Fırtına geliyor traduction Français
180 traduction parallèle
Fırtına geliyor.
[Ce son de cloche signifie la tempête.]
- Fırtına geliyor Frank.
- Il y a un orage en vue.
Fırtına geliyor. En yakın köy nerede?
La tempête arrive, où est le prochain village?
Körfezin güneyinden bir fırtına geliyor.
Une tempête se forme au sud de la baie.
Fırtına geliyor.
Il va faire de l'orage.
Fırtına geliyor.
Un orage se prépare.
Fırtına geliyor.
La tempête est à venir.
Onları ahıra sok, fırtına geliyor.
Fais-les rentrer à l'étable, l'orage arrive.
Fırtına geliyor.
La tempête fait Hou!
Bir fırtına geliyor. Bizim fırtınamız.
Une tempête va se lever... notre tempête.
Fırtına geliyor.
L'orage approche.
Fırtına geliyor.
On dirait un gros orage.
Oh, sanırım başka bir fırtına geliyor.
Je crois qu'une autre tempête s'annonce.
Fırtına geliyor.
Il va pleuvoir.
Büyük bir fırtına geliyor.
Un gros orage arrive!
Fırtına geliyor. Brandayı çeksek iyi olacak.
Une tempête arrive, mettons la bâche.
Fırtına geliyor.
Un ouragan approche.
Acele etmeliyim. Fırtına geliyor.
Je me dépêche, l'orage n'est pas loin.
- Fırtına geliyor.
- L'orage approche.
Fırtına geliyor.
La tempête arrive.
Ama bir fırtına geliyor.
Il y a une tempête qui arrive.
Fırtına geliyor, kendinize dikkat edin, olur mu?
Mais faites attention. On va avoir du mauvais temps.
- Büyük bir fırtına geliyor.
- Un gros blizzard approche.
Fırtına geliyor gibi.
Y en a une grosse qui s'annonce.
Seni temin ederim bir fırtına geliyor.
Je vous assure qu'un orage se prépare.
Berbat bir fırtına geliyor gibi...
La tempête se lève.
Adadan doğru bir... fırtına geliyor.
Une tempête arrive... de l'ile.
Fırtına geliyor.
L'orage arrive.
Fırtına geliyor.
Sans doute une autre tempête.
Fırtına geliyor.
Il va y avoir de l'orage.
Sanki bir fırtına geliyor.
Un orage se prépare.
Fırtına geliyor.
Une tempête approche.
Büyük bir fırtına geliyor.
Ça s'annonce sérieux.
Bok! Fırtına geliyor!
La tempête se lève!
Fırtına geliyor gibi.
Une tempête se prépare.
Fırtına geliyor.
On dirait une tempête.
Başka bir fırtına geliyor.
Un autre orage se prépare.
Her sabah, göz kamaştıran güneşe sahip, fırtına ve sağanak ile soğuk kuzey rüzgarı esiyor, ya da yanan birileri ile yerliler geliyor bizim dostlar, balıkçılar adadan denize açılıyor.
Chaque matin, sous un soleil vif et éblouissant, dans la tempête ou par une mer démontée, sous le vent froid du nord ou celui brûlant, venant de l'Inde, Alyosha et Youssouf partaient en mer avec les pêcheurs.
Büyük bir fırtına denizin öte yanından geliyor...
L'orage franchira la mer.
Büyük bir fırtına mı geliyor?
La tempête approche?
Fırtına uyarısı. Büyük kasırga geliyor.
Le cyclone approche, dangereux!
Fırtına bu tarafa doğru geliyor.
Nouveau gros orage sur la maison.
İşte fırtına geliyor.
Voilà l'orage.
Rüzgar doğudan esiyor sis geliyor bir fırtına kopmak üzere gibi.
Le vent est à l'est La brume est là... C'est comme si sans prévenir Une chose se passait
Fırtına başladı. Davul ve flüt sesleriyle geliyor.
C'est la tempête, qui vient au son du tambour.
Yok, ses geliyor. Fırtına tekrar bastırdı.
Mais si, je l'entends.
Bir fırtına daha geliyor.
Une nouvelle tempête de neige...
Bu gece gidemezsiniz fırtına geliyor!
Je t'attendrai.
Kaptan, büyük bir fırtına onların koordinatlarına doğru geliyor.
Une énorme tempête se déplace vers les coordonnées de l'équipe au sol.
- Sanırım bir fırtına geliyor! Lisa!
Un ouragan va arriver!
Görünüşe göre tepemize çullanan biraz kötü hava var! Güneybatıdan şiddetli bir fırtına geliyor!
On dirait qu'on va se prendre une petite tempête.
geliyorum 2650
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyoruz 309
geliyormusun 18
geliyorlar 662
geliyor mu 41
geliyorum efendim 21
geliyor 1263
geliyorsun 30
geliyor musun 650
geliyor musunuz 91
geliyoruz 309
geliyormusun 18
geliyorlar 662
geliyor mu 41
geliyorum efendim 21