros Elvis, faisant un pique-nique de petites côtes trempées dans du caramel et de la graisse à frire.
Büyük ihtimalle Glee kulübündeki öğrencilerinin haftalardır açıklama yapmadan bir gelip bir gelmemesinden anlamış olabileceğin için, eminim ki okulda hastalıklar yüzünden rekor sayıda devamsızlık yapıldığını duymak seni şaşırtmayacaktır.
Donc, au regard de comment tes élèves du Glee club vont et viennent pendant des semaines durant sans aucune explication, je suis sûre que ça ne va pas te surprendre que nous ayons un désastreux record de présence à cette école pour cause de maladie.
Bazı erkeklerde eminim ki işe yarıyordur. Sadece şu anda seni anlamaya çalışacak vaktim yok.
Je n'ai pas le temps de m'occuper de ça maintenant.
Eminim ki zaten biliyorsundur ama bu kasaba eski yerlilerinin anlattığı doğaüstü efsanelerle ilgili köklü bir tarihe sahip.
Je suis sûr que tu es déjà au courant de ça, Mais cette ville a une longue histoire de légendes surnaturelles, des premiers colons aux bûchers sur la
eminim ki bunu biliyorsunuzdur.
une chose que tu connais, j'en suis sûr.
Ama oldukça eminim ki gizli, karanlık arzularını bu şekilde şımartıyor.
Mais je suis toute disposée à croire qu'il se livre en secret à ses désirs les plus sombres.
Vic, eminim ki Jess telefon çalmayı seven türden birisi değildir.
Vic, je suis sûr que Jess ne craque pas pour les mecs qui volent des téléphones.
Ve şimdi eminim ki neredesin, iyi misin değil misin bilmediği için deliriyordur.
Et là je parie qu'elle devient folle de ne pas savoir où tu es, et si tu vas bien.
Bu adam bir şeyler peşinde ve eminim ki iyi şeyler değil.
Donc ce mec va faire quelque chose et je parie sur rien de bon.
Eminim ki iyi bir sebebin vardı.
Je suis sûre que vous aviez une bonne raison.
- Eminim ki sana alışacaktır.
- Il finira par t'apprécier.
ve eminim ki bahsettiğin hain de burada oturan küçük zencidir.
Et je vous parie que c'est ce petit négro là!
- Eminim ki öyle bir şey yoktur.
- Je suis sûre que ce n'était rien.
Eminim ki doğru şeyler için göğüs geren bir adamla olduğun için gurur duyuyorsundur.
Je parie que tu es fière d'être avec un homme qui sait se lever pour ce qui est juste.
Eminim ki doğru zamande benimle bunları paylaşacaktır.
Je suis sûr qu'il me dit tout ce qu'il faut.
Bilincimi kaybetmişim. Ve oldukça eminim ki bu ilk defa da olmamış.
J'ai perdu connaissance, et je suis sûr que ce n'était pas la première fois.
Eminim ki o dişi çıkmıştır artık.
Une dent qui a certainement poussé.
Öyle mi? O zaman eminim ki orada olduğunu doğrulayabilecek tanıkların da vardır.
Je parie que tu as des témoins pour confirmer ton alibi, hein?
Neden olay mahallinde olduğunun... -... eminim ki çok mantıklı bir açıklaması vardır.
Je suis sûr qu'il y a une explication sur votre présence sur les lieux.
Eminim ki ayrılmak onun için kolay bir karar olmamıştır. Ve hepimiz o kararda bulunduk.
Je suis sûre que partir n'a pas été une décision facile pour elle, et on est tous passé par là.
Ama eminim ki, Dr. Mallard şüphelerimizi giderecektir.
Mais je suis sûre que le Dr Mallard sera capable de confirmer nos soupçons.
Eminim ki NCIS tüm araştırma yollarını açık tutuyordur.
Je suis sûre que le NCIS va enquêter sur toutes les possibilités.
Eminim ki müvekkilimin kendi öz oğlunu teşhis etmesi...
Et certainement la véracité de ma cliente - Quant à l'identité de son propre fils... - Il n'y a pas de corps.
Kötü bir sürprizle karşılaşmak istemiyorum,... ama kesinlikle eminim ki, çantasında yastıklara konan ufak çikolatalar taşıyor.
Je ne veux pas faire de spoil, mais je suis sur qu'elle avait un petit sac de chocolats sur oreillers.
Ah, hayır. yıllar önce Cabotsville'e gitti, ama... eminim ki ölse duyardım.
Il est parti à Cabotsville il y a des années mais... Je suis sûre que je l'aurais su si Henry était mort.
Eminim ki şişman, terli yatak ıslatıcı kadınlara, ilgi duyan erkeklerin olduğu bir site vardır.
Je suis sûr qu'il ya un site Web Pour les mecs qui aiment les grosses, suantes, qui font au lit.
Sadece bir şeyler söylemek istedim, oğlunuzu gerçekten çok seviyoruz, ve kızım da ona abayı yakmış durumda, yani eminim ki onlar için mutlu bir son vardır.
Très bien, je veux juste dire Que nous aimons déjà votre fils, et je sais que ma fille est folle de lui, donc je suis sûre qu'il y a une fin heureuse quelque part.
Okulda yeni kendisi, o yüzden eminim ki Eastgate misafirperverliğini en iyi şekilde göstereceksiniz.
Il est nouveau dans cet établissement, donc je suis sûre que vous allez l'accueillir le plus chaleureusement.
Yerime eminim ki sen...
J'ai quelque doute que ce soit vous...
Arabaları yok, ama eminim ki Johnsonlar oraya girmenize aldırış etmez.
Leurs voitures ne sont pas là, mais je suis sûre que les Johnsons seraient d'accord que vous y alliez.
Eminim ki biraz asker ayırabilirsiniz.
Vous pouvez certainement faire plus.
Ama eminim ki Kral Henry size yardım edecektir.
Mais, le roi Henri vous aidera sans aucun doute.
Olsun varsın, eminim ki arkadaşının görev sırasında kaybolan bir çapkını bulmasına yardım etmekten daha iyi işler başarabiliriz.
Quoi qu'il en soit, Je suis certain que nous pouvons faire mieux qu'aider votre amie à trouver un pro de la drague qui a disparu
Eminim ki delil deponuz yunusunuzu sağlam bir şekilde muhafaza ediyordur.
Je suis sûr que le placard à preuves a bien conservé votre dauphin.
Eminim ki hâkimlerin size tepeden baktığı uzun yıllar geçirdiniz.
Je suis sûr que vous avez passé bien trop d'années avec juges qui vous regardaient de haut.
Ve eminim ki eğer muhtereme senin ve first leydi'nin ne kadar iyi ve tanrıdan korkan insanlar olduğunuzu anlatmam gerekseydi...
Et je suis sûre que si j'expliquais au révérend à quel point vous et la première dame êtes de bons chrétiens...
Ve eminim ki sen bunun tehlikesiz olduğunu düşünüyorsun.
Et je suis sûre que vous pensez que c'est inoffensif
Eminim ki hepiniz... Birinci sınıf bir beyni var.
Alors vous... 338 ) } Il est l'un des plus grands intellectuels.
Eminim ki ben onlardan biriyim.
Et j'en suis une.
O kadar çok otel müşterisi var ki, hatırlayamayacağına eminim.
Avec, euh, des clients de l'hôtel. Je ne suis pas sûr de me souvenir.
Bu kadar polisi bir arada görmekten dolayı sinirlerinizin bozulduğuna eminim size garanti verebiliriz ki ikinizin de Titus Stone'u öldürmediğinizi biliyoruz.
Je suis sûr que vous êtes nerveux, de devoir voir les policiers et tout, donc, laissez moi vous rassurer, nous savons qu'aucun de vous n'a tué Titus Stone.
Bunu açıklayamıyorum ama öyle ki, hayatımda ilk kez ne yapmam gerektiğinden eminim.
Je ne peux pas l'expliquer... C'est comme si, pour la première fois dans ma vie, je suis totalement sûr de ce que je dois faire.
Benim değil ki vereyim ama eminim bunu saygılı şekilde çözecek bir yol bulabiliriz ve bir bakıma ülkene -
Ce n'est pas à moi de décider, mais on peut surement trouver un moyen de s'entendre d'une manière...
Eminim ki reddettiler.
Je suis sûr qu'il le pouvait.
Bunun büyüleyici olduğundan eminim, ama gerçek şu ki,... Tomas Ruiz aslında bir muhbir değil, çünkü hiçbir zaman bilgi vermedi.
Et je suis sûr que c'est fascinant, mais le fait est que Tomas Ruiz n'est pas vraiment un mouchard parce qu'il n'a jamais balancé.
Diyorum ki, bütün gün katlanmak zorunda kalsan seni de çileden çıkaracak bir sürü özelliğim olduğuna eminim.
Le fait est que je suis sûr que certaines choses te rendraient folle si tu devais les supporter toute la journée.