Gerek kalmadı traduction Français
965 traduction parallèle
Artık onun için endişelenmeme gerek kalmadı.
Je n'ai plus de souci à me faire.
- Anlıyorum efendim. O halde diğer rezervasyonlara gerek kalmadı.
Je peux faire annuler vos réservations?
- Kazbah'a gitmene gerek kalmadı.
Non. Non! Inutile d'aller à la Casbah, Mademoiselle!
Bir şey yapmanıza gerek kalmadı.
Ne vous dérangez pas, c'est une erreur.
- Artık söylememe gerek kalmadı.
- Je n'ai rien d'autre à dire.
- Acele etmenize gerek yok. Artık gerek kalmadı.
Pas besoin de vous dépêcher.
Zahmet etmeme gerek kalmadı.
Je n'aurai pas à le faire.
Ben de bir misyoner gibi din değiştirecek kişileri ormanda aramaya gerek kalmadığını çünkü o vahşilerin ayağına geleceğini düşündüm.
Je me suis senti comme un missionnaire qui découvre qu'il n'a pas à chercher des ouailles dans la jungle car les sauvages viennent à lui.
Kendi paramdan fazlasını mı? Artık kimseye para vermeme gerek kalmadı bence.
Je n'ai plus à payer quoi que ce soit.
Eh, sanırım senin ve babamın, endişelenmenize gerek kalmadı.
Papa et toi n'avez plus de souci à vous faire.
Hayır, diğerleri için bu yeterli olmuştu. Daha fazlasına gerek kalmadı.
Mais les autres auraient déjà fichu le camp.
O zaman akşam yemeğine gerek kalmadığını söyleyeyim.
Je vais prévenir que je ne dînerai pas.
Yarınki makalesini okumana gerek kalmadı Eve.
Inutile de lire sa rubrique, Eve.
Gerek kalmadı. Rozetin.
Je n'ai pas eu besoin.
- Gitmene gerek kalmadı.
- Il n'y a pas de raison de partir.
Gerek kalmadı.
C'est inutile.
Fazla söze gerek kalmadı, çünkü Gabrielle Gerard işi olmaz.
Inutile, la réponse est non pour Gabrielle Gerard!
Artık subay olmana gerek kalmadı. Şimdi Dana ordudan atıldığına göre.
Tu n'as plus envie de devenir officier depuis que Dana a quitté l'armée?
Buna gerek kalmadı.
Plus besoin de ça c'est expiré.
Bildiğiniz gibi, bir kaza oldu ve Swann'a para vermeye gerek kalmadı.
Mais grâce à cet accident, plus besoin de payer!
Karşımdaki o salağa hile yapmama bile gerek kalmadı.
Je jouais avec un imbécile, c'était pas la peine de tricher.
- Size gerek kalmadı.
On ne vous ennuiera pas.
- Bana gerek kalmadı mı?
On ne m'ennuiera pas...
Vasıfsız işçi olmana gerek kalmadı, Yorie.
Yorie, tu resteras en ville.
Sonunda bir masa için beklememize gerek kalmadı.
Au moins, nous n'avons pas besoin d'attendre.
Başka eğlence aramama gerek kalmadı.
Voilà ce que j'attendais.
Ne türden bir yalan uyduracağımı düşünerek Lila'ya döndüğümde, yalanlara gerek kalmadığını gördüm, hiçbir şeye gerek kalmamıştı.
Je retournais vers Lila, me demandant quel mensonge dire, Mais pas besoin de mensonge ni de rien d'autre
Benden utanmana gerek kalmadı artık.
Tu n'auras pas honte de moi?
Mahkemeye gitmeme gerek kalmadı.
J'ai plus besoin d'y aller.
Ancak artık endişe etmenize gerek kalmadı.
Ne vous inquiétez plus.
Neyse gerek kalmadı. Olay yerine geldi ve ona söyledim.
Mais finalement... il est arrive et je lui ai dit.
Travis artık endişelenmene gerek kalmadı, tutuklama, itaatsizlik.
Ne vous inquiétez pas d'arrestation ou d'insubordination.
Artık buna gerek kalmadı.
Maintenant il n'a pas à le faire.
Artık endişelenmene gerek kalmadı.
Tu n'as plus à t'inquiéter.
Ama endişe etmene gerek kalmadı.
Mais tout est arrangé.
- Gerek kalmadı. Buradayım.
Pas la peine, je suis là.
Daha fazla aramana gerek kalmadı.
Tu n'as plus besoin de chance.
- Ben durdururum Madam. Size artık Matmazel demeye gerek kalmadığına göre...
Moi madame, puisqu on ne peut plus vous appeler mademoiselle...
Artık onu görmeme gerek kalmadı.
Je n'ai plus envie de le voir. Au plaisir.
Burada daha fazla kalmana gerek kalmadı.
Tu n'auras plus à rester dans cette maison.
- Hayır, buna gerek kalmadı.
- Ce n'était pas nécessaire.
Biz akşam için Paul'ü almaya gelmiştik ama buna gerek kalmadığını görüyorum.
Nous venions chercher Paul pour la nuit, mais cela ne semble plus nécessaire.
Artık gazete hakkında endişelenmene gerek kalmadı.
C'est arrangé, pour le journal.
Artık sana gerek kalmadı.
On n'a plus besoin de toi.
Maskeli Balo'da sahne almana gerek kalmadığını söylemeye geldim.
Je viens te dire..... qu'il n'est pas nécessaire que tu sois présente.... au bal masqué ce soir.
Devam etmene gerek kalmadı öyleyse.
Alors, vous n'allez pas plus loin.
Üzülmene gerek kalmadı.
Soyez tranquille.
Hiç bir kuşkuya gerek kalmadığını düşünüyorum.
Cela ne fait aucun doute.
Birlikleri sevketmeye gerek kalmadı.
Pas besoin de troupes.
Ama artık başka çaremiz kalmadı. Bunu ilgili makamlara bildirmemiz gerek.
je crains, de ne plus avoir le choix, nous devons informer les autorités.
Bugüne kadar vasiyet hazırlamadım. Zaten artık buna gerek de kalmadı.
Je n'ai pas fait de testament et rien ne presse.
kalmadı 44
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerekmez 98
gerekirse 81
gerekiyor 29
gerek yok 917
gerek 16
gerekli 27
gerekmiyor 26
gerek yoktu 39
gereksiz 31
gerekmez 98
gerekirse 81