Genç dostum traduction Français
152 traduction parallèle
" O kadar hızlı gitme, genç dostum!
Ne vous précipitez pas, mon jeune ami!
"Haydi, uzaklaş! İyi yolculuklar, benim genç dostum... hayaletlerin yurduna!"
Partez maintenant, mon jeune ami, dans la terre des fantômes!
Sende ne var, genç dostum?
Qu'est-ce que c'est que ça?
Pekâlâ genç dostum, seninle birkaç şey konuşacağım.
J'ai à vous parler, mon jeune ami.
Hadi genç dostum. Üç hakkın daha var.
Allez, les jeunes, il en reste trois.
Buraya kasırga falan geldiği yok, genç dostum.
Il n'y a aucun ouragan qui s'annonce, jeune homme.
İşte bu genç dostum.
Voilà, jeune homme.
Bak sana ne diyeceğim, genç dostum.
Mais je vais vous dire une chose.
Neden bahsettiğini anlamıyorum, genç dostum.
Je ne vois pas vraiment de quoi vous parlez, jeune homme.
Eğer yerinde olsam genç dostum, bu kızla hiç sorun çıkartmak istemezdim.
Je chercherais pas les ennuis si j'etais vous.
İsteseydi doğrudan seni vurabilirdi, genç dostum.
Heureusement qu'elle sait viser!
Hayır, genç dostum.
Non, mon jeune ami.
Ve Tanrı aşkına, genç dostum... dönüşünde tekrar sessizce girmek zorunda kalmamaya çalış.
Et pour l'amour du ciel, mon jeune ami... veille à ce que tu n'aies pas à revenir discrètement.
Bak genç dostum.
Ecoutez, mon jeune ami.
Genç dostum, eğer 1,000 frankım olsaydı birkaç dakika içinde onu 16,000 yapardım. Çünkü gelecek koşuda Cumulus'e oynardım.
Dites-vous bien, mon jeune ami, si j'avais mille francs, j'en aurai seize mille dans quelques minutes, parce que je jouerai Cumulus dans la prochaine.
Genç dostum, zaten öleceksem öleceğim andan on ya da yirmi dakika önce ya da sonra ölmemin ne önemi var ki?
Jeune ami, qu'importe si je meurs... dix ou vingt minutes au-delà du point... où je devrais mourir?
Bela arıyorsun, genç dostum.
Vous cherchez les ennuis.
Durdur onu genç dostum!
Arrête-le petit!
Genç dostum, bu sabah bazı şeylerin sizin lehinize işlemediği ortada.
.. defavorable? Mon petit vieux,.. .. ca ne tourne pas rond ce matin.
Dinleyin genç dostum, çok naziksiniz ama kızım için daha ışıltılı bir düğün düşünüyorum!
Vous etes gentil,.. .. mais j'envisage un mariage plus reluisant.
Bunlar fanteziler, genç dostum.
Tout cela n'est que fantaisie, mon jeune ami.
ömrümün sürüşünü seyrettim, genç dostum, sana şapka kaldırıyorum.
J'en ai vu, des cavaliers, jeune homme. Je vous tire mon chapeau.
seninle konuşmamdan hoşlanmıyormusun genç dostum, ama sen benim atıma bindin.
Vous m'en voudrez pas, jeune homme, mais c'était mon cheval.
Bu benim genç dostum Imre Toth.
Voici mon jeune ami lmre Toth.
" Sevgili genç dostum, yardım isteğine karşılık veriyorum.
"Ma chère jeune amie, " Votre appel à l'aide éveille toute ma sympathie.
Adımına dikkat et genç dostum. Adımına dikkat et.
Attention où tu marches, jeune homme.
Hey genç dostum.
Hé, fiston.
Biraz pohpohçusun genç dostum.
Vous êtes un flatteur!
Ama sakin olun, "yavaş olun" genç dostum.
Mais du calme.
Gidelim o zaman. Haydi genç dostum.
Courage, il faut se remuer, petiot.
Sen de bir katırsın, genç dostum.
Toi aussi, t'es un marmot, un petit mulet.
Yanılıyorsunuz genç dostum ;
- Vous avez tort, mon jeune ami.
Şimdi, genç dostum. Demek adın Perseus ve Argos krallığının varisisin, öyle mi?
Alors, mon jeune ami... tu t'appelles Persée, héritier du royaume d'Argos?
Şu genç dostum için de bir tane alayım.
Il m'en faut une autre pour mon jeune ami.
Sen neden bahsediyorsun genç dostum?
De quoi parlez-vous, mon jeune ami?
Dinle beni, genç dostum.
Écoute-moi jeune homme.
Dostluğumuz, uzun sohbetlerimiz... Hayır, lütfen! En büyük arzun, senin olsun genç dostum.
Toutes les vies, toutes les âmes sont reliées les unes aux autres.
Genç dostum, yaşlanıyorum.
Ce matin je l'ai vu à nouveau.
Demek siz de buradasınız... sevgili genç dostum.
Vous voilà aussi, mon jeune et cher ami!
Teşekkür ederim genç dostum. - Lütfen Müdür Bey'e geç kalacağımı telsizle bildirir misiniz?
Merci mon petit Lutz Vous serez gentil de, par radio d'avertir le directeur que je serai en retard
Çok heyecan vericidir genç dostum.
Vous êtes très excité jeune homme.
" Dostum, bugün geminden inen genç Arrius nerede?
" Mon ami, où est ce jeune Arrius qui est arrivé sur votre navire ce matin?
Sevgili dostum. Her defasında daha genç gözüküyorsun!
Mon cher ami, vous rajeunissez à vue d'oeil.
Özel küçük bir olay, dostum, benim ve genç kadın arasında.
Une petite affaire privée, entre cette femme jeune et moi-même.
- Nasılsınız, genç dostum?
Ca va?
Genç adamları çevrede devriye gezmeleri için ayarlasan daha akıllıca olur. Eski dostum yaşasaydı yetmişindeydi.
Et engagez des veilleurs de nuit... qui ne soient pas septuagénaires.
Sonra gittin ve yakın dostum Dr Kananga'dan bu genç bayanı çaldın.
Puis tu t'empresses d'aller voler cette précieuse jeune femme à mon vieil ami le Dr Kananga.
Zevk duyarım genç dostum.
Charmant jeune homme.
Çok genç olmak diye bir şey yoktur dostum sadece daha yaşlı olmak vardır.
Trop jeune, ça n'existe pas. C'est juste toi qui es trop vieux.
.. görünüşe bakılırsa,.. ... kayıp kurşun kalemleri bulan, ve yatılı okullardaki genç bayanlara tavsiye veren bir vasıtaya dönüşüyor. Dostum, sevgili arkadaşım,..
Quant à ma petite entreprise, il me semble qu'elle dégénère en une agence pour récupérer des crayons égarés et donner des conseils aux jeunes filles des pensionnats.
Dinle, dostum, buralarda genç bir arkadaşımızı kaybettik, ona rastladın mı?
Ami, nous avons perdu un gars. - Est-ce que vous l'avez vu?
dostum 6912
dostum benim 16
dostumuz 17
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490
dostum benim 16
dostumuz 17
genç kız 23
genç bir kız 20
genç bir adam 28
genç bir kadın 21
genç bayan 296
genç efendi 21
genç adam 490